KOMİSYON KONUŞMASI

İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Evet, teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli bürokratlar; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öğretmenlerin mesleklerindeki yetişme usulleri ve özlük haklarına, gerekli disiplin süreçlerine ve hizmet içi eğitime dair bir kod kanuna ihtiyaç vardır. Ancak bir sorun, cumhuriyetin temel değerlerine ve Atatürk devrimlerine meydan okuyarak çözülemez. Eğitimcilerin sorunları, yükseköğretimden başlayarak eğitim fakültelerinden Bakanlığa, oradan köy okullarına kadar uzanan bir zincirdir. Bu teklif, eğitim fakültelerindeki kan kaybını eğitimin paydaşlarına meseleyi açarak ve derin tartışmalar yürüterek değil, sınırlı bir sürede "Dostlar alışverişte görsün." Diyerek, görüş sorma süreci sıkılaştırılarak önümüze maalesef getirilmiştir değerli arkadaşlar. Eğitim fakülteleri ve ülkemizin yükseköğretim kalitesi, çocukları üniversite sınavına hazırlama ve hatta mesleki ara eleman eğitimi, bugün öğretmen kalitemizi ve eğitimde çağdaş sorunlarımızı belirlemektedir.

Bu teklifin laik cumhuriyetin bilimsel eğitim idealinden ve Atatürk devrimlerinden âdeta nefret ettiği, bir rövanş peşinde koştuğu apaçık ortadadır. Bu teklif, "aday öğretmen" tanımını "öğretmen adayı" tanımıyla yer değiştirmektedir. Gençlerin eğitim fakültesinden mezun olması ve formasyon almasına yönelik ve sosyal güvence elde etmek açısından yetersiz sayarak bir akademi kurma peşinde koşmaktadır.

Maddeye göre, değerli arkadaşlar, öğretmenler ve yöneticilerin mesleki gelişimlerine yönelik mesleki gelişim faaliyetleri düzenleniyormuş sanki. Bu teklifin mesleki gelişime mi, yoksa sizin düzeninize mi katkısı olacaktır, bunu burada konuşmalıyız. Yıllardır yaptığınız düzenlemelerin öğretmenlerimizin ne mesleki ne maddi ne manevi olarak gelişimine bir katkısı maalesef olmamıştır. Bakanlığın süslü sözleri, öğretmenin gelişimine hiçbir katkı sağlamamıştır. Sen bir mesleki planlama yapıyorsun ama öğretmenin kafası geçim derdiyle dolu maalesef.

Değerli arkadaşlar, öğretmenin gelişebilmesi için geçinebilmesi gerekir. Öğretmen kendi çocuğunun geleceğini planlayamazken, geçim derdiyle kafası doluyken mesleki gelişimini nasıl sürdürebilir? Üstelik teklifin 34'üncü maddesi de görüyoruz; öğretmeni müfettiş raporuyla yetersiz sayabilir, hatta ilerleyen süreçte "Öğretmenlik yapamaz." bile diyebilirsiniz, denilebilir. Öğretmen bir tehditle yaşarken mesleki gelişimini sürdürmesi mümkün değildir değerli arkadaşlar.

Bakın, az önce Mehmet Vekilim bir örnek verdi. Bugün de bana bir telefon geldi. Hani mülakatta dönen dolapları biz anlatmaya çalışıyoruz, siz yok sayıyorsunuz ya, şimdi bir öğretmenimiz aradı. İsteyen arkadaşımıza ben bunu söyleyebilirim, ismini de verebilirim, telefonunu da verebilirim veya onun yanında arayabilirim de. Şimdi, kendisi yurt dışı öğretmenliği ve okutmanlık başvurusuna başvuruyor. Başvuru koşulları çerçevesinde önce CV isteniyor. CV veriliyor, CV'si kabul ediliyor ve daha sonra yabancı dil soruluyor. Öğretmenimizin yabancı dil puanı da 72 değerli arkadaşlar. Daha sonra "Kültürel tanıtıma katkı sağlamak bağlamında bir enstrüman çalıyor musunuz?" diye soru soruluyor. Kendisi de saz çaldığını ve folklorcu olduğunu söylüyor. "Bilgisayar biliyor musunuz?" diye soruluyor öğretmenimize, öğretmenimiz de ticaret lisesi bilgisayar bölümü mezunu olduğunu söylüyor. Tüm bunlara ek olarak bu öğretmenimiz aynı zamanda bir doktora öğrencisi. Şimdi, tabii, CV oldukça dolu. Yazılı sınava giriyor ve yazılı sınavda 90 puan alıyor değerli arkadaşlar, 90 puan. Daha sonra yazılı sınavın sözlüsüne giriyor, yani yazılı sınavda sorulan sorulara benzer sorular öğretmenimize soruluyor ve aldığı puan, değerli arkadaşlar, 44. İki aşamalı mülakatın ikincisine dahi geçemiyor değerli arkadaşlar. Bunun gibi daha birçok örnek var. Yani şimdi "Şaşırdın mı?" diyeceksiniz, vallahi ben şaşırmadım ama üzüldüm, çok üzüldüm ama gerçekten mülakat sistemi bu ülkenin başına gelebilecek olan bir felakettir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Sayın Vekilim, süreniz doldu.

İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Hemen lütfen.

İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) - Bir ülkede bir öğretmen bunları yaşıyor değerli arkadaşlar. Belli niteliklere sahip, mesleki alanda belli dolulukta olan bir öğretmen bile bunları maalesef yaşamak zorunda kalıyor. Bugüne kadar ne katkı sağlamışsınız da mesleki gelişmelerine ilişkin düzenlemeyi konuşalım? Bundan sonra da katkı sağlayabileceğinizi... Bu Millî Eğitim Bakanı bizim başımızda olduğu müddetçe millî eğitimimizdeki sorunlar hızla artarak devam edecek ve millî eğitimin, Türk millî eğitiminin başındaki en büyük sorunun mevcut Bakan olduğunu buradan açıkça bir kez daha söylüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.