| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 16 .08.2024 |
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekilleri; hepinize teşekkür ederim.
Ben Komisyon üyesi değilim ama konu bence bizim Komisyonumuzu da etkilediği için söz alma gereği duydum. Ben Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Üyesiyim, dolayısıyla işin farklı bir boyutundan dolayı sizinle görüşmek istiyorum.
Komisyonumuz yeni kurulmuş, çok da güzel çalışmaları var ama ben biraz eleştirel yaklaşarak bir hayal kırıklığımı ifade etmek istiyorum çünkü bu toplantı sanıyorum bir bilgilendirme toplantısı olarak dizayn edildi.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Aynen.
Açıklık getireyim Şeref Vekilim. Bu toplantının gündemi belli, dijital gelişmelerle ilgili toplantı yapmak. Hasan Bey'in sorusuna da ki siz onun üstünden mütalaa yapacaksınız... Gerekirse, Komisyonumuz isterse Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanını, Ulaştırma Bakanını, Instagram yetkililerini çağırırız. Yani biz bu "müzakereci demokrasi" meselesini sözde değil özde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Hasan Bey'in sorduğu soruya cevap vereyim: Bakanın açıkladığı katalog suçlar dışında benim de bir bilgim yok. O süreçte hem Sayın Abdülkadir Uraloğlu Bakanımızla görüştüm hem Fatih Sayan Bakan Yardımcımızla görüştüm hem BTK yetkilileriyle görüştüm hem de META yetkilileriyle görüştüm. Ondan sonra, onlar da görüşmelerin, birtakım müzakerenin doğasına uygun olarak "Biz açıklama yapamayız, görüşmelerimiz devam ediyor." dediler. Çok saygı duyuyorum ama Komisyonumuz isterse yeni dönemde bu erişim engeliyle ilgili hem Bakanı hem META yetkililerini çağırırız.
Sözünüzü kestim, tekrar kusura bakmayın Şeref Bey.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Estağfurullah.
Ben de o anlamda buraya geldiğimde aslında bu koltukların dolu olup Bakanlık yetkililerinin ya da genel müdürlerin burada olmasını bekliyordum çünkü bu yasağı getirenin, Instagram'ı bir hafta boyunca kapatanın bu Komisyon olmadığını biliyorum. Dolayısıyla sorularımıza cevap noktasında da kendilerini burada görmek isterdik, bugün görmek isterdik çünkü mesele tazeyken bazı şeyleri konuşmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Ekim ayında, kasım ayında farklı bir gelişme olmazsa tabii bu konu da Türkiye'nin hızlı gündeminde unutulup gidecektir.
Fakat, şunu da söylemem gerekiyor: Ben, dediğim gibi, Sanayi ve Ticaret Komisyonundayım, biz de aktif çalışan bir Komisyonunuz ve e-ticaret düzenlemeleriyle ilgili son zamanlarda daha yoğun bir çaba içindeyiz. Şimdi, Instagram da tabii, e-ticaretin doğrudan satış yapıldığı platformlardan bir tanesi ama aslında yüzde 90 e-ticareti besleyen reklamların yapıldığı alan yani Instagram'ı kapatmak ticaret açısından, e-ticaret açısından televizyonda reklamları yasaklamak gibi bir şey oldu. Hani, hayal edebiliyor musunuz, düşünebiliyor musunuz televizyonlarda reklamların yasaklandığını? Hayal bile edemeyiz değil mi? Hayal edemediğimiz şeyleri yaşadığımız ülkedeyiz maalesef. Tabii, örnek verirken güzel örnekleri Avrupa'dan veriyoruz. Benim her zaman dile getirdiğim bir şey: Söylem ile eylem arasındaki farklar... Söylemlerimiz Avrupa'dan örnekleniyor fakat eylemlerimiz Kuzey Kore'nin, Rusya'nın, İran'ın, belki Afrika ülkelerinin uygulamalarıyla oluyor. Şunun için söyledim bunu: Toplantının açılışında Macron'un bir açıklamasını dile getirdiniz. Orada, Macron açıklamasında gerekçelerini sıralarken şöyle özetlemiş: "İşler çığırından çıktığında bu platformlarının kapanması, yasaklanması düşünülebilir." demiş, "İşler çığırından çıktığında." Ben, şimdi, tabii, yine sizin nezdinizde aslında işte bu evrene mesaj göndermek istiyorum, konuşmalarımız ne yazık ki öyle anlamlanıyor yetkililer burada olmadığı için, İşler çığırından çıktı mı, nasıl çıktı? Ne oldu da biz Instagram'ı bir hafta, sekiz gün kapattık? Şimdi Instagram'ın kapanmasını ben şöyle yorumluyorum: Biliyorsunuz biz uzun zamandır gri listedeydik ekonomik anlamda ya da politik anlamda. Gri listeden çıktık diye bayram ettik, gri listeden çıktığımızın haftasında ülke puanımız 2 puan yükseldi, olumlu algılandı ama sosyal medya ve özgürlüklerin kullanılması anlamında da kara listeye düştüğümüzü de itiraf edelim. Bu platformları yasaklayan, kullandırmayan ülkelerle şu anda aynı sınıftayız. Ben böyle görüyorum, Komisyonumuzun takdirlerine.
