KOMİSYON KONUŞMASI

REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve kıymetli basın emekçilerimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, ülkemizin geleceğini inşa etmekle yükümlü olan Millî Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesini görüşüyoruz. Karşı karşıya olduğumuz bu tablo, çocuklarımızın umutlarını, öğretmenlerimizin emeğini çalan iktidarın eğitim sistemine, gençlerimize ve onların hayallerine layık gördüğü çarpık politikaların ve başarısızlıkların bir aynasıdır. AKP, yirmi iki yıllık iktidarı boyunca her alanda olduğu gibi eğitim alanında da bir yıkım yaratarak eğitimi niteliksiz hâle getirmiştir. İktidarın "eğitimde reform" söylemi yalnızca söylem olarak kalmış, uyguladığı politikalarla eğitimde fırsat eşitliğini bitirmiş, gençlerimizin geleceğini çalarak yoksulluğa ve işsizliğe mahkûm etmiştir. Türkiye'de güncel olarak en az 150 bin öğretmen açığı olmasına rağmen öğretmen atamalarının yetersiz olması nedeniyle genç öğretmen adaylarımızı umutsuzluğa itmiştir. AKP iktidara geldiği yıl 68 bin olan atanamayan öğretmenlerin sayısı bugün itibarıyla 1 milyonu aşmıştır. Öğretmen ataması yapmadan öğretmen açığını ucuza çözmek isteyen iktidar, pek çok dezavantajı bulunan ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik sistemini hâlâ uygulamaya devam etmektedir. KPSS'den yüksek puan alan öğretmenlerimiz kaldırmayı vadettiğiniz ama kaldırmadığınız çarpık mülakat sisteminiz yüzünden öğrencilerine kavuşamamaktadır.

Sayın Bakan, artık, atanamayan öğretmenlerin feryadına kulak tıkamaktan vazgeçin, seçim öncesi sözlerinizi derhâl yerine getirerek mülakat sistemini kaldırın. Millî Eğitim Bakanlığının genel bütçe içindeki payı her sene biraz daha törpülenmektedir. Kamuda çalışan öğretmenlere yoksulluk sınırının altındaki maaşlar reva görülüyorken özel okullarda çalışan öğretmenlerimiz ise asgari ücretle çalışmaya mahkûm edilmektedir. Yandaş müteahhitlere 600 milyar lira vergi indirimi uygulayarak bütçeden fedakârlık eden iktidar konu öğretmenler olunca cimri davranmaktadır. Geçen sene 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde, öğretmenlere 1 maaş ikramiye verilmesi için vermiş olduğum kanun teklifi hâlâ komisyonda beklemektedir. Tekrar söylüyorum, büyük bir özveriyle gelecek nesillerimizi şekillendiren emektar öğretmenlerimize Öğretmenler Günü'nde 1 maaş ikramiye verilmelidir. Türkiye'nin her yerinde depreme dayanıksızlık nedeniyle boşaltılan okullar mevcut, yıkım veya güçlendirme sebebiyle boşaltılan bu okulların öğrencileri fiziki koşulları yetersiz farklı okul binalarında birden fazla okulla birlikte eğitim almaktadır. Örneğin, geçtiğimiz sene Amasya'nın en köklü liselerinden biri olan Amasya Anadolu Lisesi zemin sıvılaşması gerekçesiyle boşaltıldı ve geçici olarak Mehmet Varinli İlkokulu binasına taşındı, bu binada ne spor salonu ne laboratuvar ne de sanat atölyesi bulunmaktadır. Amasya Anadolu Lisesinin kendi binası bir yıldır harabe olarak durmaya devam etmektedir; öğrenciler, veliler, öğretmenler bu durumdan şikâyetçi. Çocuklarımızın can güvenliği ve eğitim kalitesi konusunda asla ama asla hiçbir şeyden taviz vermemeliyiz. Derhâl bu sorunlara el atılması, yenilenme ve güçlendirme çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Dünya ülkeleri 21'inci yüzyılın gerekliliklerine uygun eğitim reformları yaparken biz gençlerimizi ne eğitimde ne de bilgi teknolojilerinde küresel rekabete hazırlayabiliyoruz. İktidarın başarısız eğitim politikaları yüzünden Türkiye genç beyinlerini kaybediyor ve bu durum geri dönülmez bir hâl alıyor. Otoriterleşen yönetim anlayışınızla birlikte üniversiteler bilimin değil biatın merkezi hâline gelmiştir. Barış bildirisine imza atan yüzlerce akademisyeni ihraç ettiniz, üniversite rektörlerini bilimsel çalışmalarıyla değil AKP'ye yakınlıklarına göre belirlediniz. Sizin Hükûmetiniz okullara güvenlik görevlisi, temizlik personeli görevlendirmekten aciz bir hükûmet olarak tarihe geçmiştir. Sizin Hükûmetiniz öğrencilere bir öğün yemeği çok gören, öğrencisini, öğretmenini koruyamayan bir hükûmettir. Sizin Hükûmetinizin tek derdi, laik, çağdaş, bilimsel eğitimin önünü keserek, sorgulamayan, araştırmayan nesiller yetiştirmektir.

Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden vakıflara ve derneklere bu sene tam 5 milyar 895 milyon 926 bin lira aktardınız, milletin vergileriyle oluşturan bu bütçeyi derneklere, vakıflara peşkeş çekmeyin, sadece ve sadece öğrenciye, öğretmene bu ülkenin eğitimine harcayın, kullanın. Şunu iyi bilin ki Sayın Bakan, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, AKP'nin itaatkâr, kanaatkâr, dindar ve kindar nesil yetiştirme projesine karşı Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden giderek, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirme hedefiyle hareket etmeye devam edeceğiz. Hedefimiz olan laik, bilimsel, nitelikli, kamusal, parasız, adil, eşitlikçi bir eğitim sağlanana kadar mücadelemizden bir adım bile geri atmayacağız.