Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Denizli Milletvekili Cahit Özkan ve 133 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2258) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .07.2024 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.
Çizdiğiniz çerçeveye uygun olarak sadece Anayasa'ya aykırılık iddiası üzerine birkaç cümle söyleyeceğim. Öncesinde şunu ifade etmek isterim: Geçmişte yargı paketleri, yenilik ve reform içeren hususlar için kullanılan bir ifadeydi. Bu ifadenin de patenti AK PARTİ'ye aitti ama imzacı arkadaşlarımız da takdir edecektir ki bu paketin içerisinde yenilik ve reform içeren bir düzenleme yoktur. Uzunca bir süre toplumda beklentiler artırılmış ama beklentilere uygun -arkadaşlarımın ifade ettiği hususlarda da- bir düzenleme yine bu teklif metnine girmemiştir. Son olarak, AK PARTİ Adalet Bakanlarının görevdeyken yayınladığı yargı reformları, yargı reform paketleri girişimleri ve yine seçim bildirgelerinde yer alan iyileştirici unsurlar da bu paket içerisinde yoktur. Dolayısıyla bu paket, âdeta Anayasa Mahkemesinin düzenlemelerini süresi dolmadan hayata geçirmeyi hedefleyen bir pakete dönüşmüştür.
Peki, Anayasa Mahkemesine baktığımız zaman bu paket maksadı karşılayacak mıdır? Maalesef, karşılamayacaktır. Şimdi, AK PARTİ'nin ilk on yılında, hatırlarsınız, gerek Anayasa Mahkemesinin gerek Danıştayın vermiş olduğu birçok karar, bir yargı vesayeti tartışmasına konu olurdu. Siyasi irade ile yargı iradesi arasındaki yaklaşım farkının siyasi iradeyi kuşatan, blokaj uygulayan yaklaşımlar içerdiği ifade edilirdi. Bugün Anayasa Mahkemesine bakıyoruz, Anayasa Mahkemesinin kendisi AK PARTİ döneminde birçok Anayasa değişikliğiyle reforme edildi. Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu, AK PARTİ döneminde çıktı. Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamını AK PARTİ atadı ve bu üyelerin oy birliğiyle verdiği kararlar bugün etrafından dolanmak suretiyle işlevsizleştiriliyor. Sayın Bahçeli'nin Anayasa Mahkemesini kapatma talebine olumlu cevap verilemiyor ama her birini tek tek imzacı vekillerimizin çok iyi tanıdığı Anayasa Mahkemesi üyelerinin Anayasa'yı, hukuku, evrensel hukuku Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal hukukunu dikkate alarak verdiği kararlar işlevsizleştiriliyor. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin hukukunu korumak, hepimizin hukukunu korumaktır. Anayasa Mahkemesini kapatma çağrılarının yapıldığı bir dönemde Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararları işlevsizleştirmek, burayı kapatamıyorsak bile işlevsizleştirmek ve itibarsızlaştırmak girişimlerinin bir sonucuna dönüşecektir.
Burada, özellikle barolarla ilgili düzenlemeye de değinip sözlerimi tamamlamak istiyorum. 2'nci baro girişiminin neredeyse 5'inci yılındayız ve kabul edelim ki başarısız bir projeyle karşı karşıyayız. Bu barolar AK PARTİ'nin avukat üye sayısı kadar üye çekemediler yani AK PARTİ'li avukat arkadaşlar "1 No.lu" diye tabir edilen geleneksel barolarda kalmayı tercih ettiler. Özellikle Ankara Barosu, kamu avukatlarından müteşekkil bir şekilde oluşturuldu. Ara sıra birtakım girişimlerle karşılaştık ama onlara da bir itibar atfedilmedi. Mesela, İstanbul ve Ankara 2 No.lu Barolarının İsrailli savaş suçlularının Türk Ceza Kanunu'na uygun olarak yargılanması konusunda suç duyuruları var. Adalet Bakanı bu suç duyurularına onay verebilirdi, vermedi. Dolayısıyla başarısız bir projenin tamamen rafa kaldırılmasını bekliyorken adalete, hakkaniyete, Anayasa'ya ve kanuna aykırı bir şekilde buraları âdeta para pompalayarak ayakta tutma girişiminin, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, âdeta böyle mahkeme üyeleriyle dalga geçercesine rakamda küçük bir oynamayla tekrar buraya getirilmesi de maalesef imza sahibi arkadaşlarımıza da siyasi iradeye de yakışmamıştır.
Ben bu düşüncelerle Anayasa'ya aykırılık iddiaları hususlarına katıldığımı ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.