KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bu kanun tasarısı çalışmaları içerisinde bulunuyoruz, hayırlı olmasını diliyorum. Başkanıma da teşekkür etmek istiyorum çünkü ilk etapta tali komisyon olarak bize gelmemişti, Başkanım İç Tüzük'ten kaynaklanan bir imkânı kullanmak suretiyle tali komisyon olarak bu Komisyonun gündemine getirdi, çok isabetli olduğunu şimdi anlıyoruz. Teşekkür ediyoruz Başkanım.

Aslında ben de genele ilişkin epeyce kafa yordum, bir hayli ben de aktarımda bulunacaktım ama tekrardan kaçınmak adına en tartışma konusu olabilecek hususlara dokunarak yetinmek istiyorum açıkçası. Kamu denetçisi olan arkadaşımızın ifadesinden hareketle, en fazla tartışılacak hususlardan birisinin üye seçimine ilişkin olacağını düşünüyorum çünkü 8 üyeyi Bakanlar Kurulu, 3 üyeyi de Cumhurbaşkanı seçiyor. Bu tartışma haklı da görünebilir ama mukayeseli hukuka baktığımızda yani işte Fransa'dan Almanya'ya, Hollanda'ya, İsveç'e varıncaya kadar baktığımızda aslında bizden daha çoğulcu bir şekilde -eğer çoğulcu ekseninde olaya yaklaşacaksak- olduğu gözükmüyor, hatta sadece bakanların tespit ettiği ülkelerin olduğunu da biliyoruz, sadece salt bakanların; burada Cumhurbaşkanımız ve Bakanlar Kurulu bu hakkı kullanıyor. Esasen dünyadan ve Avrupa'dan daha geri değil, hatta daha ileri boyutta olduğunu söylememiz mümkün. Niçin Meclis seçmez bunu? Sonuçta, o Meclis tablosuna çok uygun gözüküyor zaten yani Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu Meclis tablosundan çok farklı bir yerde değil, kaldı ki -bir ihtimal, daha önce de böyle bir şey söz konusu oldu- belki Anayasa'ya da çok uygun görünmeme ihtimali var Meclisin seçmesinin -ben tam bilmiyorum ama- dolayısıyla üye seçimi bu anlamda çok -bana göre özellikle- eleştirilecek bir nokta değil.

Yine, Kamu Denetçiliğiyle, Kamu Denetçiliği Kurumuyla çok çakışan noktaları var, "Tek kurum altında birleştirelim." görüşüne de katılmak mümkün değil; bu aslında farklı bir sistemi öngörüyor. Bu kanun tasarısının gündeme gelişinin en önemli sebebi mevcut kanunun, 21/6/2012 tarihinde 6332 sayılı Kanun'un öngördüğü hususların yeterli olmaması. Süreç içerisinde baktık ki Avrupa Birliği müktesebatına uygun yeni bir kanun çalışması söz konusu olmalıdır diye düşünüldü, onun için gündeme geldi. Mesela, kamu denetçiliğinde bulunmayan birtakım hususları da ihtiva ediyor bu. Mesela, kamu denetçiliğinde bir para cezası söz konusu değildir ama burada bir para cezası da söz konusudur. Mesela, "Suç duyurusunda bulunmak üzere bu kurumun oluşturduğu rapor bilirkişi raporu yerine geçebilir."dir bu kanun tasarısında ama aynı şey kamu denetçiliğinde söz konusu değildir. Dolayısıyla, bire bir aynı değildir. Çok daha farklı düşünülerek, farklı hesap edilerek ve bütün alanları kapsayacak şekilde ortaya konan bir kanun tasarısı olduğunu ifade etmemizde fayda var diye düşünüyorum. Ha, tek çatı altında birleşebilirdi, buluşabilirdi, olabilirdi, o da olabilir ama bu Kamu Denetçiliği Kurumu bu beklentiyi karşılamaktan çok uzaktır. O zaman belki şunu düşünmemiz lazım: Kamu Denetçiliği Kurumunu ortadan kaldıralım, böyle bir kurumun altında bir daire başkanlığı veya bir bölüm olarak bunu da monte edelim diye düşünülse daha uygun olur ki bu da uygun değil çünkü anayasal bir kavram olduğunu düşünüyorum. O açıdan, o da pek mümkün gözükmüyor.

Bütün bu sebeplerden ötürü esasen bu kanun çalışması son derece mühim. Özellikle, Avrupa Birliği müktesebatına uygunluk ve uluslararası sözleşmeleri karşılayacak olması anlamında da çok büyük anlam ifade ettiğini ifade etmek suretiyle ben sözlerimi noktalamak istiyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Yavuz.

Buyurun Sayın...

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Başkanım, özür dilerim, bir husus daha var, ona dokunmak istiyorum, değinmek istiyorum çünkü daha sonra söz alarak arkadaşlarım hakkına da girmek istemem.

BAŞKAN - Açıyorum hemen.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Özellikle, 7'nci maddeye ilişkin de bir eleştiri geldi. "Sadece belli bir cinsiyetin istihdamını zorunlu kılan durumlar..." Hakikaten orada istisna tutulamayabilir diye düşünülebilir ama şöyle düşünelim: Hemşirelikte bir ara kanunla sadece kadınlardan hemşire oluyordu, sonra yasal düzenlemeyle önü açıldı. Mesela, o kanun var olmuş olsaydı ne yapacaktık? Kaldı ki şu anda ebe mesela, acaba erkek ebe var mı, bilmiyorum, çok da merak ediyorum, ne olacak? Mesela, imamlık, ne olacak?

ÖZNUR ÇALIK (Malatya) - Erkek kadın-doğum mütehassısları var yani.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Kadın doğum mütehassısları var, eyvallah. Kadın imam var mı Başkanım, soruyorum size peki,?

BAŞKAN - Arkadaşlar, isterseniz maddeleri sonra tartışalım.

ALİ İHSAN YAVUZ (Sakarya) - Yani, böyle özel yanı olan hususlara ilişkin onu bir istisna tutmakta son derece fayda olduğunu düşündüğüm için bu örnekleri verdim.