Şimdi, günlük 1,9 milyarlık bir işlem hacminin bitmesinden bahsediyoruz. Bu rakamı şöyle ifade edelim yani karşılaştırma yaparken... Tabii, bu rakam doğru mu, yanlış mı, aslında onu da hani sorabilirdik ama dediğim gibi, havada kalıyor, evrene mesajlarımızı göndermeye devam edelim. Türkiye gündemini oldukça uzun süre meşgul eden yurt dışı çıkış harçları, biliyorsunuz, 150 liraydı "3 bin lira mı olsun, 1.500 lira mı olsun..." Neyse, 500 lira olarak yapıldı. Yıllık 4 milyar TL'lik bir gelir için biz ülke gündemini bu kadar meşgul ettik, Instagram'ı kapattık, işlem hacminde bize yaklaşık 2 milyar TL... Yani bunun büyüklüğünü görmeniz açısından söylüyorum. Tabii, firma yetkilileri buraya gelmiş, anladığım kadarıyla Komisyonumuz da cevapları alamamış ama mesela, bunun vergiyle alakalı düzenlemelerini de Hazine ve Maliye Bakanı ya da BDDK Başkanımız bize verebilir çünkü... E-ticaret ya da bu elektronik sosyal medya üzerinden yapılan ticaretin takibi de çok kolay, bir şey alan bırakmıyor size, her işlem kredi kartıyla ve bankalar aracılığıyla yapıldığı için yani bu şirketlerin ne kadar kazanç elde ettiği, ne kadar vergi verdiği ya da vergi vermediği, aslında BDDK yetkileri bankalar nezdinde bunu bize çok rahat söyleyebilir.
Mesela, biz Komisyonumuzda -yaklaşık 14 saat sürdü Komisyonumuz- bu e-ticaret yasasını düzenlemeyle alakalı, orada 11'inci ve 12'nci maddede Türkiye'nin en büyük e-ticaret platformunun lisans ücretinin düşürülmesiyle alakalı maddeler vardı, Komisyondan geçti ama Meclise gelmedi. Meclise geldiğinde sizin de tabii, daha çok haberiniz olacak. Mesela, oradaki bizim karşı çıktığımız şey 20 milyar TL'ydi, bu firmadan almayacağımız yaklaşık lisans bedeli 20 milyar TL. Şimdi, o firma yetkililerini ben düşünüyorum, buraya çağırsak bu Instagram yasağından çok daha fazla etkilenmişlerdir çünkü dediğim gibi yani bu firmanın yaptığı işlemlerin, e-ticaretin belki yüzde 95'i reklamlar, işte, o fenomenler, iş birlikleri, hangi platform olursa olsun o kanaldan yapılıyor ve ben eminim, ticaretleri bir haftada çok daha büyük miktarda etkilenmişlerdir. Yani onlar da herhâlde "Nereden çıktı bu?" diye şaşırmıştır. Bir anlamda kendileri için bir yasa geçirilmeye çalışılıyor, bir yandan da başka yerden şey yapılıyor.
Ben Instagram yasağını aslında şöyle yorumluyorum: Bin dükkânlı bir iş hanı var, iş hanında faaliyet gösteren şirketler var; bir tanesi bir yanlış yapıyor, bir vergi kaçırıyor ama biz bütün iş hanını kapattık, onun gibi düşünün. Hani, aklıma şey geldi; geçmişte bir Millî Eğitim Bakanı "Okulları kapatsak ben bu Bakanlığı çok iyi yönetirim." demiş ya...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Efendim, oralara girmeyelim.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Hayır ama onun gibi yani Instagram'ı, Facebook'u kapatınca bu dijital mecraları yönetmek çok kolay oluyor değil mi?
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Türk millî eğitiminin en büyük isimlerinden biri rahmetli Hasan Ali Yücel Bey'e atfedilir o söz.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yani aklıma o geldi.
HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Hasan Ali Yücel değil o.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Şimdi o tabii ki hani, biraz önce sözlerime başlarken "Hayal edemediğimiz şeyleri yaşıyoruz." dediğim oydu, öyle bir hayal kurmuş gibi olmuş ama biz yaşıyoruz. Yani Türkiye'de 57 milyon kullanıcısı olan -belki de 60- bir platformu kapatabiliyoruz.
Sözlerimi çok uzatmayacağım. Bir kararı alırken bizim tüm yönleriyle bunu irdelememiz ve konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Sizin aracılığınızla Bakanlık yetkililerinin de aynı şekilde olması gerektiğini düşünüyorum bu yapıda çünkü biz bazı şeyleri yasaklarken nelerden kayıp yaşıyoruz, nelerden fedakârlık ediyoruz; bunun toplu hâlde düşünülmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben bu konularla ilgili Ticaret Bakanlığı yetkililerinin, Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin iletişim başkanlıklarının konuyla ilgili bakanlıklarla ilgili bence tekrar bir toplantı yapılıp Türkiye'nin bu noktada, bu bir haftalık fedakârlığı ne boyuttadır, aslında bunun bilgisinin alınmasını bekliyorum.
Teşekkür ederim.