Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
Konu | : | Sağlık Bakanlığı temsilcilerinin yaptığı sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 26 .06.2024 |
MEHMET SAİT YAZ (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben de muhterem hazırunu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, biz İnsan Hakları Komisyonu üyesiyiz. Bir yıla yakındır Türkiye'deki farklı cezaevlerini incelemeye gittik. Gittiğimiz Sincan Cezaevi, Diyarbakır, Mardin ve Midyat Cezaevlerinde koğuşlara girdik, hemen hemen bütün koğuşlara girdik. Çok farklı suçlardan müteşekkil insanlarla bire bir görüştük, dertlerini dinledik, sorunlarını dinledik.
Cezaevlerindekilerin genelde yeme içme, sıcak su, soğuk su, kitap, gazete, sebze, meyve, tatlı, televizyon, radyo gibi şikâyetleri yok, herkes memnun. İstisnalar hariç, bazı fertler üzerinden belki farklı kısıtlamalar var ama genelde herkes memnun.
İki noktada ben şahsen sıkıntıya şahit oldum. Bir, arkadaşlar da bahsetti, doktorlarla alakalı, özellikle diş doktoruyla ilgili çok uzun süre veriliyor ve bundan muzdarip oluyor. İkinci konu da 20 kişilik yerde bazen 40 kişi yatabiliyor, bu da çok sıkıntılı yani gerçekten insana yakıştırılmayacak bir durum. O da yani Türkiye'de cezaevlerinde 346 bin hükümlü ve tutuklunun olmasından kaynaklı.
Ben de Adem Bey'in ifade ettiği gibi bu muvazeneyle... Yani Avrupa cezaevlerini, ben şahsen İsviçre, Finlandiya, Norveç, Almanya, Belçika cezaevlerini gezdim yani Türkiye'nin cezaevlerinde orayla kıyaslanamayacak kadar üst düzeyde bir hizmet verilmektedir.
Bir şeyi daha eklemek istiyorum müsaadenizle. Ben ilahiyatçıyım, medeni hukuklarda -yani "yerel" diyoruz "Arabi" diyoruz Arapçada- yani burada insanların oluşturduğu hukuklarda maalesef suç odaklıdır hukuk. Önce suç işleniyor, ondan sonra suçtan yola çıkılarak adalet elde etmeye çalışılıyor ve burada ceza ve suç arasında bir denklik muvazene edilemiyor. Oysaki semavi dinlerde önce bize gelen peygamberler ve kitaplar insanda bir vicdan inşa ediyor. Önce insanda vicdan olacak, o vicdan insanı adalete, adalet de insanı mutluluğa götürecek. Bir İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak hemen hemen her toplantıda söylüyorum: Bu bizim görevimizdir yani hiçbir ideoloji, mezhep, din, ırk, fark gözetmeksizin herkesin hakkını savunmak zorundayız, her suçlunun hakkını savunmak zorundayız. Bakanımızın bulunduğu toplantıda da söyledim yine yani Hristiyan, Yahudi ve Müslüman, mevcut üç semavi dine göre katilin yaşama hakkı yoktur. Katil katilse cezası infaz edilmelidir. Ama biz bugünkü hukukumuzda bunun uygulama alanını bulamıyoruz yani idamı kaldırdık. O zaman biz katili cezaevine atıyorsak onun ne kadar insani hakkı varsa -bir beşer, bir insan olarak- onları da temin etmek zorundayız.
Bu vesileyle ben hepinize tekrar teşekkür ediyorum.
BAŞKAN DERYA YANIK - Sait Bey, çok teşekkürler.