Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Denizli Milletvekili Cahit Özkan ve 133 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2258) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .07.2024 |
İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Maddenin (3)'üncü fıkrasıyla ilgili bir şeyler söyleyeceğim. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun adli hizmet, ceza infaz kurumları ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılması hususunda gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde izin verilmesine imkân tanıyan hükmü yani 17'nci maddesinin (3)'üncü fıkrası hükmü Anayasa Mahkemesince adli hizmet ve ceza infaz kurumlarının ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın orman ekosistemi dışında kurulma imkânı bulunduğunu, faaliyetlerin devlet ormanlarında gerçekleştirilmesine izin verilebilecek nitelikte zorunlu bir faaliyet olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, devletin ormanların korunması ve genişletilmesi yönündeki pozitif yükümlülüğüyle bağdaşmadığına hükmedilerek iptal edilmiştir. Yapılan düzenlemeyle yani geçici maddenin (3)'üncü fıkrasında yapılan düzenlemeyle Anayasa Mahkemesinin bu kararı etkisiz kılınmaya çalışılıyor. Teklifteki geçici madde, bu kararı karşılayacak yeni bir yasa hükmü getirmek ve buradaki izinleri durdurmak, varsa inşaat faaliyetlerini sonlandırmak yerine (3)'üncü fıkrasıyla, alacağı yetkiyle yeni hukuksuzluğa kapı aralamaktadır.
Bu bağlamda, Sayın Cahit Özkan sunumunda "Anayasa'ya aykırılık değerlendirmesini biz de yaptık, Anayasa'ya aykırı olmadığı kanaatiyle teklifi Meclise sevk ettik." dedi. Baktığımız zaman, aslında durumun öyle olmadığı çok açık; sabahtan beri, yirmi saatlik görüşme çerçevesinde birçok arkadaşımız, birçok milletvekilimiz teklifteki Anayasa'ya aykırılıkları dile getirdi. Bu düzenleme de bu bağlamda Anayasa'ya aykırı bir düzenleme. Aslında, her ne kadar Sayın Özkan Anayasa'ya aykırılık konusunda değerlendirme yaptıklarını ifade etse de yasa koyucunun yani teklif sahiplerinin, Anayasa'nın üstünlüğü ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkelerine pek de riayet etme niyetinin olmadığını bu teklif tümüyle değerlendirildiği zaman, bu madde de dâhil olmak üzere, ortaya koymaktadır.
Anayasa Mahkemesi kararlarının zaman yönünden etkisi bakımından da bu teklif sorunludur, Anayasa'nın 153'üncü maddesine göre iptal kararları geriye yürümez. Bu hükümden çıkan sonuç, iptal kararlarının zaman yönünden derhâl etkiye sahip olduğudur. Bunun sonucu olarak Anayasa'ya aykırı yasaya dayanan hukuki durum ve statüler eğer tamamlanarak kesinlik kazanmışsa iptal kararından etkilenirler; ön izin verilmesi hukuki açıdan kesinleşmiş bir durumu ifade etmediğinden muhatapları açısından kazanılmış hak teşkil etmez. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen bu ön izinlerin on sekiz ay içinde kesin izne dönüşeceğini öngören hüküm, Anayasa'nın 153'üncü maddesine aykırıdır. Bu taraftan bakıldığı zaman, defalarca söyledik Anayasa'nın 153'üncü maddesinin herkesi bağlayacağı noktasındaki hükmü. Bu hükme aykırı tekliflerle, Sayın Özkan'ın "de lege ferenda" anlayışına ulaşmanın da pek mümkün olmadığı açıktır. Yani Sayın Özkan'la tabii, geçen dönemde -Mecliste Grup Başkan Vekili olarak- birlikte çalıştık, orada da söylemleriyle, Genel Kurulu dalgalandıran söylemleriyle sanki oraya doğru bir özlemi varmış gibi geliyor bize. Burada da yani damara basan, biraz da işte multidisipliner yaklaşımlarla Komisyonda dalgalanmalara sebep oldu. Yani, bu noktada baktığımız zaman, gerçekten, teklifte Anayasa'ya aykırılık çok.
Yanı sıra şunu da söyleyeyim: Orman alanları içerisinde bu tür yapılaşmaların orman alanlarının bütünlüğünün bozulması da çok sıkıntı çektiğimiz, çok muzdarip olduğumuz orman yangınlarına da yol açmaktadır, yolu açan en büyük etkendir. Orman içerisinde, orman bütünlüğünün bozulduğu alanlarda insan faaliyeti, orman yangınları en büyük sebebidir. Baktığımızda, Türkiye ormanlarının sadece yüzde 3,1'i yüksek bütünlüğe sahipti, dünya da ise bu oran yüzde 40'tır. Türkiye ormanlarının geri kalanı orta bütünlüğe sahip olan yüzde 59, düşük bütünlüğe sahip olanlar yüzde 37,5'tur. Yani biz mevcut ormanlarımızı da parçalayarak, bölerek orman yangınlarına yol açıyoruz. Teklif bu açından da sakıncalıdır diyorum.
Teşekkür ediyorum.