SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Başkanım, hoş geldiniz.

Şimdi, sahadan bir sorunu ileteceğim de arkadaşlarımız iletti. Biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi, dağıtımlarda Sağlık Bakanlığı dominant olarak belirleyici olduğu için... Mesela, örnek olarak Elâzığ'da şu anda tıp fakültesine 1 radyoloji asistanı verilmişken şehir hastanesinde 1 hoca olmasına rağmen 13-14 asistan verildiği söyleniyor yani eğitimin alınma noktası öğretim üyesi ise, sayısal yeterlilik orada ise bu oranlamada YÖK baypas mı ediliyor?

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Onu en son aslında, bu soru-cevap kısmında biraz...

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Çünkü asistanların da maaş, bu özlük hakları noktasında... Yani düşünün ki bizim gastroenterolojide YÖK kadrosundan yan dala girmiş çocuk tekrar sınava girip, Sağlık Bakanlığı kadrosunu kazanıp oraya geçmek istiyor. Biz izin vermedik ama sanırım bu, mali hakların getirdiği sıkıntılardan kaynaklanan bir durum.

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Doğrudur.

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Yani bu asistan azalmasının bir noktada da kaçış noktası...

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Bakın, asistan azalması konusunu biraz farklı değerlendirdik. Burada uzmanlık yapacak gençlere kadrolar nereden tahsis ediliyordu? Üniversitelerden. Söylemek istediğimiz şu: 2022 yılı itibarıyla bu kadrolar Sağlık Bakanlığı üzerinden tahsis edilmeye başlandı. Şimdi, bu tahsis edilen kadroların kullanım, tahsisat biçimleri ayrı bir konu. Üniversitenin kadroları kullanılırken de nihayetinde nereye, ne kadar kadronun ayrılacağı en son yine Sağlık Bakanlığı tarafından, Bakan ve ekibi tarafından Türkiye'nin sağlık ihtiyaçları ve beklentileri çerçevesinde tahsis ediliyordu. Yani buradaki espri şu oldu; Bakanlık bu üniversitelere dedi ki: "Siz bu asistanlık kadrolarını buraya değil, başka yerlere kullanın."

Cumhurbaşkanlığı, her sene 6 bin dışarıdan atama, kadro yetkisini Yükseköğretim Kuruluna verir; üniversitelere bu kadroları dağıtır, üniversiteler de dışarıdan atamalarda bu kadroları kullanır, biliyorsunuz. Bunlar başka bir tarafa kullanılsın diye...

Rakamlar, zannediyorum, geldikten sonra konulur. Bir de bu sorunlar kısmını birazdan toplu olarak isterseniz yapalım sunumu bitirmek bakımından.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Tamam.

Buyurun Hocam, siz tamamlayın.

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Tıp fakültelerinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarına baktığımız zaman devlet tıp fakültelerinde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı ortalama 7,5 civarındadır. Vakıf tıp fakültelerinde ise bu oran yani her öğretim üyesine düşen öğrenci sayısı 4 civarındadır. Harvard'dan herkes örnek verdiği için ben de Harvard'dan bir örnek getirdim: Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı Harvard Üniversitesinde 7'dir. Yani orada üç buçuk, dört sene kalmış birisi olarak ve oraları biraz tanıyan birisi olarak; gerçekten bakıldığında yani mukayese edildiğinde şu an itibarıyla evet, hocalarımızın birtakım şikâyetleri mevzubahistir, onları da çok çok iyi bilen birisi olarak size söylüyorum. Bakıldığında klinik eğitimde yaklaşık olarak bu orandadır. Belki temel eğitimde bunlar biraz daha yükselebilir. Onların da...

KAYIHAN PALA (Bursa) - Bunların rakamlarını verebilir misiniz yani temel bilimlerde kaç kişi düşüyor, dâhilî bilimlerde kaç kişi, cerrahi bilimlerde kaç kişi?

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Tamam, bana siz e-mailinizi verirseniz ben size göndereyim.