| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .07.2024 |
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Başkanım, şöyle bir durum oluyor...
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır, hayır; yeni bastım, onun için söylüyorum.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Ben anlatayım yani şimdi atarlanmanın bir şeyi yok.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Siz dediniz ki "Geri çekelim." Tamam dedik, onun üzerine. Ben ne konuşacağımı bilsem elbette ki sözümü kurarım.
Şimdi, bu konuyla ilgili açıkçası, Türkiye Barolar Birliğinin, Ankara Barosunun ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve Veteriner Hekimler Derneği 2024 yılı Mart ayında konferans tarzında bir çalıştay yaptılar ve bunu da kamuoyuyla paylaştılar açıkçası. Komisyon üyelerinin bu rapora bakmasını öneriyoruz çünkü gerçekten bu konuda bilimsel veriler ve sağlıklı önermeler sunuyorlar. Nedir buna ilişkin önermeleri? 5199 sayılı Kanun'da "Yirmi yıldır uygulanmaması sonucu ortaya çıkan ve özellikle son iki yıldır tartışılagelen sorunlar etnik ve kültürel değerlere uygun bilimsel veriler öncelenerek akılcı bir biçimde çözülmelidir." deniliyor, sorunları da tespit ediyor; nedir bu sorunlar?
Bir, konunun odağındaki sokak hayvanları popülasyonunun nasıl kontrole alınacağının sorusu yer almaktadır; öncelikli konu bu. Popülasyonun kaynağı ithalatın, üretimin, satışın serbest ve kontrolsüz olması.
İki, sahiplendiği veya satın aldığı hayvanları terk eden kişilere yönelik caydırıcı cezaların öngörülmemesi.
Üç, yerel yönetimlerin sokakta veya bakımevlerinde bulunan hayvanlara yönelik etkin kısırlaştırma yapmaması.
Dört, kırsal kesimlerde bakanlık veya yerel yönetimlerce kurulması gereken kısırlaştırma merkezlerinin kurulmaması, korunmaması.
Beş, özellikle apartman hayatında yaşayan bireylerin hayvan sahiplenmeye çekinmesine neden olan ve üzerinde müzakere edilmemiş matbu nitelikteki yönetim planlarının evcil hayvan sahiplenmeye engel olması.
Buna ilişkin yapılması gerekenleri de söylüyor, ne diyor? Kısırlaştırma yöntemlerinin etkin ve eş zamanlı bir biçimde uygulanması gerektiğini söylüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ve yerel yönetimler nezdinde sokak hayvanlarına bakımevlerinde özel ve ayrı birimler oluşturulması, taşra teşkilatının kurulması, yeterli sayıda uzman ve veteriner hekimlerden oluşan kadrolarla çalışmaların yürütülmesini söylüyor. Mevcut yasada zorunluluk olmamasına rağmen geçici bakımevlerini kurmamış olan yerel yönetimlerin ivedilikle bakımevi açıp kısırlaştırma faaliyetine başlamasını istiyor. Bu zorunluluğunu yerine getirmeyenlere uygulanacak yaptırımların yasaya eklenmesini talep ediyor. Türkiye'de bulunan belde belediyeleri dâhil 1.403 tanesinin yalnızca 255'inin bünyesinde bakımevi bulunmaktadır. Dolayısıyla tablonun ne kadar vahim olduğu ortada.
Yerel yönetimlere yeterli mali destek sağlanması gerektiğini söylüyor. 5199 sayılı Kanun'la belirlenen bütçelerin sokak hayvanları için ayrılıp ayrılmadığının denetlenmesi gerektiğini söylüyor. Özellikle nüfusu 25 binin altında olan beldelerde geçici sahra hastanesi modelini öneriyor. Nüfusu 25 bin ve üzeri olan belediyelerde hayvan hastanesi ve birden fazla kısırlaştırma merkezi veya semt bakımevlerinin kurulmasını öneriyor. Veterinerlik fakültesi, özel hayvan hastaneleri ve veterinerlik klinikleri ile belediye, bakanlık ve veteriner odaları olarak anlaşmalar imzalanarak kısırlaştırma faaliyetinin eşgüdümlü olarak yürütülmesini öneriyor. Kısırlaştırılıp aşılanan ve çiplenen köpeklerin alındığı bölgeye bırakılmasını öneriyor. Yakalanmanın hayvana zarar vermeden ve daha etkin bir şekilde gerçekleşmesi için kısırlaştırma çalışmasının gönüllülerle iş birliği hâlinde yürütülmesinin gerektiğini söylüyor. Gönüllülerle çalışma, köpeklerin sağlık durumlarının kontrol altında tutulmasını, düzenli olarak beslenmelerini ve takipleri açısından önemli olduklarını söylüyor.
Komisyon bu konuda herhangi bir veri almış mı, herhangi bir bilimsel kaynağı veya bir Komisyona bu konuda referans olabilecek herhangi bir atıf var mı? Hiçbir şey yok. Dolayısıyla, aslında, kabul edin, bu yasa teklifini iyi bir şekilde hazırlamadınız ve yapmanız gereken tek bir şey var; bu yasa teklifini geri çekip kamuoyunda oluşan bu ayrışmanın önüne geçmektir. Bu belki 17 maddedir -arkadaşlarım çok ifade etti- ama eğer bu 500 madde de olsaydı ve kamuoyu bu maddeler üzerinde bir uzlaşma sahibi olsaydı biz bunu bir iki saate geçirirdik ama görülüyor ki kamuoyu gerçekten buna karşı bir direnç gösteriyor ve bu katliam yasasını kabul etmeyeceğini toplum nezdinde de en azından ifade ediyor.