Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Denizli Milletvekili Cahit Özkan ve 133 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2258) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .07.2024 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; İç Tüzük madde 38 gereğince komisyonlar kendilerine havale edilen tekliflerin Anayasa'nın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bu noktada, söz konusu kanun teklifi hakkında Kanunlar ve Kararlar Başkanlığından Anayasa'ya uygunluk değerlendirmesi alınıp alınmadığını önceki yargı sekizde olduğu gibi yine soruyoruz. Bu konuda bir uygunluk değerlendirmesinin tarafımıza iletilmediğini görüyoruz. Ancak açıkça görebildiğimiz üzere, Anayasa'ya uygunluğu denetlenmemiş bir teklifle açıkça karşı karşıyayız.
"Dokuzuncu yargı paketi" adıyla bilinen 38 maddelik teklifi incelediğimizde 20 farklı kanunda değişiklik öngören bir torba yasa olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber 2017 değişikliğiyle birlikte yasamanın etkisiz hâle getirildiği ve yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının ortadan kalktığı ve yürütmeye bağlandığı, saraya bağlandığı bu etkisiz bir yasama faaliyetiyle birlikte, saraydaki belirli kurullarda hazırlanan tekliflerin bakanlar tarafından "taslak" adıyla açıklandığı, bazı bakanların açıkça... Örnek vermek istiyorum: Şu anda Öğretmenlik Meslek Yasası var, şu anda Mecliste görüşülüyor, Millî Eğitim Bakanı tarafından da "Biz hazırladık, Meclise gönderdik." diyebilecek kadar Meclisin, yasamanın yasama etkinliğini yani Anayasa'ya aykırı olarak açıklayabilecek bakanların olduğu bir dönemden geçiyoruz. Burada da aynı şekilde Sayın Adalet Bakanını tabii, Millî Eğitim Bakanı gibi bir yere koymak istemiyorum, Sayın Adalet Bakanı da bu dokuzuncu yargı paketiyle ilgili birçok açıklamada bulundu. Bununla ilgili saray bölgelerinden birkaç tane teklifle ilgili sızdırılan taslak...
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - "Saray" derken ne demek istiyorsunuz?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Lütfen...
"Saray" derken Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde şu anda yasamayı ve yargıyı tek elde, vesayet altında yöneten bir kurgu diyorum ben; açık ve net söylüyorum. Biz saraya karşıyız, sarayın iktidarına karşıyız. Biz demokrasi ve özgürlüklerin getirilmesi için, hukuk devletinin yeniden inşa edilmesi için ve Türkiye'ye demokrasinin getirilmesi için çalışan Cumhuriyet Halk Partisinin...
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Halkın iradesine saygılı olmak zorundasınız!
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Lütfen, lütfen... O zaman da burada grup sözcüsünün konuşmalarını engellemeden konuşmamızı dinleyin.
(Gürültüler)
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - "Demokrasi" kavramı...
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - AK PARTİ milletvekilleri erken seçim mi istiyor?
(Gürültüler)
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Niçin, niçin? Niçin yani Mehmet Uçum'u...
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Halkın iradesine saygılı olacaksınız!
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Arkadaşlar, lütfen...
ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Milletin oylarıyla gelmiş, halkın iradesiyle seçilmiş...
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Arkadaşlar; Sayın Karslı, Sayın Tuğrul, lütfen Sayın Bülbül'ün sözünü kesmeyelim. Daha sonra sizlere söz vereceğim.
Buyurun Sayın Bülbül.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Değerli arkadaşlar, sarayda bulunan Mehmet Uçum'un açıklamalarını "Anayasa ve yargı reformuyla ilgili açıklamalarını, değerlendirmelerini reddediyoruz." demiyorsunuz; gelip de burada milletvekili olarak "saray" dediğim için beni eleştiriyorsunuz. İlk önce, geleceksiniz, Anayasa konusunda yani yargı reformu konusunda açıklaması bulunan yetkisiz yetkili Hukuk Kurulu Başdanışmanı Mehmet Uçum'un açıklamalarına karşı koyacaksınız.
Değerli arkadaşlar, öyle ki kanun teklifinin adı bile, gelen kanun teklifinin adı bile "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" olarak belirlenmiş yani kanunun adı bile yok. İsmi bile belli olmayan bir kanun, torba yasa hukuk devleti anlayışının yansıması ve ürünü olabilir mi, "demokrasi ve özgürlüklerin, anayasal hak ve özgürlüklerin korunması" adı altında "yargı reformu 9" olarak adlandırılabilir mi? Baktığımızda Türk Ceza Kanunu'ndan İdari Yargılama Usulü Kanunu'na, Türk Medeni Kanunu'ndan Karayolları Trafik Kanunu'na, Vakıflar Kanunu'ndan Çocuk Koruma Kanunu'na kadar birçok kanunda değişiklik yapılmak istendiğini görüyoruz. Yani bu yasa düzenlemelerinin birbiriyle ne bağlantısı var?
