Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Sayıştay Başkanlığı c) Cumhurbaşkanlığı ç) Kamu Denetçiliği Kurumu d) Başbakanlık e) Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı f) Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği g) Diyanet İşleri Başkanlığı h) Türkiye İnsan Hakları Kurumu ı) Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü i) Radyo ve Televizyon Üst Kurulu |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 26 .01.2016 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Değerli Bakanlarım, değerli Komisyon üyeleri, kamu kurumlarımızın çok kıymetli temsilcileri, saygıdeğer basın mensupları hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok uzun yıllarını işveren sıfatıyla medya içinde geçirmiş bir arkadaşınız olarak Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüyle ilgili gözlem, tarif ve tespitlerimi aktarmak istiyorum. Bu, bir bakıma taşradan basın hakikatimize bir bakış da olarak algılanabilir yahut Doğu Anadolu Bölgesi penceresinden basın olgumuza dair gözlemlerimiz de diyebilirsiniz buna.
Bölge illerinde basının özel bir işlev ve konumu vardır değerli arkadaşlarım. Baskın medyada olduğu gibi elitin değil, halkın nabzını, günlük hayata dair olgu ve gerçekleri, halkın yaşama pratiğini ve bu çerçeve içinde geleceğe ait beklentilerini yansıtırlar. Halkın özlemlerini, hayallerini haberlere sızdırarak paylaşırlar. Bölgelerarası kalkınmışlık farkı sebebiyle yaşam düzeyindeki düşüklüğü ötekileştirme olarak algılar ve bunu mahcup bir dille yansıtırlar. Diğer bölgelere nispetle gazete başlıkları arasında ciddi bir mesaj ve bildirim farklılığı vardır. Kimilerince abartılı bulunsa da bizim oralarda basının olaylara ve insanlara bakış üslubu, tarzı biraz romantizm içerir. Yaygın kanaat, sorunların noksanların öne çıkarılması yönündedir. Kabul etmek gerekir ki bu yaklaşım biraz feryat, haykırış ve ses duyurma amaçlıdır. Zira belirli çevrelerin uzun yıllara sari dayatmaları bir ezberi ortak bir kabul hâline getirmiştir. O ezberin adı doğunun sorunlar bölgesi olduğu şeklindedir.
Değerli arkadaşlarım, basın organlarının ağlama duvarına dönüştürülmesinin arka planında yatan temel sebep de budur. Negatif enerji, malum, var olan ya da çoğu kez taşınmaya çalışılan pozitif enerjiyi yok eder. Bu, aslında bütün ülke sathı için de geçerli bir hâldir. Biz bu durumu "medya psikolojisi" olarak adlandırıyoruz ve ilk tespitimiz olarak, Doğu Anadolu medya psikolojisinin sağlıksız olduğunu vurgulamakta fayda görüyoruz. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün, basının, özellikle doğu basınının bu psikolojisini düzeltmeye yönelik özel çaba ve dikkatler sergilemesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu noktada, izniniz olursa, Basın İlan Kurumunun bölge illerindeki yazılı basına yaklaşımına kısaca değinmek istiyorum. Resmî ilan alan her basın organı aynı zamanda bir istihdam kapısıdır malum. Ne ki yazılı basının eski gücünde olmaması sebebiyle bu organlar istihdam fonksiyonlarını yeterli boyutta sergileyememektedirler. Gazete baskı giderleri ve haber edinme maliyetleriyle Basın İlan Kurumunun resmî ilan alma şartları çok yüksek bir gidere yol açmakta; hâliyle basın çalışanlarının şartları da o nispette menfi bir hâl almaktadır. Bu kalemde İnternet medyasının yazılı basın önünde haksız bir rekabet ortamı oluşturduğu, bu sebeple yazılı basın organları intişarını sınırlı konuma sürüklediği de dikkatlerden kaçmamalıdır.
Bu arada Doğu Anadolu Bölgesi'nde yaşam maliyetinin diğer bölge illerinden çok yüksek olduğunu özellikle hatırlatmakta fayda görüyoruz. Sadece iklim şartlarının zorunlu kıldığı giderler batı bölgelerindekilerin hayal dahi edemeyeceği düzeydedir. Buna karşın resmî ilan ücretleri bazında toptancı bir tarza muhatap kılınıp diğer bölge basınıyla aynı kategoride değerlendirilmektedirler. Düşünsenize, baskıdan dağıtıma kadar aynı kurallar geçerlidir. Özel sektör reklamlarının da mahdut olduğu bu bölgede basın organları neredeyse bütünüyle resmî ilanlarla ayakta durmakta ve onurlu bir kamu görevini yerine getirmektedirler.
