KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ederim.

Salonda bulunan herkesi saygıyla selamlıyorum.

3 Kasım 2002 seçimleriyle iktidara geldik, yirmi iki yıl kesintisiz iktidarımızda hep milletin refahını artıran, bölgeler arası farkları ortadan kaldırmaya gayret eden; demokrasiyi, hukuku, huzuru, güvenliği, refahı ülkenin tüm şehirlerine, tüm kentlerine, tüm fertlerine yaymayı hedefleyen ve büyük ölçüde bunu başaran bir hikâye biriktirdik arkamızda. Bu yirmi iki yıllık hikâyenin son üç dört yılında evet, ekonomik refahta kayıplarımız oldu; Gezi'yle, çukur eylemleriyle, 15 Temmuz darbe girişimleriyle sınanan kayıplarımız oldu ama özellikle pandemiyle, daha sonra Rusya-Ukrayna savaşıyla ivme kazanan bölgesel sorunlarla, göçle ve daha sonra da örtülü ambargo ve çifte standartla biraz daha belirginleşen refah kaybımız özellikle enflasyonla oluşan ortamda ve özellikle dar gelirli, sabit gelirli, ücretli kesimler üzerinde daha çok hissedilir bir hâl aldı ve depremle beraber yaşadığımız korku, hüzün, kayıplar ve yük sorunlarımızı biraz daha inatçı hâle getirdi bugün. ^ Başarı da emeği olan, içinde olan herkesindir, hepimizindir; kayıp da noksanlık da başaramadığımız da içinde olan herkesindir, hepimizindir. Mücadele ediyoruz, mesafe aldığımızı görüyoruz, daha da mesafe alacağımızı öncü göstergeler de gösteriyor ve yeniden o eski refaha erişip onu da aşacağımıza inanıyor, bunu gerçekleştirmek için daha da büyük bir inanç ve azme sahibiz ve bu azimle, bu inançla çalışıyoruz.

Geldik bu döneme, bu dönemin temel başlıkları "fiyat istikrarı" "bütçe disiplini" "sürdürülebilir yapısal dönüşümle beraber sürülebilir cari açık" "yapısal dönüşümle beraber yatırım, istihdam, üretim ve ihracat" diyoruz ama arkadaşlar atılan her adımı yerden yere vurduğunuzu görüyoruz. Vergi kazanç ilişkisi üzerinde hep durdunuz, dolaylı vergilerin, dolaysız vergilerin, bunların dengesi üzerinde hep durdunuz. Bakın, bu dönemde dolaysız vergilerin payını artıracak düzenlemeler yaptık. Kurumlar vergisini 5 puan artırdık, banka ve finans kuruluşlarında, yap-işletlerde, KÖİ projelerinde yüzde 30'a çıkardık. Çok uluslu şirketlerde yüzde 15, yurt içindeki şirketlerde yüzde 10 asgari kurumlar vergisi getirdik burada, bu düzenlemeleri hep beraber yaptık. Bireysel hesaplara uygulanan stopaj istisnasını, KKM kazançlarına uygulan kurumlar vergisi istisnasını, yatırım fon ve ortaklarının kazanç istisnasını, şirketlerin taşınmaz satışlarına uygulanan kazanç istisnasını, yatırım fonlarından elde ettikleri kazançlara uygulanan istisnayı, serbest bölgelerdeki tüm gelirleri kapsayan istisnanın ihracatla sınırlanması gibi bazı istisna sınırlayıcı düzenlemeler de yaptık. KDV yüzde 18'di yüzde 20 oldu, bu oranla bile yani bu artırdığımız oranla bile -Sayın Bakan ifade etti- AB'de en düşük KDV uygulayan 6'ncı ülkeyiz ki birçok üründe daha da düşük KDV oranlarımız var arkadaşlar. Gelir ve kazançlar üzerinden alınan verginin millî gelire oranında OECD ülkeleri arasında 3'üncü olduğumuzu söyledi Bakan yani en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülkeyiz. Toplam vergi yükü sıralamasında da yine 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülkeyiz. Arkadaşlar, doğal gazda, meskenlerde yüzde 70 maliyeti karşılıyoruz. Elektrikte devletin yüzde 55'ini halkın üssünden, halkın sırtından aldığı bir dönem yaşıyoruz. Esnafa, çiftçiye sağlanan desteklerde açılan ucuz ve uzun vadeli kredi imkânlarını yaşadığımız dönemleri geçiriyoruz.

