Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .07.2024 |
PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sibel Vekilin bıraktığı yerden devam edeyim.
Gerçekten çok ciddi bir yönetişimsizlik hâli var. Keşke burada sağlıklı bir şekilde yasama yapma süreci olsaydı da biz gerçekten maddeler üzerinden konuşabilseydik ama şu anda bir darbe görüntüsüyle karşı karşıyayız. Bu darbe görüntüsüne özel olarak dikkat çekmek istiyorum ve sanki alelade bir şekilde, daha doğrusu olağan şekilde biz bu süreci işletiyormuşuz gibi, istişare varmış, diyalog varmış, müzakere süreci varmış gibi; bu görüşmeyi gerçekten reddediyorum. Bir kez daha, Komisyon görüşmelerinin, bu şekilde "Yaptım, oldu." pratiğiyle, zorbalıkla gerçekten devam ettirilmesini de kabul etmiyorum bir milletvekili olarak.
Geçen haftadan beri olağanüstü hâl koşullarıyla, gerçekten, bu yasa teklifini gözleriniz kan bürümüş bir şekilde geçirmeye çalışıyorsunuz; gerçekten, darbe mekaniğiyle bu Komisyonu işletmeye, ilerletmeye çalışıyorsunuz.
Sayın Divana sorduk, özellikle sordum, Sayın Komisyon Başkanına sordum "Bu Meclis, AKP'nin Meclisi midir? Bu Meclis, sarayın Meclisi midir?" diye; kendileri bizzat ifade ettiler "Bu Meclis AKP'nin Meclisi değildir." dediler ancak AKP'nin Meclisi gibi davranıyorsunuz ve milletvekillerinin söz hakkı dâhil olmak üzere, yasa yapma tekniğini tümüyle aslında ayaklar altına alan bir şekilde, bilim insanlarını, veteriner hekimleri, avukatları, hayvan hakları inisiyatiflerini, sivil toplum kuruluşlarını, yurttaşları sürecin dışında bırakarak yasa yapmaya çalışıyorsunuz; aslında 17 Temmuzdan itibaren yapmaya çalıştığınız şey budur. Bugün ise buraya geldiğimizde bu olağanüstü hâl koşullarının, bu darbe görüntüsünün katmerlisiyle karşılaştık; gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Meclisin içinde, dışında yurttaşlarımız darp edilmeye devam ediyor; Meclisin içinde, dışında yurttaşlarımız abluka altına alınmaya devam ediyor.
Sizlere sorduk, dediniz ki Komisyon toplantısı başlarken: "İlgili kurumlar içeride." "Kimdir o ilgili kurumlar?" diye sorduk, bir cevap yok. Hiçbir şekilde, ne Komisyon Başkanı ne AKP'li vekiller, 17 Temmuzdan beri kanun teklifine dair tek bir söz bile edemiyorlar. Gerçekten AKP, Türkiye Büyük Millet Meclisinin altına, tarihine küçük ortağı MHP'yle beraber dinamit yerleştiriyor ve bu dinamiti yerleştirirken ne yazık ki ülkenin kaderiyle oynuyorsunuz. Dışardaki televizyonu bile gözaltına almışsınız; kamuoyundan kaçırarak, halktan kaçırarak, kapalı kapılar ardında kurabiye yiyip katliam yasası oyluyorsunuz. Gerçekten inanılır gibi bir şey değil ve utanç verici bir şey. Bütün ülkenin gözü kulağı burada. Bu hengame içerisinde, bu kaos içerisinde, bu darbe mekaniği içerisinde gerçekten bu kanun teklifi görüşülemez bir hâlde.
Televizyonla ilgili yok öyle dediniz yok böyle dediniz, bir öyle diyorsunuz bir böyle diyorsunuz, bir söylediğiniz bir söylediğinizi tutmuyor ama bunu saraydaki, tepedeki en yükseklerden öğrenmiş durumdasınız. Bakın, Erdoğan 2018'de ne diyor: "Hayvanları korumak sadece görev değil; inancımızın, insanlığımızın da gereğidir. Hayvanlar bir mal değil, candır, bizlere Hüda'nın bir emanetidir." O Hüda'yı ne zaman unuttu ya Recep Tayyip Erdoğan, sormak istiyorum? Aynı Bahçeli aynı minvalde devam ediyor, "Allah'ın her yarattığını aziz bilen bir inancın mensupları, hayvan katillerini affetmeyecektir. Ha bir köpek yavrusunu kesmişler ha bir emzikli babayı katletmişler, mana ve muhteva olarak hiçbir fark yoktur." diyor.
Siz artık, hani, çeşitli lobilerden mi, alacağınız ihalelerden mi, bu işin rantında mıdır nedir yani cebinize girecek paralardan dolayı? Çünkü yirmi iki yıldır biz AKP'yi de MHP'yi de çok iyi biliyoruz. Ceplerine girecek üç kuruş para olmasa böyle canhıraş bir şeyle ilgili mücadele edemezler. (Gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Böyle bir usul yok!
PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Zaten ağızlarını açıp söyleyecek iki kelimeleri yok, iki cümleleri yok. (Gürültüler) Herhangi bir şekilde, kanun teklifiyle ilgili, bilimsel verilerle ilgili, toplumsal süreçlerle ilgili hiçbir şey yok. Kanun teklifinde, gerekçede olduğu gibi bilim dışı, insanlık dışı, vicdan dışı bir şekilde siz bu süreci manipülasyonlarla, işte yaptığınız gibi tetikçiler tutarak kendinize medyadan onlara üç beş kuruş bir şekilde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞÇİ - Teşekkür ediyorum, sağ olun.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Böyle bir usul yok ya!
PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Üslubu müslubu sizden öğrenecek değiliz! Katliam naraları atıp, idam idam naraları atanlardan biz usul falan öğrenmeyeceğiz! Usul musul öğrenmeyeceğiz! Bu koşullarda yasa masa yapılmaz. Bu kanlı yasanızın karşısında biz varız, vicdanın sesi var, insanlığın sesi var, biz varız, biz!