KOMİSYON KONUŞMASI

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Bakanım, çok teşekkür ederim.

Ayşen Hocam, siz çok kibar bir insansınız ama konuşmalarınızı tutanaktan okumanızı rica ederim sonra.

Sevgili Hocam, sorun zaten bu bakış açısı. Bakın, Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1 milyon 154 bin öğretmeni var -146 bin, 154 bin; değişik rakamlar var- 85 bin ücretli öğretmen var Hocam. Siz, ücretli öğretmeni biraz önce kavramsallaştırırken şöyle kavramsallaştırıyorsunuz: "Öğretmenlik vasfı yok." dediniz; bu, zaten başlı başına bir sıkıntı, Sayın Bakan hemen düzeltmek istedi. Bunlar öğretmen, ücretli öğretmen.

AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Kadrolu öğretmen değil Hocam.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, "Öğretmenlik vasfı yok." demek başka bir şey.

İki: Bu öğretmenler neden istihdam ediliyorlar? Öğretmen açığı olduğu için istihdam ediliyorlar. Çok basit, yani bakın, bizden şunu istiyorsunuz iktidar olarak, ben de iktidar olsam onu isterim: Ya, muhalefet bizimle konuşsun, varsa bir eksiği gediği düzeltelim. Mesela, biraz önce bence çok doğru söylediniz: "Ya, bu 2'nci maddeyi toptan kaldıralım." Biz de öyle önerge verdik. "Şimdi bunu kaldırırsak yasa olmaz." Olmaz tabii, biz bilmiyoruz muyuz onu yani? Ama niye veriyoruz? Çünkü Mars'la Uranüs'ün yan yana gelmesi mümkün olmuyor.

Şimdi siz, ücretli öğretmenlik diye... Bu konuda anlaşabilirsek, mesela ben birkaç turdur söyledim, hiç "evet" "hayır" sözü çıkmıyor. 85 bin ücretli köle var, öğretmen falan yok, köle; bunlar hiçbir sosyal devlette çalışamazlar bu şekilde, ayrıca aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinde de çalışamazlar. Çünkü 17 bin liranın altında, haftada kaç saat çalışıyor olursa olsun, sigortalı bir insan 17 bin liranın altında maaş alamaz değil mi; bu Türkiye gerçeği. Ya, 85 bin kişi maksimumda 16 bin lira alıyor. Efendim, siz istediğiniz tartışmaya girip istediğiniz tartışmaya girmeme özgürlüğüne elbette sahipsiniz ama bize lütfen uzaylı muamelesi yapmayın, biz ne anlattığımızı biliyoruz yani. 85 bin vatan evladı full çalışsa 16 bin lira alıyor, biraz az çalışırsa 12 bin, biraz çalışsa 8 bin. Siz şöyle yapıyor musunuz: Bir butikte çalışan herhangi bir insana "Hocam, sen kaç saat çalışıyorsun butikte; müşteri gelirse kaç saat, müşteri gelmezse kaç saat?" filan diye mi asgari ücreti belirliyorsunuz?

Sonuç itibarıyla, bir iş yerinde çalışan insan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı açısından, herhangi bir iş yerinde çalışan sigortalı insan 17 bin lira alıyor; bu da yetmez de 17 bin lira alıyor. Ya, çok açık bir şey var.

AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Öneriniz, bunları iptal mi edelim?

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, "ücretli öğretmenlik" diye bir şey söz konusu bile olamaz, tamamen kaldırılması gerekir.

FETHİ AÇIKEL (İstanbul) - Haklarını verelim.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, şöyle, müsaade edin, müsaade edin arkadaşlar.

85 bin öğretmenin kadroya geçmesini söylemiyoruz çünkü bu öğretmenler kendi aralarındaki herhangi bir yarıştan ücretli öğretmen olmuyorlar. Söylediğimiz çok net: 85 bin öğretmen açığı var çünkü birilerini ücretli öğretmen yaptıysan açık var demektir. Şimdi, dolayısıyla, 85 bin kadro alacaksınız Sayın Maliye Bakanından rasyonel politikalar çerçevesinde çünkü siz 85 bin kadro bulamadığınız için bu insanları maksimumda 16 bin liraya çalıştırıyorsunuz. Ya, burada aramızda bir tartışma varsa burada birbirimizi duyma şansımız yok Hocam, bitmiş bu iş, hiçbir şey duymuyorsunuz demektir. Çünkü açıkça kaçak işçi, köle işçi çalıştırıyorsunuz; Afganlı muamelesi yapıyorsunuz. Bu doğru değil.

AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Ama siz de beni duymadınız, o sınıf da boş mu geçsin?

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Hocam siz neyin peşindesiniz ya? Hocam, rica ederim.

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Biz bunu devam ettiremeyiz.

Lütfen artık sataşmayın, Suat Bey sözünü bitirsin, ondan sonra...