Mücadele ediyoruz, hep beraber ayaklanmaya, ülkeyi ayaklandırmaya çalışıyoruz. Bir toplum, bir ülke kalkınacaksa, ayağa kalkacaksa bütün unsurlarıyla beraber kalkacak. Hiçbirini önemsiz görmeden, her birinin öneminin üzerinde durarak her bir kesimi, her bir alanı ayağa kaldıracak, hareketlendirecek, herkesin bu hareketlenmeden bir his sahibi olacağı gerçek bir gündem, bir hikâye üretmeye çalışıyoruz. İstihdamı artırmaya çalışıyoruz, hamdolsun artıyor; işsizliği azaltmaya çalışıyoruz, çok şükür azalıyor; 8,6'ya kadar geldi. Cari açığı azaltmaya çalışıyoruz. Bakan Bey "Cari açık artık ülkenin gündeminde büyük bir sorun olmaktan çıkacak." diyor, "'Cari açığı kapattık.' diyorsunuz." diye yükleniyorsunuz. Öyle bir şey demiyoruz, cari açığı ülkenin artık bir temel gündemi olmaktan çıkaracak adımlar atıyoruz. Gaz arıyoruz, petrol arıyoruz; onu bulunuyoruz, bağlantı hatlarını kuruyoruz ve onları pazarlara ulaştırmaya çalışıyoruz. RES'te, GES'te, HES'te, yenilenebilir enerjide Avrupa'da dünyanın üst sıralarına çıkıyoruz. Jeotermalde dünyada 1'inci sıraya oturuyoruz. Nükleer enerji santrallerimizi kuruyoruz. Yabancı, yerli tüm yatırımcıların yatırımlarının önünü açıyoruz. Binlerce, on binlerce insanı çalıştıracak tesislerin kurulmasının önünü açıyoruz. Katma değerli üretimi ve rekabet gücümüzü artırmak için yatırım taahhütlü avans kredisi ve HIT-30 politikaları uyguluyoruz. Turizm tesisleşme, hizmet ve pazarlama çalışmalarını, altyapılarını artırıyoruz. İthal ikame üretim yapacak tesislerin kurulumunu sağlamaya çalışıyor ve her türlü imkânlarımızla bu üretimi artırmaya çalışıyoruz.

Sayın Türeli, işte, cari açığı bu şekilde sorun olmaktan çıkaracağız inşallah, göreceksiniz. Çıkaracağız inşallah, bunların hepsini başaracağız.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben bir şey demedim, Erhan Usta dedi.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Usta yok, sana diyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ben cari açıkla ilgili söyledim Sayın Bakana, bir yılda nasıl 20 milyar dolar...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ORHAN YEGİN (Ankara) - "3 trilyon vergiden vazgeçtiniz." "Sermaye yandaşı politikalar." "İş adamlarının iktidarı." diyorsunuz, arkadaşlar, bakın, 853 milyar ücretlerden alınan vergiden vazgeçmişiz. 200 milyar tarımsal faaliyetlerin teşviki için vergiden vazgeçmişiz. 147 milyar AR-GE ve yenilikçi tasarım teşvikinden dolayı vergiden vazgeçmişiz. 260 milyar sağlık, sosyal amaçlarla engelli, yaşlı, emekli, şehit ve dul yetimleri için vergiden vazgeçmişiz. Arkadaşlar "EYT büyük bir yük oldu, bütçenin sırtına bindi. Bugün EYT'yi bahane ediyorsunuz." diye bize cümleler kuruyorsunuz. Ya, bir tane EYT mi ya, bir EYT mi?

