Komisyon Adı | : | (10/983,984,985,986,987,988) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Profesör Doktor Selçuk Alemdağ'ın, Çöpler maden sahasının kütle hareketleri, hidrojeoloji ve yer altı suyu kirlilikleri açısından durumu ile maden kazası öncesinde ve sonrasında sahada yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .06.2024 |
AYTEN KORDU (Tunceli) - Ben şu konuda bir görüş belirtmek hem de soru sormak istiyorum: Biz zaten Komisyona girdiğimizden beri bu işten 3 Bakanlığın sorumlu olduğunu, özellikle Çevre, Çalışma ve Enerji Bakanlıklarının bire bir bu sonuçlardan sorumlu olduğunu söyledik sürekli ve araştırma komisyonu olarak da zaman zaman sunumların içerisinde -her ne kadar sorular büyük oranda geçiştirilse de- sizin de biraz önce yaptığınız sunumdaki özellikle membranla ilgili söylediğiniz geçirim tehlikesinin her zaman olduğunu düşünerek özellikle işaret ettiğimiz noktalar var daha sonrası için de.
Elbette ki ben şunu söylemek istiyorum, anlatırken aklıma şöyle bir örnek geldi sağlıktan da: Hastaneye gidiyorsunuz, kansersiniz ya da bir hastalığınız var; organlar bölümlere ayrılmış, kalp diyor ki "Benim bölümüm." ciğer diyor ki "Benim bölümüm." mide diyor ki "Benim bölümüm." Herkes birbirinin sonuçlarını bekliyor ama o birbirinin sonuçlarını bekleyene kadar geçen sürede kanser ilerliyor ve yaşamınızı yitiriyorsunuz. Ben siz anlatırken birden bire bu örnekle çağrıştırdım yani bilirkişi raporu isteniyor sizden ve siz atanıyorsunuz, orada o incelemeyi yaparken ki geçen sürede kaza meydana geliyor ya da iş cinayeti meydana geliyor. Ben işçiler açısından bir iş cinayeti, yaşananın da bir soykırım, bir çevrekırım, ekokırım suçu olduğunu özellikle söylüyorum kayıtlara girmesi için de. Dolayısıyla bu ekokırım suçunda belki o süreci durdurma şeyiniz varken -değil mi- raporla beraber, belki mahkemenin durdurma kararıyla beraber... Belki bunun önüne nasıl geçilebilirdi? 9 canımız yaşamını yitirmeyebilirdi, belki yine bir facia, bir felaket... Ekokırım suçu ortada aslında ilerliyor yani belki bu ölümlerle de daha çok gündeme geldi çünkü şu an Uşak Eşme var onun kadar büyük olan ve aynı tehlikeyle karşı karşıya olan, öncesinden başlayan ve bundan sonra da devam eden tehlikelerle karşı karşıyayız.
Dediniz ki: "Ben ancak kendi disiplinimle ilgili mahkemede görüş belirtebilirim ve kendi disiplinimle ilgili de görüşüm olumsuz oldu." Sanırım 15 bilirkişi var bu dosyada, ben şunu merak ediyorum: Bu tür durumlarda -bundan sonraki madenler için de bilgi edinmek için soruyorum ayrıca- siz bilirkişi uzmanları olarak oraya girdiğinizde ve görüş belirttiğinizde anlaşamadığınızda ne yapıyorsunuz? Siz mesela "Benim görüşüm olumsuz." dediniz aslında bilirkişi raporunda, diyelim 2 kişi daha "Olumsuz." derse ama 7 kişi kendi disiplininde "Hayır, olumlu." derse... Ki insan sağlığında da böyledir -verdiğim örnekte- bütün organların sağlığı birbirine bağlıdır yani bağırsak rahatsızsa başka organ hasta olur vesaire vesaire. Şimdi, sizin disiplin alanınızda da aslında bütün bölümler birbiriyle bağlantılı, hiçbiri birbirinden kopuk değil, kopuk da ele alınmamalı zaten, birbiriyle ele aldığınızda yaklaşımlarınızla nasıl ortaklaşıyorsunuz? Çekiliyor musunuz, şerh mi koyuyorsunuz? Bizde öyle oluyor ya vesaire. Sizde bu durum nasıl gelişiyor? Siz diyelim ki orayı büyük bir tehlike olarak gördünüz ve dediniz ki: "Burada bir kayma olacak, akma olacak, burada büyük bir felaket yaşanacak." veya "Ne kadar önlem alırsanız alın, mutlaka yer altı sularına bu karışır, hele hele orası bir deprem bölgesi." diye fikir sunduğunuzda nasıl, raporu oluşturduğunuzda nereye tekabül ediyor görüşleriniz ortaklaşamadığınızda veya nasıl ortaklaşıyorsunuz; onu öğrenmek istiyorum özellikle, bu konudaki düşüncenizi de merak ediyorum.
Teşekkür ediyorum.