KOMİSYON KONUŞMASI

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili, özellikle ben kendim Hatay Milletvekiliyim ve deprem bölgesinin milletvekili olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu'yla ilgili birçok STK ve sendikalardan güçlü bir itiraz yükseliyor. Eğer bugün aşağıdaki Çankaya Parkı altında insanlar oturuyorsa, gözaltına alınıyorsa ve bu konudaki iddialarını, bu konudaki görüşlerini ifade ediyorlarsa bir yerde bir sıkıntı var demektir. Dolayısıyla bunun daha kapsamlı bir şekilde tartışmaya açık müzakere edilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.

Kendi ilimle ilgili, deprem yaşamış bir il olarak birçok okulun yıkıldığı, birçok öğretmenin mağdur olduğu, birçok okulun birleştiği, taşıma sistemiyle ilgili birden fazla problemin olduğu bir kentte öğretmenlerin de özellikle özlük hakları ve çalışma hayatlarıyla alakalı ve gerçekten, ticari hayatın sürdürülebilirliği açısından zaten var olan çok büyük olumsuzluklar var. Bu sadece Hatay için değil, tüm deprem bölgelerinde ticari hayat, ekonomik hayat ve sosyal hayat maalesef belli bir noktaya, belli bir kıvama gelemedi. Doğal olarak eğitim camiası da sağlık camiası da aynı sorunları yaşıyor. Üstüne üstlük öğretmenlerle ilgili bu konuda atama, özellikle depremzede... Bakın, depremzede olup da ataması yapılmayan... Sizler atanmayan diyebilirsiniz ama ben mali müşavirim, gözlemlediğim... İyi bir STK'ci olduğumu düşünüyorum, ben bu atmosfere ataması yapılmayan öğretmenler olarak bakıyorum, bu kitleye, bu camiaya ve gerçekten, hele özel sektörde çalışan, çok cüzi miktarlara, 16-14-15 bin deniyor ama 8-9 bin liraya çalışıp da derse giren yurttaşlar var, öğretmenler var. Dolayısıyla öncelikle belki de yapılması gereken şey, bu ücretli dediğimiz, bu şekilde ders saati karşılığında derslere giren, ders anlatan, efor sarf eden yurttaşlarımızın atanması, kadro verilmesi olmalıdır.

Ben üniversiteyi bitireli yirmi beş sene oldu. Eğitim fakültesini bitiren bir kişi, bir birey doğal olarak ve yeni mevzuat gereğince işte KPSS'ye giriyor, yeterli puan, mülakat sistemi vesaire gibi koşullardan sonra, karşı tarafı dinlediğiniz zaman, o kadar kendilerini rencide edilmiş ve o kadar fazla itibar suikastı demeyelim ama itibardan yoksun bırakılmış hissediyor ki öğretmen camiası; o bakımdan, öğretmenler odasında bir bölünmeye sebebiyet vermeyecek şekilde ve çalışma hayatının barışını sağlayacak şekilde bu uygulamaların, yeniden bu mevzuatın düzenlenmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.

Ve son olarak da şunu ifade etmek isterim ki bizler 1 öğün ücretsiz yemek, akran zorbalığının olmadığı, eğitim camiasında iştigal eden öğretmenlerimizin şiddete maruz kalmadığı bir dünyayı hayal ederken bu Öğretmenlik Meslek Kanunu gibi bir kanunu getirmek... Ben olsam... Gerçekten, bakın, öğretmenleri dinleyin lütfen. Bana inanmak zorunda değilsiniz, Hatay'da -burada benim Hataylı arkadaşım da var, kendisi çok kıymetli bir arkadaşımız, Hatay Milletvekili- öğretmenlerin şu cümlesi beni çok üzüyor: "Diyoruz ki: 'Çocuğum, oğlum; hadi açın bakalım öğlen yemeklerinizi yiyeceksiniz.' Bir tanesinde bir avuç haşlanmış makarna, birisinde çeyrek ekmeğin içerisinde sadece domates..." Bu varken, çocukların beslenme çantasını çıkarıp birlikte yemek yemekten utandığı, üzüldüğü bir atmosfer varken gerçekten burada bu saatte bu kanunu bu şekilde düzenlemeye veya geçirmeye çalışmak beni insani olarak çok üzüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Dolayısıyla burada bizim esasen ücretsiz yemeği, akran zorbalığını ve şiddeti konuşmamızda fayda var diye düşünüyorum.

OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Sayın Vekilim, süreniz doldu, mikrofonunuz kapandı.

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum.