| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar'ın, Türkiye'deki tıp eğitiminin sorunları, tıp eğitiminin YÖK zaviyesinden nasıl göründüğü ve çözüm önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 11 .06.2024 |
SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Ben de başka komisyon toplantım olduğu için çok kısa keseceğim.
Öncelikle 2 başkana da 85 milyonu ilgilendiren böylesi bir konuda bizlerle birlikte oldukları için çok teşekkür ediyorum.
Başkanımızın ortaya koyduğu nüfus projeksiyonu geriatri bölümünün ne kadar önemli olduğunu gösteriyor ama bizim -Sayın Başkan dışında- kendi Komisyonumuzun alanında bakım sigortasının ihdasının, hayata geçirilmesinin Türkiye için ne kadar elzem olduğunu bu nüfus projeksiyonu bizim önümüze seriyor.
Bu zorunlu hizmetlerle alakalı iş sadece altı yılda kalmayabiliyor yani -Aile Komisyonunda da olduğumuz için- bazen bu, iki yıla, üç yıla, dört yıla çıkabiliyor çünkü "stratejik görev" diye bir tanımlama var ve gerekli imzayı alamadıkları için iki yıldan sonra da ailelerinin yanına gidemiyorlar ya da işte, şehir değişikliği yapamıyorlar. Bu konu üzerinde özellikle çalışılması gerekiyor.
Sayın Başkanım, şimdi, hangi kuruma gitseniz hemen tasarruf tedbirleri önünüze çıkıyor. Bu görevde yükselmeler ya da yeni kadro ihdasları bu tasarruf tedbirlerinden etkilenecek mi, onu sormak isterim.
Yine, verdiğiniz bilgilerde uluslararası öğrenciler tıp fakültelerinde de aşağı yukarı yüzde 10'luk bir yekûne sahipler; bu, azımsanacak bir rakam değil. Ben kendi şehrim Denizli'de de başka şehirlerde de gördüm; uluslararası öğrencilerin gelişiyle alakalı ciddi suistimaller, illegal durumlar söz konusu oldu, birçoğu davalık ama özellikle bu öğrencilerin gelişleri... Daha çok sağlık bilimlerini tercih ediyorlar. Burada ilave tedbirler alınıyor mu? Önce YÖK'teydi, sonra üniversitelere verildi, şimdi bildiğim kadarıyla yetki tekrar YÖK'e veriliyor. Bu tedbirler yeterli olacak mı? Burada birçok dava açılmış durumda. Bu konudaki yeni çözümünüz nedir?
Diğer konular biraz daha tekrar olacak.
Teşekkür ediyorum.
YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Sayın Başkanım, müsaadeniz olursa önemli bir konu...
BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Buyurun.
YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Şimdi, ilk sorunuzla alakalı şunu söyleyeyim: Bizim Yükseköğretim Kurulu olarak -sizler de yakından takip ediyorsunuz- kadro konusunda en esnek olduğumuz alan sağlık alanıdır ve Yükseköğretim Kurulu Başkanı olduktan sonra, kadro konusunda hiçbir üniversitede bir sorun çıkmasını istemiyorum ve kadro bekleyen, profesörlüğü, doçentliği gelmiş arkadaşlarımızla ilgili, üniversitelerin atama ve yükseltme kriterlerine eğer uyum sağlıyorsa mutlaka kadrolarının üniversiteler tarafından verilmesini bilhassa teşvik ediyoruz. Hiç kimseye ayırımcılık yapılmaması, üniversitenin kriterlerine göre hak etmişse bekletilmemesi gerektiği, siyasi, ideolojik görüşlerin asla dikkate alınmaması konusunda bütün rektörlerimizle tam bir iletişim hâlindeyiz. Hatta, bana da ulaşan hususlar olduğu zaman şahsen bizzat üniversitelerle temas etmek üzere sorunları çözme yoluna gidiyoruz; bu, birincisi. Dolayısıyla kadrolar konusunda bizim hassas olduğumuzu söylemem icap eder.
Uluslararası öğrenciler konusunu çok net olarak ifade edeyim. Yükseköğretimin uluslararasılaşması Yükseköğretim Kurulunun stratejik bir hedef seviyesine çıkardığı bir konudur, bundan asla taviz vermeyiz ve bu stratejik hedef doğrultusunda adımları çok planlı bir şekilde attığımızı bilmenizi isterim. Bütün planlar genel stratejinin içerisinde yıl yıl atılıyor ve isabetle de ilerlediğimizi bilmenizi isterim. Şu an itibarıyla, Türkiye'de 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci var, 200'e yakın farklı memleketten geliyorlar. Bazen eleştiriler geliyor "Efendim, bu öğrencilerin yüzde 60-70'i falanca..." Hayır, öyle bir şey yok, üstelik biz bunları istatistiklerle de yayınlıyoruz sayın vekillerim yani gizli saklı bir şey de söz konusu değil "web" sitemizde hangi ülkelerden, kaç öğrenci geldiğini her biriniz görebilirsiniz.