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Rakamlar öyle demiyor ama.

CEVDET AKAY (Karabük) - 700 milyar lira ...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bakın, bugün bu ülkenin hazine ve maliyesi EYT'den daha büyük bir yükü de taşıyor, 853 milyarlık bir yükü taşıyor. Gelirlerden, asgari ücretten ve diğer ücretlerin tamamından asgari ücret miktarınca kaldırdığımız vergi kaybını da bugün bu ülkenin hazine ve maliyesi taşıyor, bir EYT değil ki. Dolayısıyla neyle karşı karşıyayız, kime ne diyoruz, bunların hesabını iyi yapmamız lazım.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Biz buradan bakınca 6, siz oradan bakınca 9 görüyorsunuz, öyle yani.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, kamu personeli artmış, çoğalmış diye şikâyetlenenler oldu. Bu, kamu personelinin artışı devletin patronluğa soyunduğu şeklinde yorumlandı. Bu bizce çok yanlış bir yorum. Kamu personeli niye artıyor? Artık Türkiye sizin o yirmi yıl önce bildiğiniz o küçük Türkiye değil. Artık Türkiye büyüdü, hem kendi içinde büyüdü hem de uluslararası ilişkilerde büyüdü, bölgesel bir aktör oldu ve küresel bir aktör olma yolunda ilerliyor.

Arkadaşlar, 40 milyar dolardan bugün 300 milyar doları zorlayan, ihracata koşan bir ülke var bugün. Arkadaşlar, bugün her şehirde üniversitesi olan bir Türkiye var.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Yurt yok.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Yenidoğan çetelerini gördük.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bugün elçilik sayısıyla, dış temsilcilik sayısıyla bütün dünyanın ülkelerinde, her bir yerinde neredeyse temsil edilen bir ülke var. Her şehirde bugün müracaat edenlerin müracaatlarının yüzde 98 karşılandığı bir yurt altyapısı kurmuş bir Türkiye var. Elbette bunları kamu personeliyle yöneteceksiniz. Dolayısıyla, devletin elbette personel sayısı artacak ama ikinci yorum şu: Özellikle bundan şikâyetlenen arkadaşlara bakıyorum, nerede bir kadro talebi olsa sürekli ona kadro buna kadro diye Meclise önerge getiren arkadaşlar bugün bundan şikâyet ediyor.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ama üç maaşlı memur artıyor, dikkat edelim. Üç maaş alan memurlar artıyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yani birileri yarın kalksa sosyal medyada örgütlense bir dernek, vakıf kursa, bir platform kursa, "Selam verenlere kadro istiyoruz." dese onun bile önergesini yapıp Meclise getirecek durumdasınız. Herkese "Kadro, kadro kadro" diyorsunuz, sonra da bugün geliyorsunuz, burada devletin personel sayısı arttı diye şikâyetleniyorsunuz, olmuyor.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Millet aç!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Öğretmenleri atamıyorsunuz! Öğretmenlere, doktorlara, her yere mülakat getirdiniz!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, bu gri liste meselesini...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Mülakatı kaldıracağız." dediniz..

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ayrıca, verdiğiniz sözleri hatırlamıyorsunuz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - İnsanlar yoksulluktan intihar ediyor.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Seçimden önce kalkıyordu, seçimden önce!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, arkadaşlar, gri liste meselesini hâlâ anlamak istediğiniz gibi anladığınızı görüyorum, zaman yok, o konuya giremeyeceğim.

Şimdi, Sayın Başkan, kur korumalı...

