KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sayın Başkanım, 46 maddelik maddelerin içerisinde söz alacağım son madde bu, bunun dışında diğer hepsine ben onay vereceğim.

Biz, İçişleri Komisyonuyuz. Şimdi, İçişleri Komisyonu olarak ülkemizin geleceğini, bekasını düşünmek her şeyden önce bizim görevimizdir. Gerçekten hep söylediğim bir şey var: Önümüzdeki süreçte Türkiye için gerçek beka sorunu sığınmacılar meselesidir çünkü ülkemizin demografik yapısı ciddi anlamda bozuluyor. Ben daha önce Genel Kurul konuşmamda da söyledim, siz değerli milletvekili arkadaşlarımızı bu konuda uyarıyorum ve şunu söylüyorum: Hep diyoruz ya "İleride torunlarımız şu sıkıntıyı yaşar, bu sıkıntıyı yaşar." diye, ben torunlarımız demiyorum arkadaşlar; eğer Türkiye'deki sığınmacı meselesi çözülmezse torunlarımıza kalmayacak, bizim çocuklarımız bu ülkede sığınmacılarla maksimum yirmi yıl sonra çok kanlı, çok ciddi bir iç savaş yaşayacaklar çünkü yaklaşık otuz yıl sonra yani 2053 yılında bizim yaptırdığımız simülasyonlara göre bugünkü sığınmacı sayısı 35-40 milyona tekabül ediyor çünkü onların doğum oranları ile bizim doğum oranlarımız arasında uçurum var. Şimdi, hep söylüyorum; bu, ciddi anlamda bir proje yani Büyük Orta Doğu Projesi'nin bir ayağıdır bu. Biz sığınmacılar konusunda bu kadar şiddetle karşıyken, ülkemizin bu anlamdaki bekasını düşünürken, çocuklarımızın geleceğini düşünürken, Allah muhafaza, bizlerin evlat acısı yaşamaması için -torun acısı demiyorum, evlat acısı yaşamamamız için- sığınmacıların mutlak surette, belli bir plan, proje dâhilinde bölgelerine geri gönderilmesi gerekiyor.

Bunlara biz bu kadar şiddetle karşı çıkarken Türkiye'nin göç yönetimini geliştirmesi, kısa, orta ve uzun vadeli göç politikasının desteklenmesi için Göç Vakfı kuruyoruz. Şimdi, arkadaşlar, birçok vakıf kuruyoruz zaten ama göç politikasının desteklenmesi için vakfın hangi şeye hizmet ettiğini lütfen açıklayın, biz de öğrenelim. Bu yüzden, sadece bu konudaki göç politikasının desteklenmesi için kurulan Göç Vakfına şiddetle ben karşıyım, parti olarak da karşıyız. O yüzden, böyle bir vakfın kurulması... Zaten artık her bakanlığın artık vakfı kurulmaya başladı. Ya, bakanlığımız var, bürokratlarımız var, çalışanlarımız var, biz bir de paralel yapıyı oluşturuyoruz yani devlet içerisinde yeni paralel yapılar oluşturuyoruz. Şimdi, benim Göç İdaresi Başkanım var, Başkan Yardımcım burada; vakfı niye kuruyoruz? Bu vakıf başkanı ne iş yapacak? Sayın Göç İdaresi Başkan Yardımcım, sizin yapamadığınız hangi işi bu vakıf başkanı yapacak yani siz yapamıyor musunuz bazı şeyleri? Devletin parasını siz kullanamıyorsunuz da vakfın bütçesine aktardığınızda onlar daha mı iyi yapacak? O yüzden, o zaman, lütfen bunu da açıklarsınız ama... Tekrar söylüyorum: Bakın, arkadaşlar, benim hassasiyetim, gerçekten -Türkiye'de, artık, PKK'dır, bölücülüktür, şudur budur; bana göre sığınmacıların bir gerisine düşmüştür- Türkiye'nin, ülkemizin gerçek beka sorunu sığınmacılardır. O yüzden bizim bir de bunları desteklemek için bunlarla ilgili bir vakıf kurmamız hiçbir şart altında kabul edilebilir bir durum değildir ve tekraren söylüyorum, son cümle: Paralel yapıların oluşmaması lazım. Vakıflar ekstra bir paralel yapı oluşturacaktır. Bugüne kadar, yirmi iki yıllık iktidarınızda, göçle ilgili demek ki çalışma hiç yürütemediniz mi veya eksik mi kaldınız da şimdi vakıf yoluyla bu çalışmaya destek verecek yeni bir kuruluş kuruyoruz?

Teşekkür ediyorum.