Şimdi, biz uluslararası öğrencileri teşvik ederken kontenjanları üniversitelerimizden teklif olarak alıyoruz yani üniversiteler kendileri bize kontenjan teklif ediyorlar, diyorlar ki: "Biz falanca alanda şu kadar uluslararası öğrenciye, falanca alanda bu kadar uluslararası öğrenciye yer ayırmak istiyoruz." Dolayısıyla planlama büyük ölçüde üniversitelerde gerçekleşiyor ve üniversiteler de bu kontenjanları verirken -biraz ayrıntı vermek isterim- programlara, bölümlere kadar intikal ediyor yani senato bölümlerden kontenjan taleplerini toplamak suretiyle, en son rektörün riyasetinde bu kontenjan çalışmaları tamamlanıp Yükseköğretim Kurulunun ilgili bilişim sayfasına yükleniyor. Yükseköğretim Kurulu da gelen tekliflere, bizim elimizdeki mevcut parametrelere göre, üniversitenin fizik kapasitesini dikkate alarak onay veriyor bunlara; bazen artış olur, bazen eksilme de olabilir.
Şimdi, üniversitelere gelen öğrenciler hangi kanalla geliyor? Siz onu ifade ettiniz...
SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Danışmanlık şirketiyle.
YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Oraya gelelim.
Şimdi, emin olun, biz bütün dünyadaki örnekleri, mesela, Avustralya'yı, Kanada'yı, İngiltere'yi, Fransa'yı, İsveç'i, Almanya'yı, Amerika'yı, hepsini gayet iyi takip ediyoruz ve nasıl öğrenci aldıklarını biliyoruz. Uluslararası öğrenci hareketlerini de yakından takip ediyoruz ve bununla da alakalı ciddi projeksiyonlarımız var bizim. Şimdi, bizim kanaatimiz şu: Burada öğrenci alınırken ilgili yönetmelik çerçevesinde alınıyor. Birincisi, orada, yükseköğretim kurumları yani üniversiteler uluslararası sınavlarla öğrenci alabilirler, bu yetkileri var; mesela, SAT, Abitur, Bakalorya falan, onlarla alabilirler. İkincisi, kendileri YÖS sınavı -Yabancı Öğrenci Sınavı- yapabilirler. Üçüncüsü, 2'nci senesine girdi, biz Yükseköğretim Kurulu olarak diyoruz ki: "Artık biz tekrardan YÖS sınavında, bu konuda, inisiyatif alalım." TR-YÖS sınavını Türkiye yapıyor. Biz YÖK olarak tam 52 ülkede bu sene YÖS sınavı yapmaya başladık Sayın Vekilim, bunu bilmenizi isterim. TR-YÖS'e müracaat edebilirler. Dördüncüsü de Sayın Vekilim, mülakat. Bu üç-dört kriterle her üniversite, öğrenci alma mesuliyetine sorumluluğuna sahiptir.
Suistimallere gelince, burada üniversitelerimizin dikkat etmesi gereken konu: Bütün dünyada olduğu gibi, bu alanda aracılık yapan uluslararası eğitim şirketleri var. İşte, bu eğitim şirketleriyle yani akredite olmayan, adı sanı bilinmeyen şirketlerle bu işlere üniversitelerin girmemesi gerekiyor ki biz bu konuda kendilerine sürekli ikazda bulunuyoruz. Yurt içine giriş çıkış ise İçişleri veya Dışişleri Bakanlıklarının ilgili vize ve diğer işlemlerine tabidir. Yani üniversitelerin onlara akseptans vermesi öğrencilere yetmiyor, bizim İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarımızın da onayıyla ancak akseptans sonrasında öğrenci vizesi alabiliyorlar.
Karşılaştığımız en tipik sorun şu, bunu açık yüreklilikle paylaşayım: Öğrenci adayları buraya aracı şirketlerle geliyorlar ama turist vizesiyle geliyorlar. Turist vizesiyle gelip burada üniversitelere başvuruda bulunuyorlar. Diyelim bunların bir kısmı kabul alıyor, kabul aldıktan sonra ortada kalıyorlar. Zira, biliyorsunuz, meri mevzuata göre turist vizesiyle dünyanın hiçbir yerinde öğrenci olamazsınız. İşte, biz bunun önünü şimdi kapatmaya çalışıyoruz fakat bunların çoğunun menşesi Türk olmadığı için, üzerine gitmek için bu sefer diplomatik kanallarla, ilgili ülkelerin hükûmetlerine müracaat ederek bu konudaki suistimalleri karşı tarafa bildiriyoruz. Bu, çok kritik bir konu.
Ayrıca Ticaret Bakanlığımızın öğrenci getirme konusunda üniversitelere verdiği teşvikleri de müsaadeniz olursa sizlere hatırlatmak isterim. Yani Ticaret Bakanlığımız, eğitim, hizmet ihracatını teşvik etmek amacıyla bu süreçlere maddi destek de veriyor. Biz Yükseköğretim Kurulu olarak, inşallah, Meclisimiz kabul ederse, bu alanı regüle eden çok kapsamlı bir kanun taslağı da hazırladık şu anda. Yani karşılaştığımız, karşılaşabileceğimiz bu sorunların önünü alacak, bütün dünyada bu işler nasıl yürüyorsa o şekilde yapabileceğimiz bir kanun taslağının da şu anda hazır olduğunu bu vesileyle ifade etmek isterim sizlere.