Bahse konu olumsuzluklar, az önce bahsettiğim, medya psikolojisini de kırılgan ve sağlıksız bir konuma itmektedir. Bu hâl, kaçınılmaz olarak basın organlarını olumsuzu satın alıp pozitif gelişmeleri göz ardı etmeye sevk etmektedir. İşte bu çerçevede sahici ve birincil beklentiyi not edelim. Doğu Anadolu basınına özel bir yaklaşım sergilemek, resmî ilanlarda müspet anlamda bir ayrımcılık yapılması hususi önem arz etmektedir.
Sayın Başkan, muhterem komisyon üyeleri; İnternet medyasıyla ilgili yasal düzenlemenin henüz yapılmamış olması kayıt dışılığı körüklemekte, belirli çerçevelere uyum sağladığı ve şartları yerine getirdiği durumda resmî ilan alabilen, vergi veren yazılı basını bitme noktasına sürüklemektedir. Hiçbir tahsil ve altyapı şartı olmadan isteyen hemen herkesin kurabildiği İnternet tabanlı haber siteleri kayıt dışılığın özgürlüğü, denetim olmayışından kaynaklanan sorumsuzluk içinde bilgi kirliliğine yol açan fütursuz bir habercilik sergilemektedirler.
Baskın ve yaygın olmaları, bilişim düzeyinin artması sebebiyle halkın ilk tercihi hâline gelmeleriyle özel sektör ilanları da bu kayıt dışı faaliyet veren sitelere yoğunlaşmakta, vergisini ödeyen, hesap veren ve denetlenen yazılı basın ise çaresiz kalmaktadır. Bu durum yazılı basının istihdam hacmini de olumsuz etkilemekte, daralmaya neden olmaktadır.
İnternet haberciliği yapanların kayda değer bir kısmının istihdam meselesi yoktur. Oysa yazılı basın organlarının bir yayın hâline dönüşmesinde haberden baskıya, mizanpajdan dağıtıma kadar onlarca elemana ihtiyaç vardır. Çalışan bir kişinin birkaç kişiyi beslediği bölgemizde istihdamın birinci öncelik olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Bu noktada eleman çalıştıran ve bulundukları illerin ekonomisine böylelikle katma değer üreten yazılı basının önemi açıktır. Ne ki kayıt dışı İnternet medyası bu gücü zayıflatmakta, yazılı basın haksız rekabet karşısında erimektedir. Bu durum, biraz önce de kaydettiğimiz üzere, haber, üslup ve başlıklarına da yansımakta, olumsuz şartlarda hayatta kalma mücadelesi veren basının dikkati de olumsuzluklarda toplanmakta, hatta zaman zaman gazete manşetleri öfke ve kızgınlıkları özetlemektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde yazılı basının reel hâli budur. Basının içinden gelen biri olarak bunları üzüntüyle kaydettiğimi belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli üyeler; toplum olarak bir terör sürecini, vatanımızın birliği, milletimizin bütünlüğü, devletimizin dirliğine kastedenlerin hain senaryoları sahneye koydukları bir dönemi yaşıyoruz. Bu noktada basın organlarına olduğu gibi, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüze de özel bir görev düşüyor. Biz özellikle İnternet medyasının sorumsuzluk ve kayıt dışılık içinde haber haber, yorum yorum, köşe köşe acıları yarıştırmasını istemiyoruz artık. Bunun bir yasal düzenlemeyle, İnternet medyasına yönelik bir yasayla sağlanabileceğini kaydetmiştik.
Doğu Anadolu gibi göç olgusunun hız kazandığı bir bölgede basının halka taşıdığı vurguların özel bir önemi, hayati bir fonksiyonu var. Ülkemizin her sathında göçün durması, halkın doğduğu topraklarda doyarak yaşaması özlem ve beklentimizdir. Ne ki bunu sağlayacak moral desteklere ihtiyaç var. Bu noktada en etkili kurumun basın olduğunu kayda geçmek lazım. Yaşamı çileye dönüştüren iklim şartları, terör olaylarının -yine özellikle kaydediyorum- denetimsiz İnternet haber siteleri tarafından abartılı vurgulanması göçü tetiklediği gibi bölgeye gelecek yatırımları, hususen istihdama yönelik yatırımları da engellemektedir.
Zihnini, mantalitesini basına endekslemiş kesimler için bu sebepler bölgeden göç etmek için mazeretler oluşturmaktadır. Basının bölge için sempati kanalları açacak bir yaklaşım göstermesine ihtiyaç var. Bereketsizlik iklimi yok olmalı, pozitif atmosfer hâkim hâle gelmelidir.
Bakınız, son yaşadığımız bir olayı burada kayda geçmek istiyorum. Dünya Curling Federasyonu ve Dünya Buz Hokeyi Federasyonu Doğu Anadolu Bölgesi'nde terör olayları yaşandığı gerekçesiyle bu yıl Türkiye'de ve Doğu Anadolu Bölge illeri Erzurum ve Malatya'da yapılması planlanan iki büyük organizasyonu iptal etti. Biz istediğimiz kadar bölgenin huzurlu olduğunu söyleyelim, ki gerçek budur. Her iki federasyon da kararlarına gerekçe olarak basın organlarındaki haberleri göstermiştir.