İcra ve İflas Kanunu'ndaki elektronik düzenlemeyle Karayolları Trafik Kanunu'ndaki o satılmayan, emanetteki araçların; bunun dışında orman alanlarındaki adli tesislerin, bunun dışında Soyadı Kanunu'nun ne alakası var? Bu nedenle, teklifin yasama organı olan Meclis tarafından yani milletvekilleri tarafından hazırlanmamış olması gerçeğini kenara koyamazsınız.
Bakanın açıklamaları açıkça belli, biraz önce anlattım. 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle yürütme organının yasa teklifi hazırlama yetkisi kalkmıştır. Nereden kalkmıştır? Anayasa'dan kalkmıştır, uygulamada kalkmamıştır. Bu nedir? Şu anda, saraydaki kurulların hazırladığı tekliflerin buraya gelmesi ve Bakanların açıklamaları açıkça Anayasa'yı dolanmak demektir çünkü her zaman, ne kadar imzacı milletvekilleri olsa da hazırlığın ve çalışmanın milletvekilleri tarafından yapılmadığı açıkça görülmektedir. AK PARTİ'nin alışkanlık hâline getirip uygulamaktan tereddüt dahi duymadığı bu sistemin yasama yetkisine, Anayasa'nın açıkça 88'inci maddesine açık bir şekilde aykırı olduğu herkes tarafından malumdur.
Cumhurbaşkanı hükûmet sistemi güçler ayrılığını ortadan kaldırarak yasama organını işlevsizleştirmiştir. Bunu nereden anlıyoruz? Bakınız arkadaşlar, biraz sonra vereceğimiz önergede de açık; tali komisyonlar var. Bakıyorum, Ticaret Kanunu düzenlemesiyle ilgili iki ay önce gelen bir yasa teklifi Adalet Komisyonuna gelmiyor; biz tali komisyonuz Adalet Komisyonu olarak ve Adalet Komisyonuna gelmiyor, Plan ve Bütçe Komisyonuna gidiyor. Bakıyoruz, daha önce de gelen birçok teklif tali komisyonlara gönderilmesi gerekirken tali komisyonlara gönderilmiyor veya tali komisyon başkanları ya da komisyon başkanları "Biz bu teklifin çalışmasını yapmayacağız". diye geri gönderiyor. İşte, yani böyle bir nitelikte yasamanın olduğu bir dönemde hukuk devletini nasıl yürüteceğiz?
Anayasa Mahkemesi iptal kararları, biraz önce Sayın Özkan söyledi "Norm iptalinin kararlarını biz burada getiriyoruz, düzenleme yapıyoruz, yasal düzenlemeyle çıkarıyoruz." diye. Yani Anayasa Mahkemesinin norm iptal kararlarını yani nerede düzenliyorsunuz? Yani Soyadı Kanunu'nun aynısını getirdiniz. "Ancak"ın yerine ne dediniz? "Şu kadar ki" dediniz, aynı noktaya getirdiniz. Anayasa Mahkemesi kararlarını ve gerekçelerini de yerine getirmiyorsunuz yani Anayasa Mahkemesi iptal kararları vermese kanuna gerek dahi duyulmayacak, kararname devleti hâline gelmiş durumda. "Kararname devleti" diyorum, her konuda tek adamın imzasıyla düzenlemeler yapılıyor arkadaşlar. Meclise ihtiyaç olmadığı kanaati yaygın durumda, kanuna ihtiyaç olmadığı kanaati yaygın durumda; yönetmeliklerle hallediyorsunuz. Bakınız, diyorsunuz ki: Hukuk mesleklerine giriş sınavında yok "Milletlerarası özel hukuk, milletlerarası hukukla ilgili alan saptayalım." diyorsunuz kanun metninde, sonra çıkıyorsunuz "Başka alanlar bulunursa yönetmelikle belirlenir." diyorsunuz. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Kanunla belirlenen alanı siz nasıl yönetmelikle belirlersiniz? Anayasa açık, 124 açık, 2'nci madde açık, 7'nci madde açık; yasama yetkisine ait olan kanun yetkisini, kanunilik yetkisini siz ne hakla bir kanun maddesinde bile 2 tane 3 tane alanı siz sınav için koyabilirsiniz ama diğerlerini yönetmelikte belirleme hakkına nasıl sahip olabilirsiniz? Bu kadar açık Anayasa'ya aykırı düzenlemeyi nasıl yapabilirsiniz?
