KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, bu bütçe teklifinde işçi, çiftçi, esnaf, emekli, engellinin yaşamını iyileştirecek düzenlemeler yok. 2025 yılında da vatandaşın kemerini değil, boğazını sıkacağınız anlaşılıyor. Tarım girdisine müdahale edilmedi. Çiftçinin ürettiği ürüne düşük alım fiyatı verildi. Çiftçi perişan edildi. Yanlış politikalarla ürünün tarlada kalmasına neden olundu. Çiftçi, tefeciye ve de tüccara mahkûm bırakıldı. Tonlarca ürün de tarlada kaldı ve de vatandaşın bu yıl sebze üretimindeki artıştan faydalanma olanağı olmadı. Fahiş fiyatlarla raflardan ürün almak durumunda kalındı. Destekler zamanında verilmedi, destekler kuşa döndü. Çiftçi diyor ki: "Mazot desteği yerine desteğin 3 katı alınan ÖTV vergisini tarımdan kaldırın." Hâlen çiftçinin bankalara 750 milyar lira kredi borcu bulunuyor, takipteki borçlar artıyor. 21 üründe arz açığı bulunuyor. İthal edilen ürünlerde fiyatların fahiş fiyatlarla yarıştığı bir ülke durumundayız. İthal üründe amaç piyasayı dengelemek iken ülkemizde ithal ürünler haksız kazancın yolu oldu. Çiftçi için düşük alım fiyatı, emekli ve işçi için düşük maaş, vatandaşın elini attığı her yerde artan vergiler ve de durmayan zamlarla işsizlik yaşamı daralttı. Patates de şu an depoda, kamu üç ay içinde alıma girmezse onlar çöp olacak.

Sayın Bakan, içki de sigara da sağlığa zararlı. Sözde iktidarınız içkiye, sigaraya karşı çıkar gibi yapıyor, bu yolla da iyi vergi topluyorsunuz. Yabancı ülkeler için de ülkemiz cazip bir pazara döndü. AK PARTİ iktidarlarıyla sigara ve alkol çeşitliliği arttı. Şans oyunları patladı, şans oyunları çeşitlendi. Dolaylı kumardan 2025 yılında beklediğiniz vergi 54 milyar 525 milyon liraya çıktı. TEKEL'i 2004 yılında bedava fiyata sattınız, sonrasında alkollü içki fiyatlarındaki vergi artışı kaçak içki üretiminin payını yüzde 20'lere çıkardı. Kaçak alkolden ölümler yaşandı, yaşanıyor. 2025 yılında alkollü içeceklerden almayı hedeflediğiniz vergi geliri 170 milyar 750 milyon 672 bin lira, 2024 yılına göre yüzde 49 artışı içeriyor. Tütün mamullerinden 455 milyar 664 milyon lira bekliyorsunuz, bu tutar da 2024 yılına göre yüzde 48,7 oranında artış içeriyor. Bu vergiler; Cumhurbaşkanı, Diyanet İşleri Başkanı, milletvekili, memur maaşı dağıtımının da içine karışıyor. Akşamcıların vergisi Maliyede helal gelire dönüşüyor ki kimse de bu vergi gelirinin maaşa karışmasına itiraz etmiyor. Bu, şans oyunları, alkol ve tütün gelirleri ayrı ayrı kalemlerde toplanıp ülkemizde yaygınlaşan madde bağımlılarının kurtarılması için harcansa daha hayırlı bir iş yapılmış olur.

Ülkemizde üretilmeyip tamamı İngiltere'den ithal viski pazarı büyüyor. 2005 yılında satılan viski 776.752 litreyken 2023 yılındaki verilere göre ülkemizde satılan viski 28 milyon 653 bin 486 litreye fırlamış bulunuyor. Dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra en çok viski pazarı artan ülke durumundayız. Rakı ve bira duruyor, votka ve viski pazarı büyüyor. "İçki sağlığa zararlı." diyen muhafazakâr iktidarımız içki çeşitliliği ile şans oyunlarının çeşitliliğini artırdı. Yurt dışından gelen içkiye de kapıları açmış durumda. Rakıdan ve biradan yüzde 50 dolayında vergi alırken pazarı büyüyen İngilizlerin ithal viskisinden vergi neden yüzde 1 alınıyor? Viskiyi zenginler içer; birayı, rakıyı da daha düşük, alt gruplar tüketir. Burada da zenginin içkisine dair bir ayrıcalık mı var?

İşin özü, her alanda mutlu azınlığı koruyorsunuz, derin yoksullaşmayı yaşayanları ise görmezden geliyorsunuz. Bu gidiş iyi gidiş değil, bıçak kemiğe dayandı. Gelir dağılımı adaletli değil. 2025 yılında da çiftçiyi ezen; işçinin, memurun, emeklinin, dar ve sabit gelirlinin boğazını sıkan uygulamalardan vazgeçmeyeceğiniz görülüyor. Sizin "iyileştirme" diye anlattıklarınız vatandaşın yaşamını iyileştirmiyor.

Büyük bir ülkeyiz. Üretimde planlamayla; liyakatle; adil bir paylaşımla; insanca bir yaşam, hak, hukuk, adalet süreciyle sorunları aşabiliriz. Tek parti dayatması ve "Ben bilirim." uygulamasıyla gideceğimiz yer iyice yakınlaştığınız duvardır. Duvara toslamadan dar ve sabit gelirler ile yoksullaşanların feryadını duyun.

Sayın Bakan, 2025 yılı bütçesinde taşeronda kadro bekleyen, atanma bekleyen staj ve çırak mağdurları, emeklilikte adalet arayanlar için çözüm umudu görünmüyor. En azından, en düşük emekli maaşının asgari ücret olmasını, asgari ücretin 30 bin liraya çıkarılmasını siz de destekleyin. Çiftçi borçlarının 2027 yılına kadar ötelenip faizlerin silinmesini sağlayalım; bu konuda kanun teklifi de verdim. Ayrıca, şu öğrencilerin burslarını da bir artıralım diyor, teşekkür ediyorum.