KOMİSYON KONUŞMASI

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Bütün zor görevler hep bana gelir, onun için böyle bir görev de benim yani.

Kıymetli Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarımız, kıymetli hazırun; hepinizi ben de saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Tabii, demokrasi dediğimiz zaman burada yaptığımız müzakerelerde kümülatif olarak bizi ulusal anlamda bir araya getiren başta anayasal düzen, hukuk düzenimiz olmak üzere bizleri birbirine yaklaştıran en önemli müzakere süreçlerinin içerisinden geçiyoruz. Yani burada yapılan müzakereleri, oylamaları, sonucu ne olursa olsun ben yürekten inanıyorum ki bugün yaptığımız bu müzakereler bizleri belirli bir noktada bir araya getirmeye katkı sağlayacak müzakere süreçleri olarak görüyoruz. Yani anayasal hukuk düzeni dediğimizde sadece bir metni ifade etmek, sadece bir metni esas alarak hukuk düzenini bundan ibaret saymak doğru değil. Öyle bir şey olsaydı, eğer bugün iyi işleyen anayasal rejimlere bakıp o anayasal rejimleri aynen iktibas ettiğimizde bütün sorunlarımız çözülmüş olurdu. Oysaki bizlerin bu müzakere ortamında bir masada, masa etrafında bir araya gelmek suretiyle yaptığımız müzakereleri bizleri gelecekte çok daha barışçıl, bir arada, hukuka, adalete aynı istikamette bir arada bakabilen, belirli bir hukuk düzeninin içerisinde birlikte hür ve kardeşçe yaşama irademizin anlayışını tesis edecek bir süreç olarak görüyorum. Bunu hasbi, samimi bir yaklaşım olarak ifade etmek isterim.

Kaldı ki bugün içerisinde bulunduğumuz KEFEK yine son yirmi iki yıllık süreç içerisinde canlanmış, ete kemiğe bürünmüş ve bu müzakereleri yapmak üzere kurulmuş Komisyondur. Bu Komisyonun varlığı bile bizlerin aslında kadın ve erkek fırsat eşitliği konusunda ve içerisinde ateşli tartışmaları yaptığımız, bu konunun da bütün toplum kesimlerini bir araya getirebilecek bir müzakere zemini olarak inşa edilmiştir. Onun için bugün burada sonuç, değerlendirmeler yapıldıktan sonra verilecek kararın inanın hiç kimseyi üzmemesi gerektiğini düşünüyorum çünkü bu inşa süreci önümüzdeki süreçte yeni Anayasa müzakere edilirken, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği bundan sonraki kararlar, Parlamentonun yapacağı yasal düzenlemeler yapıldığı süreçte bunlar da mutlaka müzakere edilecek. Bunlar evrende kaybolan konuşmalar değil kayıt altına alınan ve vakti saati geldiği zaman mutlak surette hayata geçen düzenlemelerdir. Şöyle Türkiye'nin son yirmi, elli, yüzyıllık, hatta iki yüz yıllık sürecine baktığımızda yapılan bu müzakerelerin gelecek hukuk düzenini biz hukukçuların "de lege ferrenda" ve yani "de lege lata" karşısında müesses, mevcut mevzuat karşısında ideal hukuku inşa etme sürecinin birer vesilesi, birer aracı olarak bu müzakerelerin hayata geçtiğine, hukuk düzenimizin bir parçası olduğuna tanık olduk. Bu anlamda hem bu Komisyonun varlığı, bugüne kadar başta anayasal düzenlemeler olmak üzere, yasal düzenlemeler olmak üzere ve yine idari pratiklerle kamu kurumlarına, özel sektöre yüklemiş olduğumuz kadın-erkek fırsat eşitliği noktasındaki uygulamalara ilişkin çalışmalarla bu konuda bizim hasbi, samimi bir hassasiyetimizin olduğunu ve bütün hazırunun ifade etmiş olduğu yaklaşımlar konusunda en yüksek hassasiyete sahip olduğumuzu -teklif sahipleri olarak ifade ediyorum her şeyden önce ve yine parti grubumuz adına da bunu ifade edebilirim- gösteriyor. Burada kadınların toplumsal yaşamda, sosyal, ekonomik, siyasi, akademik, her alanda, sanatsal faaliyetlerde etkinliğinin, görünürlüğünün ve pozitif ayrımcılık noktasında hak ettikleri mevkiyi elde etme konusunda yaklaşımlarımızın olduğunu ifade etmek isterim.

