SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, Bakan Yardımcıları ve sayın bürokratlar; hepinize iyi bir akşam diliyorum.

Sayın Bakan, siz bizden ne istiyorsunuz? Hani "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diyoruz ama yüz yıllık bu cumhuriyet boyunca hiçbir dönem Kürt'ün iradesi kabul edilmedi. Bakın, çok yakın bir tarihte 31 Mart seçimlerini geride bırakıp geldik. 31 Mart seçimlerinde askerleri ve polisleri Şırnak'a, Bitlis'e, Ağrı'ya ve birçok ilçeye gönderdiniz ama birçok yerde halk size cevap verdi, "Kardeşim, benim irademe dokunmayın." dedi ve birkaç gün önce kayyum atandı. Esenyurt'la başlayan ve sonrası Batman, sonrası Mardin ve Halfeti'de bir kayyum politikası uygulandı; 2016'dan bugüne kadar uygulanıyor, asıl derinliklerine gidersek cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar devam ediyor. Ben de yerine kayyum atanmış bir Belediye Başkanıyım. Arkadaşlarımız yalan söylemesin, Genel Kurulda da halkı yanıltıyorlar, burada da yalan söylüyorlar, manipüle ediyorlar; "Efendim, paralar bir yere gitti." Vallahi, Sayın Bakan, siz de bilirsiniz, aynı kentte siz Valilik ben de Belediye Başkanlığı yaptım, bütün Ağrı halkı biliyor ve Ağrı Milletvekiliniz de orada; maaşını halka bağışlayan, belediyeye bağışlayan bir siyasetçiyim. Şimdi, yalanlara gerek yok. Hele, bir kayyum artığı Mecliste çıktı, dedi ki: "Belediyenin altında cephanelikler var Şırnak'ta." Siz Şırnak'ta da bulunduğunuz. Sizden rica ediyorum, nerede bir cephanelik varsa bize söyleyin, kamuoyuna da söyleyin, silahlar neredeyse bunları bilmek istiyoruz. Esenyurt'ta silah mı vardı? Mardin'de Ahmet Türk'ün elinde keleş mi vardı? Batman'da Gülistan'ın elinde bomba mı vardı? Hayır, bunların hiçbiri doğru değil. Kayyum politikasını bu topraklarda uygulamak adına bütün yollar mübah (!) Bakın, aynı politikaları İsrail Filistin için de söylüyor. Filistin'de masum insanları vurduğunda -camiyi vuruyor, hastaneyi vuruyor, okulu vuruyor- dönüp ne diyor biliyor musunuz? Dönüp diyor ki: "Caminin altında cephanelik vardı, hastanenin altında cephanelik vardı, okulda cephanelik vardı." Ey arkadaşlar, ne kadar birbirimize benziyoruz değil mi yalanlar konusunda? Yalan söylemeye gerek yok. Kimin ne suçu varsa bunları açık, net olarak ortaya koymalısınız. Toplum bu konuda bilgi sahibi olmalıdır. Yanıltmakla olmaz. Ahmet Türk'ten, Ahmet Özer'den, Gülistan'dan, Mehmet Karayılan'dan terörist çıkaramazsınız. Hepimiz hayatımızı bu topraklarda barışa adamış insanlarız. Biz silahı, şiddeti reddederiz ama demokratik siyaset için de ölürüz. Bu topraklarda bu halkın diliyle, kültürüyle var olabilmesi için, vallahi, mücadelemizi de öyle sürdürüyoruz.

Şimdi, Sayın Bakanım, bakın, şurada belediyeler ne yapmış? "..."(*) yani "İlk önce yayalara yol verin." Peki, sizin o güçleriniz, kolluk kuvvetleriniz gece ellerinde boya kutularıyla Diyarbakır'ın, Batman'ın, Van'ın sokaklarında ne işleri var? Irkçı sloganlar yazıyorlar, bu sloganların üstünü çiziyorlar ve sonra siz dönüp diyorsunuz ki: "Ya, biz bu topraklarda kardeş değil miyiz?" Vallahi, böyle bir kardeşlik olmaz. Siz çok önemli görevlerde bulundunuz, Şırnak'ta bulundunuz, siz Ağrı'da bulundunuz, Tekirdağ'da bulundunuz, Gaziantep'te bulundunuz, İstanbul'da bulundunuz ama sizin, sizden önceki Bakandan bir farkınız vardı ama şimdi o Bakana özenirseniz bizden de o cevabı alırsınız. Biz sizin mütevazılığınızı bilirdik, şimdi sizden randevu talep ediyoruz, geceleyin size yazıyorum "Sizinle görüşmek istiyoruz Sayın Bakanım." Sabahleyin Özel Kalemin bana dönüyor: "Efendim, Bakan Yardımcısıyla görüşür müsünüz?" Ben Bakan Yardımcılarını tanıyorum, biliyorum ve Bülent Bey'e de teşekkür ediyorum yani Parlamentodan giden hem Adalet Bakanlığında hem...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SAKİK (Ağrı) - ...İçişleri Bakanlığında görev alan bu eski vekil arkadaşlarımızın Parlamentonun tarihini de nasıl anladıklarını biliyoruz. Onun için kibirlenmeye hiç gerek yok.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sakik, teşekkür ederiz.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Bitti mi?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bitti.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Son bir söz, son bir söz...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Zaten biraz önce bitti, ben bitirin diye bekledim.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sayın Bakanım, bakın, siz bizimle görüşmediniz ama aynı gün bölgede, bölge milletvekilleriyle boy boy poz verdiniz orada. Onların bizden üstün tarafı ne Allah aşkına?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sakik, teşekkür ederim.

Sayın Gökçe Gökçen Göl...

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Şu yurt dışında aynı düşüncede olup da İsrail bayrağını taşıyanlarla da ilgili o kameraya bakarak bir şey söylesene.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Nasıl? Anlamadım ne söylediğinizi.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Söyledim ben bir kere.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım, müsaade ederseniz...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "İsrail bayrağını taşıyanlara da aynı şeyi söyleyecek misin? dedi.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Bakın, bir soru soruldu, cevap... Büyük bir itham! Biz bu toprakların evladıyız. Bizim hiçbir...

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - "Yurt dışında" diyorum.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Benim yurt dışıyla ne alakam var?

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Var, orada da aynı düşüncede olanların İsrail bayrağını orada, burada taşıdıklarını söyle de kamera kaydetsin.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ben buradan bahsediyorum, siz bana yurt dışından bahsediyorsunuz. Ben buradaki toprakların sahibiyim. Bu topraklara bir saldırı olursa ölümüne mevziye yatabilecek kadar onurlu insanlarız biz.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Gördü, bütün milletimiz gördü onu (!) Gördüğümüze inanıyoruz biz.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - O, bizim dışımızda oluştu.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Sakik...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sayın Bakan, bir sürü çeteciyle fotoğrafınız var diyoruz, itiraz ediyorsunuz.

İÇİŞLERİ BAKANI ALİ YERLİKAYA - Bölücü bayrağının yanında İsrail bayrağını salladınız.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakanım...

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Bakın, ben, mevziye yatabilecek kadar yürekliyim diyorum, siz bana hâlâ yurt dışından, nereden bahsediyorsunuz! Biz kaderimizi bu halkla birleştirdik.