Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c) Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d) Göç İdaresi Başkanlığı e) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 20 .11.2024 |
RESUL KURT (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, çok kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, Sayın Bakanım, çok değerli bürokratlarımız, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Gazi Meclisimizde hiçbir milletvekilinin arzu etmediği Meclisin demokratik işleyişine karşı yapılan bu davranışı tasvip etmek ve kabul etmek mümkün değildir. Sayın Ali Mahir Başarır'ın İçişleri Bakanımız için "Milletvekillerini belediyeye sokmuyorsan o zaman Meclise gelmeyeceksin." diyerek işaret fişeğini 11 Kasım tarihinde attığı bu eylem yanlıştır, demokratik siyasete yakışmamıştır.
İçişleri Bakanlığı; il ve ilçelerin yönetimi, mülki idare, güvenlik, emniyet, göç yönetimi, afet ve acil durumların yönetimi, nüfus ve vatandaşlık hizmetleri gibi son derece kritik ve önemli görevleri ifa etmektedir. Tüm bu hizmetlerin yerine getirilmesi için de 1 trilyon 93 milyar 985 milyon bütçe öngörülmektedir. Sayın Bakanımız açıkladı; FETÖ'ye, DEAŞ'a, sol terör örgütlerine 1.500, belki 2.000'e yakın operasyon yapıldı. 4.177 FETÖ'ye, DEAŞ'a 1.025, sol örgütlere 545, yine bazı terör örgütlerine 192 operasyon yapıldı. Bu operasyonların kamuoyuna yansımayan ama arkasında kahramanlık hikâyelerinin yattığını; 72 bombalı eylem hazırlığının, 92 terör eyleminin kaynağında etkisiz hâle getirilerek engellendiğini... İçişleri Bakanlığımızın kararlı çalışmaları, güvenlik güçlerimizin fedakârlığı, Cumhurbaşkanımızın liderliği bu başarının anahtarıdır. İç güvenlik hizmetleri bu kapsamda 620.339 emniyet, jandarma, sahil güvenlik ve güvenlik korucusuyla 11.611 araçla yerine getiriliyor. Burada kahraman güvenlik personelimize aziz milletimiz adına şükranlarımı sunuyorum. Kahraman polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz, güvenlik korucularımızın ayağına taş değmesin diyorum.
Düzenli ve düzensiz göçte transit ve hedef ülke olan Türkiye, bir yandan da insan ticaretine karşı mücadele vermektedir. Dünyada milyonlarca insan çatışmalar, ekonomik zorluklar, çevresel faktörler ve daha iyi bir yaşam arayışı nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalıyor. Düzensiz göç yalnız göçmenleri değil geçiş ve hedef ülkeleri de derinden etkileyen küresel bir sorun hâline gelmiştir. Türkiye, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’nun kesişim noktasında yer alması nedeniyle düzensiz göçte kilit bir geçiş noktasıdır. Özellikle Suriye'deki iç savaş, Afganistan'daki çatışmalar ve Orta Doğu'daki istikrarsızlık milyonlarca insanın sığındığı veya Avrupa'ya geçiş için kullandığı bir ülke olarak Türkiye'yi hedef ülke hâline getirmiştir. Bugün ülkemiz 4 milyonu aşkın sığınmacı ve mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Düzensiz göçle mücadelede ülkemiz hem insani hem de güvenlik odaklı politikalar izlemektedir. Türkiye, sınır güvenliğini artırmak için teknolojik altyapı yatırımları yapmış, sınır duvarları ve izleme sistemleri kurmuştur. Sahil güvenlik ekipleri Ege ve Akdeniz üzerinden yapılan geçişleri engellemek için yoğun bir çaba harcamaktadır. Göç yönetimi ciddi bir maddi ve insani kaynak gerektirmektedir. Türkiye, Avrupa Birliğiyle imzalanan geri kabul anlaşması gibi mekanizmalarla göçün kontrolü için ortak adımlar atmaktadır. Yük paylaşımı ve finansal destek konularında uluslararası toplum, yükümlülüklerini de yeterince yerine getirmemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, sığınmacıların temel ihtiyaçlarını karşılamak için geçici barınma merkezleri, sağlık hizmetleri ve eğitim imkânları sağlamaktadır.
