Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı (1/596) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 17 .02.2016 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ben, Ayhan Bey'in konuşmasının bir kısmını kaçırdım ama benim en çok merak ettiğim, bu yasanın yapım süreci. Çünkü, bugün Genel Kurulda, mevcut, kişisel verilerle ilgili bir yasa da şu anda görüşülüyor ve incelediğim kadarıyla sadece içerisindeki kişisel veriler çıkarılmış, yerine insan hakları serpiştirilerek bir kanun oluşturulma gibi bir yöntem izlenmiş maalesef.
Aslında nereden tutacağımızı bilemiyoruz, çünkü baştan kendisi bile şu anda, onlarca ayrımcı ifadeler, ayrımcı terimler, ayrımcı kurumlar... Aslında kurumun kendisi bile ayrımcı bir kurum olarak bence tanımlanabilir. Onun için, bugün gerçekten burada "Acaba bu kanun üzerinden ne kadar konuşabiliriz, ne kadar düzeltebiliriz, nereden tutarsak düzelir?"den ziyade, bence bunun burada hiç tartışılmayıp direkt tekrar yasanın en başından geri dönüp bu yasanın yapım aşamasında -belki Ayhan Bey de dile getirmiştir ama- sivil toplum örgütlerinden, bu işte gerçekten çalışan insanlardan görüş, düşünce alarak ve eğer bir kurum kurulacaksa amacına uygun bir kurulun kurulması... Çünkü, bir bakıyoruz, evet, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu bir kurul oluşturuyor ama bu kurulun içerisinde temsiliyet adına hiçbir şey yok. Yani, bakıyorsunuz, orada biz 11 erkeğin aslında kurulda var olabileceğini görüyoruz yani buna dair şu anda tek bir düzenleme yok.
ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya ) - Ama kadın da oluyor.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Kadın olabilir ama olmaya da bilir yani ama...
ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya ) - Erkek de olabilir, olmayabilir; kadın da olabilir, olmayabilir.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Ama böyle değil yani bu...
BAŞKAN - Bir dakika, bir dakika, lütfen...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Pardon, müdahale etmezseniz...
BAŞKAN - Tabii, buyurun.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Yani, bu kurul aslında bire bir kendisi zaten ayrımcı bir kurul hâline geliyor. Yani, tamamen erkeklerden oluşan bir kurulun kadın hakları ya da kadına karşı bir ayrımcılıkla ilgili nasıl bir karar verebileceğini düşünüyoruz ya da diğer temsiliyetleri, düşünürsek eğer?
Bir bakıyoruz, yine, bu başvuru şartıyla ilgili -bizim şeyde de arkadaşlar zaten muhalefet şerhi vermiş- hangi dillerde başvuru yapılabileceğiyle ilgili şu anda kanunda hiçbir düzenleme yok.
Yani, dediğim gibi, aslında kanun baştan aşağı, kendisi, ayrımcılığın buradaki vücut bulmuş hâli maalesef. Onun için, bence bunun en başına geri dönüp buradan da hiç böyle düzeltmeye, yamalamaya çalışmayıp... Aslında şu anda sivil toplum örgütleri de burada. Onlar düşüncelerini daha iyi ifade edebilirler. Bu konuda bizden daha tecrübeli ve bu işte daha çok duyarlı oldukları için bence direkt başa dönüp "Bir kurum kuralım, hemen marta yetiştirelim." gibi bir anlayıştan ziyade gerçekten şu anda mevcut, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurarak her gün binlerce ayrımcılığa maruz kaldığımız, binlerce insan hakları ihlalinin -bakın, her gün diyorum yani ben artık ay demiyorum- olduğu bir ülke içerisinde bence böyle sadece bürokratik bir kurum kurmak yerine işin özüne uygun olarak... Eğer Türkiye'yi gerçekten düşünüyorsak ve demokratik bir ülke, gerçekten ayrımcılığın olmadığı bir ülke hâline getirmek istiyorsak ona uygun kurumların kurulması için bence çaba sarf etmemiz gerekiyor.
Onun için, bu kanunun bence -dediğim gibi- görüşülmesinin bile benim açımdan düzeltilebilir bir yanı yoktur.