Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .07.2024 |
AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum. Bu getirilmek istenen yasa teklifi ölüm getiriyor. Öldürmek, katletmek, çözüm değil. Öldürmek, ayrıca popülasyonu da düşürmüyor. Yaşam öyle bir şey ki hayvanıyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla, çiçeğiyle, böceğiyle bir bütündür. Bu yaşam döngüsü çok kıymetlidir. Yaşam döngüsü bir yerde kırıldığında işte o zaman doğal dengenin bozulması gündeme geliyor. Biz yaşam savunucuları da ülkemizi, tüm canlı ve cansız varlıkları bu hayatı bir bütünlük içerisinde görüyoruz ve sonsuza dek de yaşatmalarını istiyoruz. Ancak bugün, burada, gönül isterdi ki yaşamın bütünlüğü anlamında bütün canlılar için, daha iyi bir konu için toplanmış olalım ancak gördüğümüz bir şey şu ki: Maalesef sokak hayvanlarının ölümü hakkında bir kanun yapılmak isteniyor ve geçirilmek isteniyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi -biraz önce söyledim, aslında öldürmek çözüm değil, bu kanun yanlış diye- acaba şunu biliyor muyuz: Bütün şehir belediyeleri olduğunda yani daha doğrusu büyükşehir belediyesi yasalaştığında, köyler mahalleye döndüğünde ama köylerin mahalle olmakla köylülüğü bitmiş olmuyor. Türkiye'de yaklaşık 35-40 bin civarında bir köyün olduğunu düşündüğümüzde, bunun da 10 binini fire verelim, 25 bin köyde mutlaka köylüler, Anadolu insanı, çoban köpekleri gibi çeşitli köpekler besliyorlar. Her köyde yaklaşık 10 civarında köpek olduğunu düşündüğümüzde, değerli arkadaşlar, 30 bin köy varsaydığımızda 10'la çarptığımızda 300 binin üzerinde bir köpek yapar. Bunların yarısının dişi, yarısının da erkek olduğunu düşündüğümüzde, senede 3-4 kere yavrulayan bu hayvanlar, ortalama 2 defa yavruladıklarında 7-8 tane yavrulama yapıyor, bazen de 12-13 tane yavrulama yaptığında şöyle düşünün ki, yılda 700-800 bin civarında bir popülasyon artıyor. Yani sizin ortaya koymak istediğiniz, getirmek istediğiniz bu kanun yok ederek, itlaf ederek bir çözüm olmuyor, çözümü kaynağında halletmek gerekiyor. Çözümün başında da -her zaman söylediğimiz gibi- kısırlaştırmak geliyor, kısırlaştırmak geliyor, üretim çiftliklerinin kapatılması gerekiyor ve hayvan satışlarının, ticaretinin de durdurulması gerekiyor.
Şimdi, bir kanun çıkıyor, bu kanunla ilgili çıkarmaya çalışıyorsunuz ve buradaki canlıların -efendime söyleyeyim- bizde yaşam dostu olarak, can dostu olarak savunuculuğunu yapıyoruz. Günahtır, Allah'tan korkar insan. Şimdi, Peygamber Efendi'miz bu konuda "Merhametli olmadan imanlı olamazsanız." buyurunca, oradakiler "Ya Resulallah hepimiz merhametliyiz." dediklerinde, "Yalnız insanlara değil, bütün mahlukata merhametli olmak gerekir." diye buyurdu. Şimdi, siz bir kanun çıkarıyorsunuz, hayvanı öldürmekten, yasal hâle getirmekten bahsediyorsunuz. Kanunen suç olmaktan, kanunen kendinize göre günah olmaktan çıkarmış oluyorsunuz. Ya Allah katındaki günah ne olacak? Bu kadar canlıyı... Allahutaala ne diyor: "Verdiğim canı ben alırım." Size kim veriyor bu yetkiyi? Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu kanun başından belli, bu tarafa hep yanlışlarla dolu ve bu kanunun, bu yasanın derhâl geri çekilmesi lazım.
Sayın Başkanım, sizin de Tarım Bakanı olduğunuz dönemde, 26 Kasım 2022'de bir demeciniz vardı "Can dostlarımıza şiddeti kabul etmemiz asla mümkün değildir." çok güzel bir demeç, hakikaten çok güzel ama bugün görüyorum ki burada, Tarım Komisyonu Başkanı olarak bu yasanın geçmesine katkıda bulunuyorsunuz. Yani o gün neydi, bugün niye böyle oldu? Yani aslında siz de bizim gibi düşünüyorsunuz, söylemek istediğim bu. Bakın, gayet güzel ifadeler "Can dostlarımıza şiddeti kabul etmemiz mümkün değil." dediniz ve Bakanlığınız döneminde "Bu sorunu kökten çözmemiz gerekiyor, kurutmamız gerekiyor." O günden bugüne gelindi, yine bugünkü anlayışla yine böyle devam ediyor. Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, ben, burada bizim güzel ülkemizde sokak hayvanları sahipsiz ve yalnız değildir diyorum. Halkımızın da mağdur ve çaresiz olan bu dilsiz canlılara sahip çıkması gerekir. Onları kısırlaştırarak, aşılatarak yaşatmamız gerekir. Bu kanun yasalaşır ve Meclisten geçerse bütün günahı, vebali bu imzayı atanlarda diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. Benim söyleyeceklerim şimdilik bunlar. Maddeler üzerinde de tekrar söz aldığımda düşüncelerimi meydana getiririm.
Teşekkür ederim Başkanım, sağ olun.