JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayın Başkanım, çok haklısınız söylediklerinizde. Ben de anne tarafından, büyük büyük anneleri Arnavutluk'tan gelmiş bir ailenin çocuğuyum. Şimdi dedem orada hâkimken Balkan Savaşı sırasında geliyor, Bursa'da bir ev veriyorlar hâkimlik yapması için, o zaman hâkim yok ülkede. Tam da dediğiniz gibi, bu nitelikli göç, burada bir iş yapıyor ve son derece entegre oluyorlar ama bunlar hep kontrollü, sayısal olarak belli bir şeyi var bunların. Şimdi, siz kontrolsüz olarak bu kadar sayıyı alıp hiç işi yok, gücü yok, insan... Bakın...

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Özür dilerim Sayın Vekilim, siz bana müdahale ettiğiniz için ben bu müdahale hakkını buluyorum.

Yani kontrollü ama kontrol bizim elimizde değil efendim.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Sayı çok.

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Yani savaşın olduğu yerden insanlar kendilerini atmak zorunda kalırlar.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam ama hiçbir şey yapmıyorsunuz.

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Afganistan'da uçaktan atlayan adam her duvarın üzerinden atlar. Bakın, uçaktan adam atladı.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama siz sınırlarınızı koruyamazsanız o giren adamın kontrolünü...

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Biz sınırlarımızı korumak için kaç metrelik duvar kurmuşuz.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Ama duvarlar engel değil.

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Siz şimdi Van'a bir gidin, nasıl bir duvar kurulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisinin duvarlarından, binanın kendisinden daha büyük duvarlar örülmüş.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Şöyle, hak veriyorum yani ben toplumlar için göçün kesinlikle bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - İşte, ben de onu söylüyorum.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Orada hiçbir sıkıntı yok. Ben Eskişehir Milletvekiliyim, Eskişehir'de Kafkaslardan gelen Çerkezler hem Romanya'dan hem Kırım'dan gelen Tatarlar, Bulgaristan'dan gelen göçmenlerin hepsi bir fırsat yaratmış, kültürel zenginlik var. Ama toplumsal, kültürel yapısı uymayan bu kadar kişiyi kontrolsüz olarak bu ülkede barındırmaya çalışırsanız ve hiçbir şey yapmazsanız... Bakın, ben kişisel olarak asla göçmen, göç politikası karşıtı bir insan değilim. İnsanlar o kadar tedirgin ki... Şimdi, beni geçen gün bir kadın doğumcu arkadaş arıyor, diyor ki: "Ben bu akşam 10 tane doğum yaptırdım Vekilim; 6'sı Suriyeli, 4'ü Türk." Muhtara gidiyorum, muhtar diyor ki: "Bıktım bu Suriyelilerden, mahvettiler mahalleyi, her gün olay, Emniyete söylemekten bıktım." Gidiyorum okullara, okullarda müdürler şikâyetçi, öğretmenler şikâyetçi, veliler şikâyetçi; ya, herkes şikâyetçi. Entegrasyon için hiçbir şey yapamazsınız, yapmazsanız yani bu kadar sayı... Vatandaş şöyle bakıyor: AKP parayı aldı, göç politikalarını o gizli kapılar ardında imzaladılar, hiçbir şekilde bunların entegrasyonu yok. Ondan sonra, sizin de söylediğiniz gibi, bir Bakan çıkıyor, işte "Biz Gaziantep'te çalışacak adam bulamayız." diyor, öbürü diyor şey bulamayız...

BAŞKAN BURHAN KAYATÜRK - Bakan söylemiyor efendim, iş adamı söylüyor.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Tamam, işte, herkes söylüyor ama şimdi böyle de bir rahatsızlık var. Sonuçta bu insanlara karşı da bir nefret söylemi gelişiyor, sosyal medyadaki paylaşımlarla gelişiyor, medya bunu körüklüyor, ediyor ama hiçbir şey yapmayınca da bunları engelleme şansımız yok yani bir rahatsızlık var, bunu öyle ya da böyle çözeceğiz, çözeceğiz; başka çaremiz yok.

MURAT CAHİD CINGI (Kayseri) - Jale Hanım, sizinkiler yine karar yeter sayısı istemişler.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Öyle mi, tamam, neyse kapatıyoruz. Başkanım, sonlandıralım o zaman.