KOMİSYON KONUŞMASI

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Sayın Başkanım, doğrudan Tunus Serbest Ticaret Anlaşması'yla alakalı değil ama Sayın Bakan Yardımcısı buradayken Kayseri'de başlayan ve sonra Suriye'nin kuzeyinde devam eden olaylarla ilgili bence ister şimdi ister toplantı bitiminde...

BAŞKAN FUAT OKTAY - Bence toplantı bitiminde belki daha iyi olur, evet, öyle yapalım.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Ben sorumu sormuş olayım, belki gerekli hazırlık ihtiyacı olur. Soru basit: Ne oldu? Suriye'nin...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Başkanım, bu soruya açıklık getirmek için belki Oğuz Kaan Bey'in bildiği bir şey vardır. İkisinin yani "Orada olup orada devam eden." deyince birbiriyle alakasının olduğuna, bağlantısının olduğuna dair bir şey var mı?

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Bağlantı olduğuna dair kamuoyunda ciddi bağlantı kuruldu da...

BAŞKAN FUAT OKTAY - Tunus'la ilgili mi?

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Hayır, hayır.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Hayır, hayır; Kayseri'de başlayıp...

ASUMAN ERDOĞAN (Ankara) - Yani öyle bir cümle yanlış bir cümle bence.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Tamam, bir daha sefere izin alırım o zaman.

Sayın Başkanım, bunu ben anlamıyorum yani şöyle anlamıyorum: Burası Dışişleri Komisyonu. Dışişleri Komisyonu bütün gelişmiş ülkelerde dış politika yapımının bir aşamasıdır. Genel Kurul başka bir aşamasıdır, bakanlık başka bir aşamasıdır.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Burada da öyledir.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Yani bu konumuzla ilgilidir, değildir, onu söylersiniz, bunu söyleyemezsiniz tartışması bence doğru bir tartışma değildir, anlamlı bir tartışma da değildir.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Yani şöyle yapalım: Herkes kendi görüşünü ifade etsin ama zaten neyin konuşulup konuşulmayacağı alakalıyla da bizde yani Komisyon Başkanı olarak gerekli yönlendirmeyi yaparız.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Dolayısıyla biz bence şunu konuşabiliyor olmamız lazım: Biz sonuçta her hafta toplanan bir Komisyon değiliz, ihtiyaç olduğunda toplanan bir Komisyonuz. Dolayısıyla, ilgili Bakan Yardımcısı, bürokrat arkadaşlar da gelmişken Komisyona ya da diğer siyasetçi arkadaşlarda bir araya gelmişken farklı siyasi partilerden o süre içinde Türkiye'nin dış politikasında önemli gördüğümüz meseleleri konuşabilmeliyiz yani buna aykırı bir durum olursa ben bir daha toplantıya katılmam ve parti olarak da terk edebiliriz. Bu çünkü Dışişleri Komisyonunun içini boşaltmak anlamında gelir. Sizin böyle bir tasarrufunuz var diye söylemiyorum. Şimdiye kadar gelen tartışmaları binaen söylüyorum.

Sorum şu: Yani kamuoyunda bu konu böyle görüldü, Kayseri'de başladı, Kayseri'de Türkiye'nin bir iç meselesi, sığınmacılar meselesi üzerinden başladı, sonra buna reaksiyon olarak Suriye'de devam etti diye algılan bir süreç yaşadık biz, birkaç gün sürdü. Detaylarına girmiyorum, detaylarını herkes biliyor zaten. Dolayısıyla, tam olarak ne oldu? Yani bunu yetkili ağızlardan dinlemeye ihtiyaç var. Provokasyon açıklamaları yapıldı, başka şeyler yapıldı. Hani sosyal medyada bir sürü başka şeyler döndü ama gerçekten ne oldu? Bizim çıkarlarımızı etkileyen, Suriye'deki, çıkarlarımızı etkileyen gerçek anlamda ne oldu? Birincisi bu.

İkincisi, onu da sormuş olayım, yine o da toplantıdan sonra gündeme girsin. Bakanlığımız siz de Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atanmıştınız o dönemde, bu arada hayırlı olsun. Sizin SETA kökenli olmanızı ben eleştireceğim, bu atamanın siyasi bir atama olduğu üzerinden eleştireceğim, yüzünüze de söylemiş olayım ama hayırlı olsun, sonuçta böyle bir şey gerçekleşti. "Orta Doğu ve Suriye Politikamızla Bağlantılı Olarak Ortaya Atılan İddialar Hakkında" başlığıyla Dışişleri Bakanlığımız bir açıklama yayınladı. Açıklamanın içinde -bende yazılı olarak var- vahim iddialar var. Yani vahim iddialardan bir örnek vereyim, deniyor ki: "Türkiye'nin Suriye'deki ve işte, Orta Doğu'daki politikalarını eleştiriyorsunuz. Biz aslında dış politikayı millî menfaatlerimiz doğrultusunda yapıyoruz. -Buraları geçiyorum, buralar yani muhatabını ilgilendirir- Bununla birlikte siyasi rant uğruna gerçeklerin çarpıtılması ve ideolojik bağnazlığa dayalı ithamlarda bulunulması bu kapsamda değerlendirilemez yani bu tür eleştiriler var. "Herhangi bir analitik nitelik taşımadığı gibi temel tarih bilgisinden dahi yoksundur." Cümlenin başını söylemiyorum, bildiri zaten ortada, "Siyasi rant amacıyla mesnetsiz ithamlarda bulunan kesimlerin, bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri hâline geldikleri gözden kaçırılmamalı."

BAŞKAN FUAT OKTAY - Hangi bildiri demiştiniz Sayın Salıcı?

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Açıklama, Dışişleri Bakanlığı açıklaması, tam adı şu: "Orta Doğu ve Suriye politikamızla bağlantılı olarak ortaya atılan iddialar hakkında açıklama" 3 Temmuz 2024 tarihinde.

Şimdi, birincisi, Dışişleri geleneğinde bu tür açıklamalar var mı? İki, "Egemen güçlerin vekilleri hâline geldikleri gözden..." yani bunun muhatabı kim? Bir açıklama var da muhatabı kim? Neye, kime yapıldı? Çünkü açıklamada bir şey yok, bir muhatap tarif demiyorsunuz. En fazla tarif ederseniz Türkiye'de muhalefeti tarif edersiniz çünkü bu eleştirileri en çok dile getirenler Türkiye'deki muhalefet partileri, Suriye ve Orta Doğu politikasına dair. Ben üzerime alındım, dolayısıyla açıklama bekliyorum sizden.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN FUAT OKTAY - Evet, ben öncelikle bir iki konuda bir açıklama yapma zarureti hissettim. Birincisi, Dışişleri Komisyonunda bizim bugüne kadar ben öyle düşünüyordum, bugün sanki öyle olmadığına dair ipuçları veya göstergeler almaya başladım gibi. Her konuyu rahat tartışabildiğimiz ve süre sınırı da koymadığımız ve bütün samimiyetiyle tartışabildiğimiz bir ortam oluşturmaya çalıştık, oluşturmaya çalıştım. Dolayısıyla, belki sizden daha fazla bazı konuları ben sorguladım ve sorguluyorum da, bu konuda da tamamen açığım. Dolayısıyla, "Bazı konuları konuşamayacaksak" ibaresi sanki bugüne kadar ki tutumumuzla pek örtüşmedi gibi geldi.

OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Gerekirse izahat veririm.