İçişleri Bakanlığımızın önemli görevlerinden biri de deprem, sel, su baskını, yangın gibi doğal afetlerde ortaya çıkmaktadır. Depremler yalnızca fiziksel yıkıma neden olmakla kalmaz, aynı zamanda toplumu her yönüyle derinden etkiler. Depremler, can kaybı, yaralanma ve ekonomik etkilerinin yanı sıra aileler ve toplum için de büyük bir travmaya sebebiyet verir.
Seçim bölgem, memleketim Adıyaman da -6 Şubat bin yılın felaketinden büyük şekilde yaralanan şehrim- çok sayıda konut ve iş yeri yıkılması, binlerce hemşehrimizin hayatını kaybetmesi, yaralanması, evsiz kalması nedeniyle depremden yoğun şekilde etkilenmiştir. Deprem mağdurlarında stres, kaygı ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlar yaygın şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, bireylerin sosyal hayata ve çalışma yaşamına geri dönmelerini zorlaştırmaktadır. Bu anlamda başta şehrim Adıyaman olmak üzere depremden yoğun etkilenen bölgelerde bu tür bir sosyal desteğe büyük bir ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyorum. Depremin etkilediği bölgelerde insanlar güvenli yerlere göç eder, bu da hem göç edilen bölgelerde hem de terk edilen alanlarda toplumsal dengenin bozulmasına neden olur.
Seçim bölgem, memleketim Adıyaman depremde en çok zarar gören 4 ilimizden biridir. 5.953 bina yıkılmış, 19.050 bina ağır hasarlı hâle gelmiş -binalardan dolayı yaşanan yıkımlarda- hayatını kaybeden 8.387 vatandaşımız olmuş, 17.499 vatandaşımız da -binalardan çeşitli nedenlerle yıkımdan sonra- yaralanmıştır.
Adıyaman'da hâlihazırda depremden sonra yaşanan yoğun inşaatlarda büyük bir ilerleme sağlanmış, 17.713 konut hak sahiplerine teslim edilmiş, yaşam başlamış, 2024 yılı sonu itibarıyla da 22-23 bin konut ve iş yerinin hak sahiplerine teslimi gerçekleşmiş olacaktır. 2024 yıl sonuna kadar tüm deprem bölgesinde yaklaşık 200 binin üzerinde bağımsız bölümün hak sahiplerine teslimine çalışılmakta, bu yönde planlamalar yapılmaktadır.
6 Şubat depremleri neticesinde ekonomi kısa ve uzun vadede önemli ölçüde etkilenmiştir. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yıkılması ekonomik faaliyetlerde duraksamaya yol açmış, esnaflarımızın yıkılan iş yerlerinden dolayı ekonomik ve mali kayıpları ortaya çıkmıştır. Konutlar, iş yerleri, okullar, binalar, yollar, köprüler, enerji hatları gibi altyapı ciddi şekilde hasar görmüş, ticaret ve üretim faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. Yeniden yapılanma ve yardım faaliyetleriyle vatandaşlarımızın talepleri hızla karşılanmış ve karşılanmaya devam edilmektedir. Binalar, tesisler, altyapı tamamlansa da vatandaşlarımızın yaşadığı travmanın etkileri devam etmektedir.
Deprem gibi doğal afetlerde AFAD'ın faaliyetleri ve bu afetlerin topluma olan sosyal ve ekonomik etkileri oldukça önemlidir.
Bu nedenle, başta şehrim Adıyaman olmak üzere deprem bölgesinden elini çekmeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza, şehrimizin her sorunu için canla başla çözüm arayan Sayın Bakanımıza, bürokratlarımıza çok teşekkür ediyorum. Sayın Bakanımıza her ne sorunu götürdüysek Sayın Bakanımız şehrimizin ihtiyaçları konusunda elinden gelen bütün gayreti göstermiştir; şükranlarımı sunuyorum. Aylarca evine gitmeyen, depremzede hemşehrilerimize sahip çıkan mülki idare amirlerine, Emniyet, Jandarma, AFAD personeli başta olmak üzere İçişleri personeline de yine aynı şükranımı arz ediyorum.
Sözlerime son verirken Bakanlık bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.