Bakıyoruz, bugün imzalarsanız gece yarısı Resmî Gazete'de yayınlarsınız, yarın uygularsınız, diğer yandan, daha önceden olduğu gibi yasa teklifine de sık sık eklediğiniz "Yönetmelikle düzenlenir." ifadesi var. Münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konuları idarenin tasarrufuna bırakıp hukuku zorlayarak keyfî düzenleme yapmaya alan açma çabası içerisindesiniz. İdareye sınırsız yetki bahşetmek sağlıklı bir hukuk anlayışı olamaz. Bu durum, Anayasa 2, 7, 124 ve Anayasa'nın ruhuna ve sözüne açıkça aykırılık oluşturuyor.
Detaylarına daha sonra değinmek üzere teklifin birçok maddesiyle yok sayılan Anayasa Mahkemesi kararlarından bahsetmek istiyorum. AYM'nin iptal ettiği hükümler birkaç kelime değişikliğiyle yeniden getirilmek isteniyor. Hatırlar mısınız arkadaşlar sekizinci yargı paketinde aynı buradaydım ben, aynı konuşmaları yaptım. Yahu "Örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek..." Aynı maddeyi Anayasa Mahkemesi iptal etti, gerekçesi hazır. Ne yaptık? Ya, "Genel Kurulda düzenleriz." dediniz, ne oldu? Aynısı çıktı, aynısı çıktı yani AYM iptal kararlarını aynen yerine getiriyorsunuz. Biz ne yapıyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak? Anayasa Mahkemesine gidiyoruz. Aynı gerekçelerle gidiyoruz. Hukuka aykırı, Anayasa'ya aykırı kanunları getirme olayı bir alışkanlık hâline geldi bu sizde; yargı sekizde böyle oldu, yargı yedide böyle oldu, şimdi yargı dokuzda da aynı şeyleri görüyoruz. Bu konuda biz durmayacağız, siz Anayasa'ya aykırı getireceksiniz, biz Anayasa Mahkemesine gideceğiz ama meydanlarda diyor, vatandaş diyor, emekli diyor, esnaf diyor, işsiz diyor, atanmayan öğretmen diyor: "Ya kardeşim, bu memleketi siz idare edemediniz, 31 Martta gerekli cevabı verdik, gelecek seçimde de gerekli cevabı vereceğiz."
Bakınız arkadaşlar, şimdiki duruma bakalım: Kadının soyadına ilişkin düzenlemede biraz önce dediğim gibi "ancak"ı değiştirdiniz, "şu kadar ki" yapıp aynen getiriyorsunuz. Kamulaştırma kanununa ilişkin düzenlemeyi AYM'nin iptal gerekçelerine aykırı olarak ve hiç iptal edilmemişcesine yeniden düzenliyorsunuz, kelimeler değişiyor.
Üçüncü kişilerin soy bağının reddine ilişkin dava açma şartlarını düzenleyen teklifi Anayasa'ya aykırı olarak, Anayasa Mahkemesinin kararına aykırı olarak yeniden getiriyorsunuz. AYM'nin, Anayasa'nın en önemli... Şu anda yangınlar var, şu anda Ege'de, Akdeniz'de, Güneydoğu'da, her tarafta yangın var, ormanların korunması gerekiyor, Anayasa Mahkemesinin Anayasa'nın 169'uncu maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal ettiği ormanlarda adli hizmet tesisleri ve ceza infaz kurumları yapılmasına ilişkin düzenlemeyi AYM kararına rağmen hâlâ işletmeye, yürürlükte tutmaya çalışıyorsunuz. Ön izin on sekiz aylık izin... Yahu, Anayasa Mahkemesi açık ve net söylüyor, "Ormanların korunması anayasal bir zorunluluktur." diyor.
İşimiz gücümüz yok, yer kalmadı adli yerin açılması, adli tesis, cezaevi... Tabii, 409 tane cezaevi oldu, açın cezaevlerini. Burada Aydınlı Komisyon üyesi kardeşim de var, açın Aydın'ın Yörük ovasına 4 bin kişilik cezaevini, açın, devam edin. OraYa kimleri alacaksınız, kimleri koyacaksınız; hep soruyoruz, cevap yok, cevap yok.
ÖMER ÖZMEN (Aydın) - Mahkûmları koyacağız Süleyman Abi, cezaevine kim koyulur?
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) Zaten Türkiye, açık cezaevi.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Memleketi cezaevi memleketi hâline getirdiniz, memleketi cezaevi memleketi hâline getirdiniz. Cevap verebilirsiniz, daha sonra cevap verebilirsiniz.
