Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .07.2024 |
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle ilgili madde hakkında kısa konuşayım çünkü zaten o maddede de aslında konuşmadığımız hiçbir şey kalmadı. Bu hayvan terk edene getirilen ceza meselesi, yine aslında caydırıcı olarak işletilebilecek bir madde değil. Zaten hatırlarsak 2021 yılında bu konuda Meclis Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu, 10 bin TL önermişti ama 2.000 TL'de bırakmıştınız, bugünün ihtiyaçları çerçevesinde birdenbire bunu çok artırarak bir çözüm gibi görüyorsunuz ama aslında bunlar çözüm değil çünkü ticari üretim meselesiyle ilgili bir ceza sistemi yok, sahipli hayvanların kısırlaştırılması ve takibi konusunda dikkate değer bir şey yok. Bu melez ırklar var, biliyorsunuz, işte, "Scottish Fold" "British Shorthair" gibi ırklar, bunların çok ciddi eklem hastalıkları, solunum hastalıkları var, bunlarla ilgili bir önlem yok. Sadece böyle bir para cezasını astronomik artırarak önlemeye dönük bir şey var. Belli bir anlayışın her zamanki gibi dışa vurumu, bunu sadece söylemek istiyorum.
Şimdi, söz alan değerli hatipler... Sanırım, Sayın Faruk Aksu'ydu, diyor ki: "Biz selamet içinde geç saatlere kadar bütün tahriklere aldırmadan sürdürmeye çalışıyoruz çalışmaları." Aslında bu çalışmanın bu şekilde sürdürülmesi, geç saatlere kadar sürdürülmesi, yasama faaliyetinin bu şekilde sürdürülmesi, bütün bunların kendisi başlı başına bir tahrik; bunu da defalarca söyledik. Bu bir ortak yasama faaliyeti değil. Bugün burada belki zaman zaman makul öneriler de getiriyorsunuz, makul şeyler de söylüyorsunuz ama sizi artık kimse ciddiye almıyor ve bu gerçekten muhalefetin suçu değil çünkü sayısız yasa... Benim bir yıllık milletvekilliği ömrümde sayısız yasayı getirdiniz, getirdiğiniz yasa teklifiyle ilgili bir cümleyi oturup dinleme gereği duymadınız, hızla dışarı çıktınız, oylamalarda geri geldiniz. Şimdi, bu saatten sonra burada oturup "Bizim söylediklerimiz ciddiye alınmıyor, tahrik edici bir şekilde işletiliyor." diyemezsiniz. Bu işleyişin kendisi başlı başına bir tahriktir; öncelikle bunu söyleyelim.
Bunun dışında böyle işinize geldiğinde, cumhuriyetin 10'uncu yılından sanki haklarla ilişkin hafızamız, bilincimiz hiç değişmemiş gibi Atatürk'ten seçmeler yaparak, işinize geldiğinde Batı'dan seçmeler yaparak da bir şeyi tartışamazsınız. Tarih ilerliyor, anlayışlar değişiyor, haklar değişiyor, haklara bakış perspektifleri değişiyor. Atatürk'ün, Atatürkçü olanlar bile 1930'da söylediği her şeyi bugün aynıyla benimsemezler; böyle bir dogma, böyle bir anlayış yok; önce bunu söyleyelim.
Batılı ülkelerdeki hayvan refahı, hayvan koruma kanunlarından örnek veriyoruz, siz oradan ötanaziyi seçip getiriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Efendim, cümlemizi tamamlayalım lütfen.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - O zaman biz de size soralım: Hangi Avrupa ülkelerinin, hangi Batı ülkelerinin, AİHM önünde 1.600 öğretmenin hak ihlali davası var? Hangisinin var? Öyle seçerek parçalayarak olmaz.
Marx'la ilgili söylediklerinize gelince, Marx'ın insan sömürüsü ve hayvan sömürüsünü nasıl birbiriyle bağlantılı olarak düşündüğünü, 3 köpeğinin olduğunu, gerçek bir hayvansever olduğunu belki bilmiyorsunuz ama bu konuda size sadece bir örnek vereyim. Gerçekten çok güzel bir yazıdır: BirArtıBir dergisinde Foti Benlisoy'un "Hayvan özgürleşmesi, insan özgürleşmesidir" başlıklı bir yazısı vardır ve orada Marx'ın ve Marksistlerin hayvan sömürüsünü, hayvan ve insan ayrımını nasıl bir türcülük perspektifi içinde kavradıklarını ve nasıl birbirinin devamı olarak gördüklerini, hayvanlar özgürleşmedikçe haklarına, onurlarına saygıyla yaşama koşulları sağlanmadıkça, insanların da özgürlük koşullarının sağlanamayacağını da çok iyi ifade eden bir yazıdır.
Teşekkür ederim.