CAVİT ARI (Antalya) - Seçim öncesinde, 6 Mayısta esnafları kandıran bu iktidar değil mi?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Yenidoğan çetelerini, Engin ve Dilan Polat'ı...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, "Kur korumalı açıklandı, Malatya'da hemşehrilerim davul zurna çaldı." dedin. İşte, sen hemşehrini anlayamayan bir siyasetçisin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Onlar pişman, pişman!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sen onların bu millete olan sevdasını, bu memleket için ödemeye hazır olduğu bedeli anlasaydın bu büyükşehir seçimlerinde seni seçerlerdi. Sen anlamayan bir adamsın. Bak, şimdi, kur korumalı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Malatya) - 35 lirayı görünce ellerini dizlerine vuruyorlar Sayın Yegin.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

Sayın Yegin, toparlayın, bir dakika süre veriyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Kur korumalı sistem için her eleştirinize katılırız, katılmayız, baş göz üstüne, eleştiridir ama "Kur korumalı sistem sermayenin aktarımıdır, fakirden alıp zengine vermektir." demek tam bir bühtandır, hiçbir şeyden anlamamış olmak demektir, tamam mı?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - "Patron korumalı sistem" deseniz daha doğru. "Patronu koruyan sistem" deseniz daha doğru. Siz patronu koruyorsunuz!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Faiz, faiz... Tefecileri savunuyorsun şu anda!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Şimdi, "Dün Nebati'yi övüyorlardı, bugün Sayın Şimşek'i övüyorlar." diyorlar. Arkadaşlar, başarı da bizimdir, noksanlık da bizimdir; hepimizindir, hepimizindir.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Nebati'yi öven herkesi över bence.

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Orhan Bey, Merkez Bankası 818 milyar zarar etmiş.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başarı da bizimdir, noksanlık da bizimdir; hepimizindir, hepimizindir.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Valla biz başarısızlığı kabul etmiyoruz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz beraber yol yürüdüğümüz arkadaşlara işler ters gidince veya yol ayrımına gelince sövüp saymayız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bak, reise laf söyleme, reise laf attırmam sana!

ORHAN YEGİN (Ankara) - Biz seçimden önce "Gandi Kemal, Gandi Kemal" deyip, seçimden sonra "Hadi Kemal, hadi Kemal" demeyiz tamam mı Sayın Ağbaba?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bak, seni görevden alırlar dikkatli konuş.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Reise laf söyletmem sana.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Yegin.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Reis ne diyordu, reis?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bir saniye.

Değerli arkadaşlar, teşekkür ediyorum.

Bu uğultuyu bir teskin edelim.

Sayın Otlu...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Niye hep bana söylüyorsunuz ya? Burada erkekler de konuşuyor, gerçekten ayıptır ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Otlu, bir saniye.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Erkeklerden daha çok bağırıyorsunuz, o yüzden size söylüyor.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, değerli arkadaşlar, ben şunu anlamakta gerçekten... Sizden rica ettim, birazdan size söz vereceğiz yani eğer bu buradaki, Plan ve Bütçedeki bu ortama böyle çok dayanamıyorsanız ona göre konuşmanızdan önce sizi davet edelim ama lütfen şu insicamı bozmayalım.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Benim öyle bir iddiam yok.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakın, saat onda başladık. Biz dün de on ikide çıktık buradan, ondan önceki gün on birde çıktık. Biz her gün buradayız. Sizden rica ediyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, dikine dikine sataşıyor Sayın Yegin.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Yegin'in tarzı bu, alışın artık buna da. Siz de laf atmazsanız o duruyor zaten.

Teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Herkesi tersliyor." Hayır, katılmıyorum buna.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Ben sizin yaptığınız açıklamalara kendi penceremden açıklama yapıyorum.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ben size taahhütlerinizi hatırlatıyorum, taahhütlerinizi, seçimden önce konuştuklarınızı hatırlatıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, değerli arkadaşlar...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Erkekleri de uyarın.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Zorunuza gidiyorsa... Ölçülü vaatte bulunun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Gandi Kemal, Gandi Kemal" diyordunuz, öve öve bitiremiyordunuz...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ölçülü olun, ölçülü, ölçülü. Ölçülü vaatte bulunun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - ...seçimi kaybettiniz, bütün suçu adamın üstüne yıktınız, "Bay bay Kemal." dediniz.