Arkadaşlar, detaylarını belirttiğim üzere, teklifin 14 kamulaştırma, 15 soyadı, 18 soy bağı ve geçici 1'inci maddenin 3'üncü fıkrası Orman Kanunu'nu Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayar niteliktedir. Bu da Anayasa'nın en önemli maddesi -tek tek okumak istiyorum ama- 153 var, 153. Ya, bu 153'ü var ya ilkokulda okutmaya başlamak lazım üniversite sona kadar yani yükseğe de verilebilir.
Değerli arkadaşlar, sonuç olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bizim kanaatimiz şudur: Bu sunulan teklif Anayasa'nın 2'nci maddesi "hukuk devleti" ilkesine, Anayasa'nın 7'nci maddesi "Yasama yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir, devredilemez." ilkesine, Anayasa'nın 10'uncu maddesi, "Kanun önünde eşitlik" ilkesine... Kanun önünde eşitlik dediğim zaman aklıma biraz önce Sayın Özkan'ın bir sözü geldi yani bu aile birliği konusunda "multidisipliner" diye bir kelime kullandı. Ya, bu aile birliğini "multidisipliner" hâle getirmek ne demek? Daha sonra açıklarsa sevinirim. Benim bildiğim şu olay var, benim bildiğim şu var: Anayasa 41 var, 41! Anayasa 41'de "Aile birliğinde kadın-erkek eşittir." diyor, "Eşittir." diyor ama multidisipliner konusunu Anayasa içerisinde bulamadım, bulup anlatırsa sevinirim. Anayasa'nın 11'inci maddesine, "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" maddesine; Anayasa'nın 13'üncü maddesine, "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" maddesine; Anayasa'nın 35'inci maddesine, Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı"... Çökecek misiniz TMSF'yle? Geçen yargı sekizde dedim ki: Bir madde vardı TMSF'nin. Ne var? Hukuki sorumluluk yok, cezai sorumluluk yok, hiçbir sorumluluk yok. Ne? "Şirketler hazır mı?" dedim. Yani ne var? Kuvvetli suç şüphesi olabilecek durumda ne yapacaksın? TMSF kayyum atayacak. Yine maddeyi çektiniz Mecliste, yine getiriyorsunuz, yine getiriyorsunuz! Bu ne? Demek ki çökülecek şirketler var. "Şirketlerin listesi varsa çıkarın." demiştim. Demek ki yeni şirketler hazırlanmış durumda. Anayasa'nın 38'inci maddesine, Anayasa'nın 40'ıncı maddesine... Etkili başvuru hakkı, etkili başvuru hakkı. Sayın Özkan dedi ki: "Yani bu paketler daha demokratik Türkiye ve makul sürede yargılanma hakkı..." Neyin makul sürede yargılanma hakkı arkadaşlar? Bugün, Gezi direnişinde öldürülen Ali İsmail'in annesi diyor ki: "Yedi yıl sonra mahkeme karar verdi, verilen karar benim vicdanımı sızlattı." Hangi makul sürede karar veriyorsunuz? Kobani davası gibi mi, diğer davalar gibi mi, Sözcü davası gibi mi, gezici hakem heyetleri gibi mi?
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sıradan davalar da öyle.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Daha sonra bunların ödüllendirilip bakan yardımcısı yapıldığı bir hukuk devleti gibi mi?
Değerli arkadaşlar, Anayasa'nın 41'inci maddesinde "Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır." diyoruz. Anayasa'nın 88'inci maddesi "Kanun teklif etmeye milletvekilleri yetkilidir." maddesine; Anayasa 90 "Uluslararası antlaşmaların kanunlara üstünlüğü" maddesine; Anayasa 124 "Yönetmelikler Anayasa ve kanunlara aykırı olamaz." maddesine; Anayasa 153'üncü madde "AYM kararlarının bağlayıcılığı ve üstünlüğü" maddesine; Anayasa'nın 169'uncu maddesi "Ormanların korunması" maddelerine açıkça bu teklif aykırıdır. Bulabildiğim 14 maddesine aykırı.
Sonuç olarak, yasama dönemi tam biterken, vatandaş "Yargı paketi, yargı paketi! Özgürlükler gelecek." diye beklerken alelacele sunulan; demokratik kitle örgütleriyle, Türkiye Barolar Birliği ve diğer meslek kuruluşlarıyla, üniversitelerle, STK'lerle ve paydaşlarla tartışılmadan, katılımcılık yok sayılarak hazırlanan, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan, Anayasa'nın lafzına ve ruhuna açık bir biçimde aykırı olan bu yasa teklifinin İç Tüzük'ün 38'inci maddesi gereğince maddelerin müzakeresine geçilmeksizin geri çekilmesini Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına talep ediyoruz.
Teşekkür ederim Başkanım.