| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman'ın, Meclis tatile girdiğinde Komisyonun çalışmalarına devam edebilmesi için Meclis Başkanlığından izin talebinde bulunmakla ilgili diğer partilerin fikirlerini almak istediğine ve dijital telifle ilgili yapılacak çalışmalara ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 25 .06.2024 |
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şimdi değerli milletvekillerimizden, Komisyon üyelerimizden bir ricada bulunacağım. Bu yetkiyi İç Tüzük bana vermiş olmakla beraber, ben en azından siz değerli vekillerimin fikrini almadan böyle bir talepte bulunmak istemedim; yaz döneminde eğer uygun görülürse ya da bir ihtiyaç olursa toplantı yapmak için bizim önceden Meclis Başkanlığından bir izin talep etmemiz gerekiyor. Yani Meclisin ne zaman kapanacağını bilmiyoruz, belki biz bir toplantı daha yapabiliriz ama ben bu toplantının son toplantı olacağı varsayımıyla, izniniz olursa sizlerin de sözlü olarak iznini almak isterim; yaz döneminde eğer bir gündem olursa, toplanmamız uygun görülürse biz sadece bir bürokratik formalite olarak Meclis Başkanlığına Komisyonumuzun toplanmasıyla ilgili bir izin talebinde bulunacağız. Onlar da bizim talebimizi zaten uygun bulurlar ya da onların takdiridir, değerlendirirler. İç Tüzük'e göre böyle bir düzenleme yapmamız gerekiyor.
Fakat toparlamak gerekirse burada temel mesele, bu emek hırsızlığının önüne geçilmesi, bu dijital telifin yöntemi; bunu ben çok net olarak kafamda bir yere oturttum ama buradan ortaya çıkmasa da bizim yaz döneminde muhakkak bunu tüm uzmanlarla konuşmak suretiyle, başka dünya örneklerini, Avrupa örneklerini incelemek suretiyle... Zaten bizim Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'muzun 1952 tarihli olduğunu düşündüğümüzde bir yeniden yapılandırılması, güncellenmesi gerekiyor, biz bunu, burada muhakkak çalışacağız. Çünkü burada toplum yararına, kamu menfaatine, kamu yararına olan bir eylem var, bir iş var ve bunun adına "gazetecilik" "televizyonculuk" diyoruz. Burada bir kurumun -biraz önce Tuncay Bey'in söylediği kişisel bir örnekti, bunu siz büyük bir gazete olarak düşünebilirsiniz- bir muhabirin gidip çalıştığı, bulduğu bir haberin hiçbir telif ödenmeden, hiçbir referans verilmeden yayınlanması ve bunun Google üzerinden yapılması, gerçekten hayatın olağan akışına ters bir durum oluşturuyor ve bu, topyekûn Türkiye'de değil Amerika'da da Almanya'da da Fransa'da da basın-yayın sektörünün çökmesi demek ve tabiri caizse -tam öyle demek istemiyorum ama- bir merdiven altı ve hiçbir kamusal sorumluluğu olmayan birtakım hesaplar marifetiyle ya da kişiler, kurumlar marifetiyle yeni bir gazetecilik türü ortaya çıkacak; bunu herhâlde hiç kimse istemez.
Evet, üzerinde mutabık olmamız gerekmiyor ama fikirlerimizi açıklıkla dile getirdik. Bu sunum için çok teşekkür ediyoruz hem Tolga Bey'e hem Duygu Hanım'a hem Gönenç Bey'e hem Zeynep'e hem Adrienn Hanım'a; ona da tekrar Türkiye'ye hoş geldiniz diyoruz. Bakalım, şimdi Google'ın bir çalışanı olarak aşure yemeğini o da merak etmiştir. Şimdi o kadar arandığına göre, Duygu Hanım, siz onlara ikram edersiniz.
Evet, değerli milletvekillerim...