Tabii, diğer taraftan, konuya doğrudan girecek olursak şunu ifade etmek isterim: Anayasa dediğimiz zaman hani tabiri caizse kırk başlı bir ejderha gibi. Hani ben fil örneğini vermek istemiyorum, fil dediğimizde denir ya, karnını, ayaklarını, hortumunu elleyen farklı fil tanımları yapılabilir. Anayasa'daki arzuyla istiyoruz, büyük bir arzuyla istiyoruz yeni sivil demokratik bir anayasada hepimizin "Evet, bu benim anayasam." dediği bir anayasa zemininde buluşmak istiyoruz. İşte, böyle farklı değerlendirmelerin olduğu, içinde iç bütünlüğünü kaybetmiş mevcut anayasal sistemimizde bile sadece bir maddeye yani kadın-erkek eşitliğiyle ilgili maddeye bakarak bir Anayasa'ya aykırılık iddia edilmesi de Anayasa'nın iç bütünlüğü açısından farklı değerlendirilebilir. Şöyle ki: Mesela anayasanın...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Cahit Vekilim...

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Müsaade ederseniz... Üstadım, bakın, şimdi siz oraya geçtiniz, ben buradayım, eskiden siz burada oturuyordunuz. Hatırladınız mı? Daha dün gibi ya. Şimdi, onun için, burada yani şu anda zaten eziliyoruz, bir de bizi ezmeyin, sözümüzü hür, serbest ifade edelim.

GAMZE TAŞÇIER (Ankara) - Konumlar değişse de hukuk değişmez.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Evet, şunu demek istiyorum: İşi başka şeylere götürmek için eskiden beri yaptığımız, kadınların akademide, hukukta, siyasette, diplomasideki görünürlüğüyle ilgili yaptığımız hani istatistiksel verileri paylaşmak istemiyorum ama konuştuğumuz konunun özü bana göre şu: Yani bir taraftan eşitliğin bir soyut değerlendirmeyle nasıl burada uygulanacağını konuşurken diğer taraftan da yine Anayasa ailenin korunmasına ilişkin hüküm serketmiş. İşte, tüm yapılan bu müzakereler neticesinde salt bir hukuk kurumu olan Anayasa Mahkemesi aynı konuya ilişkin 2011'de farklı değerlendirme yapmış, hatta çok daha farklı bir oy farkıyla demiş ki: "Bu düzenleme Anayasa'ya aykırı değildir." Sonra, aradan geçmiş on üç yıl, yine Anayasa Mahkemesi bu kez yaptığı değerlendirme neticesinde bu kez 9'a 6 oy oranıyla farklı bir değerlendirme yapmış. Şimdi, ben diyorum ki hasılıkelam: Bizim yaptığımız bu değerlendirmeler ki biraz önce kıymetli Daire Başkanımızın da ifade ettiği üzere eski düzenleme, Anayasa Mahkemesi'nin kararı, şimdi mahkemenin vermiş olduğu karar, bu noktada Anayasa'nın bizlere icbar ettiği diğer Anayasa hükümleri çerçevesinde baktığımız zaman diyebiliriz ki şu yapılan müzakereler çerçevesinde geleceği inşa etme noktasında bir istikamete doğru yürüyoruz ama biz kanun koyucu olarak Parlamentoda yapacağımız düzenlemelerde, Adalet Komisyonunda da bunlar yarın tartışılacak, Genel Kurulda da tartışılacak, teklif sahibi olarak yapmış olduğumuz değerlendirmeler çerçevesinde hem Anayasa Mahkemesi'nin 2011 yılında vermiş olduğu karar, 2023 yılında vermiş olduğu karar, 2023 yılında vermiş olduğu kararda karşı oy yazıları, karşı oy görüşleri bütün bir şekilde değerlendirdiğimizde Anayasa'nın ailenin korunması ve kadın-erkek fırsat eşitliği, kadın-erkek eşitliği çerçevesinde teklifimizin özünün Anayasa'ya uygun olduğuna inanıyoruz ve yapılan bu müzakerelerle Adalet Komisyonunda da sizleri yarın bekliyoruz, yalnız bırakmayın orada, beraberinde Genel Kurulda yapacağımız çalışmalarla inşallah bizleri bir arada tutan, hepinizin sahipleneceği bir düzenlemeyle süreci tamamlamayı temenni ediyorum. Yani dinleyemediklerim var, kusura bakmayın, bizim de başka çalışmalarımız vardı, herkesi dinlemek isterdim ama yetişebildiklerimden de çok esinlendiğimi, etkilendiğimi ifade etmek isterim. Her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.

Sayın Başkanım, heyetinize saygılar sunuyorum.