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili İbrahim Mustafa Turhan geçti)
BAŞKAN - Sayın Aydemir, on dakika süreniz doldu. Konuşmanızı tamamlamanız için size ilave süre veriyorum.
Buyurun lütfen.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamamlıyorum...
İşte bizim sempati kanalı açma zorunluluğundaki kastımız da budur. Öncelikle yerel basın organlarını güçlendirmek, çalışanlarının yaşam ve refah düzeyini yükseltmek, bölge basınına özel ve pozitif bir yaklaşım sergilemek durumundayız.
Mevcut durumu günün ve bölgenin şartlarına göre güncelleştirmeliyiz. Bu millî birlik ve bütünlüğün korunması adına da bir gerekliliktir. Bu noktada Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüze bir başka görev düşmektedir. Doğu Anadolu bölgesi illerinin barındırdıkları tarihî, kültürel, doğal hazineleri beşerî değer ve sermayesiyle yeteri kadar tanıtılamamaktadır. Doğu, Türkiye'de olduğu gibi küresel ölçekte de olumsuzluğun anahtar kelimesi hâline gelmiştir. Doğu yokluk, doğu terör, doğu sefalet kelimelerini tedai ettirmektedir. Böyle midir? Elbette hayır. Ancak tanıtım eksikliği bu algı yanlışlarına, takdim günahına yol açmaktadır.
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz yerel basın üzerinden dünyaya bir tanıtım açılımı gerçekleştirmeli, Doğu Anadolu Bölgesi'nin hakiki değer ve ziynetleri layık olduğu ölçüde küresel boyutta vizyona taşınmalıdır. Doğu Anadolu basınının tanıtım noktasında yeterli gücü yoktur. Bunu genel müdürlüğümüz hemen ve acilen üstlenmeli, özel organizasyon ve yayınlarıyla bir tanıtım açılımı yapmalı, seferberliğe gitmelidir. Bu tanıtıma bölge ekonomisi de muhtaçtır.
Güneşin doğduğu bölge haksız ve gerekçesiz tanıtım ve ithamlardan kurtarılmalı, karalama kampanyaları yok edilmelidir. Doğu Anadolu Bölgesi artık doğru okunmalıdır. Doğu Anadolu Bölgesi artık doğru aktarılmalıdır. Böylesi bir ulvi görevi genel müdürlüğümüzün üstleneceğinden eminiz.
Sayın Başkan, sayın üyeler; Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün temel misyonlarından birisi, en önemlisini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aydemir, sözlerinizi tamamlamanız için iki dakika daha süre veriyorum size. Lütfen...
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Gerçekçi bir Türkiye algısı noktasında güçlü basın güçlü demokrasi vurgusu oluşturuyor. Gerçekçi bir Türkiye algısı için Doğu Anadolu Bölgesi'nin yine gerçekçi ve yine doğru biçimde tarif ve takdimine ihtiyaç var. Bu rolü bölge illeri yazılı basını üstlenmiş durumda. Biz bölge basınının güçlenmesine yönelik olarak bu vurguyu yapmak durumundaydık. Anlayacağınız ve paylaşacağınıza inanıyorum.
Türkiye'nin tanıtımını Doğu Anadolu'suz, Doğu Anadolu'nun tanıtımını da basınsız yapamayız. Ülkenin etkin tanıtımı, zenginlikleri, imkânları ve yetenekleriyle taşınması noktasında basına, özellikle de Doğu Anadolu basınına özel bir hassasiyet göstermeliyiz. Ve yine biliyorsunuz ki, Türkiye'nin tanıtımı noktasında yanlış bir algı oluşmasını isteyen küresel ve baskın medya doğuyu terörle, doğuyu yaşam şartlarının zorluğuyla öne çıkarıyor. O hâlde bizim birinci önceliğimiz, bölge halkının vicdanını, konum ve durumunu seslendiren, nabzını tutan, yaşam enerji ve heyecanını ayarlayan basınımıza özel bir destek ve yaklaşım göstermektir. Doğu Anadolu'yu emsalsiz değerler bütünüyle tasvir ve takdime kaynaklık etmektir. Bu noktada Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bir referans noktası ve güvencemizdir.
Doğunun değerler bütünüyle anlatılması, kıymetleriyle öne çıkarılması, olumsuzlukları körükleyen ezberlerin bozulması noktasında Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün takdir bulan çalışmalarını artırarak sürdüreceğine inancımız tamdır.
Bu güzide kurumumuza yöneticileri şahsında başarılar diliyorum.
Hepinizi de saygıyla selamlıyorum efendim.