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Bakın, hakikaten "Birbirimizi anlamıyoruz." diyorsunuz ya anlamamız mümkün değil yani bir eğitim fakültesi profesörü hocam bana diyor ki: "Sınıf boş mu geçsin?" Ya tabii ki boş geçmeyecek, boş geçmemesi için gereken kadroyu alacaksınız, o kadroyu aldığınız zaman 85 bin kişi lazım diyor.

AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Hocam, norm fazlası var zaten, başka illerde, başka semtlerde var.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Norm fazlası yok, norm açığı var. Efendim, Ayşen Hocam, ben size çok saygıyla...

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Şimdi, eğer biz norm fazlasına, norm içine, ücretli öğretmenin felsefi temeline girersek çıkamayız.

AYŞEN GÜRCAN (Eskişehir) - Yani makro politikalar ile mikro çözümler arasında fark var.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Hocam, Sayın Hocam...

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Suat Bey, toparlayalım.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Bakanım, çaresizliğimi anlıyorsunuz değil mi?

Sayın Hocam... Ayşen Hocam, siz İlhami ağabeye baka baka siz de İlhami ağabey oldunuz; iyi, güzel, sabahlarız burada.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Başkanım, bizim bari söylemler böyle değil ki.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Tabii.

Sayın Hocam... Sayın Hocam...

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Allah aşkına, Suat Bey, toparlayın.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Ağabey, konuşamıyorum ki nasıl yapacağız, İlhami ağabey oradan, Ayşen Hocam oradan...

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Ama işte yani başka tartışma çıkıyor.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Bakın, ben partim adına grubumun önergesinin gerekçesini anlatmak durumundayım. Sonuçta benim görevim bu.

Bakın, Türkiye'de ücretli öğretmenlik diye bir düzen var; anlattım, bu olamaz, kapsama bunu koymanız lazım. Mesela diyeceksiniz ki: "Ücretli öğretmenlik olmayacak." Siz sözleşmeli öğretmenliği -bugüne kadar böyle değildi- 2016'dan bu yana öğretmenliğin ana formu hâline getirdiniz diyorum. Tabii ki anlaşamayız sizinle, bu usul Anayasa'ya uygun değil çünkü Anayasa açıkça diyor ki: "Devletin verdiği sürekli ve aslı görevler memurlar aracılığıyla gördürülür." Bakın, ben sizin her şeyinize saygı duyuyorum, siz dönüp diyebilirsiniz ki: "Bu yanlış bir şey." Olur, çoğunluğunuz var Cumhur İttifakı olarak, gelirsiniz Anayasa maddesini değiştirirsiniz ama Anayasa'yı değiştirmediğiniz sürece Anayasa'ya uymakla mükellefsiniz. Anayasa'da diyor ki: Bu hizmet memurla verilir, sözleşmeli öğretmenle falan verilmez. Siz sözleşmeli öğretmenliği de değiştirmelisiniz. Sonuçta bu istisnai bir durum yani mahrumiyet bölgeleri için olan istisnai durum bir genel uygulama hâline dönüştü.

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Vekilim, toparlayalım.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Ve şimdi siz çok masumane diyorsunuz ki: "Ya, biz işte bunları seçmek için bunu getirdik." Ya, sizin getirdiğiniz bu akademi meselesi de sözleşmeliyi bir üst kötü duruma getirdi. Siz şimdi öyle bir disiplin hükümleri getiriyorsunuz ki bir kaba söz söylerse bile memur olamayacak, şimdiki sözleşmeli personel rejiminde en azından belli bir süre beklerse memur oluyor, bunda o da olamayacak, akademide olursa. Dolayısıyla bizim bu kapsamda sizinle anlaşmamız mümkün değil ama bizim önerilerimizi bu kapsama yedirirseniz vallahi biz sizinle anlaşırız. Bizim söylediklerimizde tuhaf bir şey olmadığını da ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz, yurttaşlar da biliyorlar. Ha, siz şunu söyleyebilirsiniz, bence en doğrusu o olur, dersiniz ki: "Biz devletin bugünkü koşullarıyla 85 bin kişiyi iş alamayız kardeşim, alamıyoruz, bulduğumuz formül bu." O zaman boşa kürek çekmeyiz burada, anlatabiliyor muyum? Sorun budur. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki: Bu kapsamı getiriyorsanız bu kapsam doğru bir kapsam değildir çünkü bizim temelden karşıtlıklarımız var. Örneğin, bu kapsamın içerisinde asker öğretmenler yok, hâlbuki "asker öğretmen" diye bir şey var değil mi? Onlar bu kapsamda yoklar, kapsamda yazılmamışlar, bu maddenin dışında bırakılmışlar.

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Kıymetli Vekilim, lütfen...

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Son olarak söylüyorum: Haftalık ders saati, ek ders ücretleriyle ilgili hükümler, örgütlenmeyle ilgili hükümler buralarda yok. Dolayısıyla biz bu kapsamda sizinle hemfikir değiliz. Dolayısıyla bu maddenin çekilmesini öneriyoruz efendim.

Saygılarımla.