KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Sayın Hocam, çok teşekkür ediyoruz. Bütün Komisyonumuzun, arkadaşlarımızın genel eğilimi: Bizi çok önemli ölçüde bilgilendirdiniz. Çok teşekkür ediyorum.

Birkaç sorumuz olursa Erzincanlı olarak lütfen bunları yanlış anlamayın, bunlar sadece konuyu daha iyi bir noktaya getirmek ve bundan sonra kaza olmamasını sağlamak içindir.

Candan Gökçeoğlu Hocamla birlikte bugün 7'nci toplantımızı yapıyoruz. 13 Şubatta facianın olduğu gün Hocamız sosyal medya hesabından çok değerli tespitlerde bulundu ve yığın liç sahasında ciddi yükleme olduğunu gerçekten en açık bir şekilde tespit etti. "Liç yığını doğru açı ve yükseklikle tasarlanmamış." dediniz, uydu görüntülerde bile bunun anlaşılabileceğini gerçekten ifade ettiniz. Keşke sorumlular da o zaman sizi dinlemiş olsaydı da 9 can Erzincanlımızı gerçekten kaybetmeseydik. Hocam, biz sizi dinlemiş olsaydık bu faciayı gerçekten yaşamazdık. O nedenle, görüşlerinizi son derece önemsiyorum. Yapmamız gereken olay, bilimin ışığında gitmek ve siz değerli hocalarımızı dinlemek. Bu açıdan da gerçekten görüşleriniz Komisyonumuz için son derece değerli oldu.

Candan Gökçeoğlu Hocam "Bu alana henüz belli bir denge ulaşmadı bu malzemeler şu anda bile akabilir." diyor ve gerçekten Hocamızın dediği gibi de oldu. Dün saat 14.45 civarında maalesef yeni bir kayma yaşandı ama iyi ki bir can kaybı yok. Olayda neden bu noktaya gelindi, buna tekrar Komisyon olarak inşallah detaylı bir şekilde bakmamız lazım.

Gene bizim Zonguldak Milletvekilimiz sevgili Deniz Yavuzyılmaz bunu defalarca söyledi ve defalarca aktardı, o yığın liçinin yüksek olduğunu buralarda defalarca söyledi ve nitekim dün 14.45'te gerçekten bir kayma cereyan etti; bunun da mutlaka araştırılması lazım.

Bu arada, bu toplantılarımız devam ederken ikinci bilirkişi raporu açıklandı. Hocamızın o gün gördüğü gibi, sizin twitter'ınızda ifade ettiğiniz gibi, o liç yığınının hatalı olduğu net bir şekilde bilirkişi raporlarına da geçti. Bu rapor şu soruyu bize bir kez daha soruyor: 19 yerde altın madeni işletiliyor, peki, bu madenler acaba İliç'ten güvenli mi? Bununla ilgili olarak Komisyonumuz, Komisyon Başkanlığımız perşembe günü Balıkesir'de olacak; ondan sonra, bir başka gün inşallah Uşak'taki maden tesisini gezeceğiz.

13 Şubatta yaşadığımız facianın bir daha yaşanmaması için neler yapmamız lazım? Özellikle, Candan Hocamızın görüşlerini son derece önemsiyorum. Hocamız bir bilim adamı olarak tespit yapacak, önerilerde bulunacak ama bunun gereğini kim yapacak? Bunun gereğini siyasi irade yapacak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi de siyasi iktidarın bunları yapıp yapmadığını... Komisyonumuz, ilk defa yirmi iki sene sonra bütün siyasi partilerin oluşumuyla kurulan bir komisyon oldu. Komisyonumuz burada alacağı öneri ve görüşlerle -nasıl can Erzincan'da 9 canımızı kaybettiysek- bundan sonra bu canların kaybedilmemesi için önemli önerilerde bulunacak, bu önerileri Komisyonumuzda belki saatlerce tartışacağız. İnşallah, ülkemizde bundan sonra bu faciaların olmaması için gerekli tedbirleri ve önerilerimizi sunacağız; bizim buradaki görevimiz sorun üretmek değil, aynı zamanda da çözüm üretmek.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim mekanizmalarının en önemlilerinden bir tanesi, değerli arkadaşlarım, Meclis araştırması komisyonlarıdır. Meclis araştırması komisyonu demek bir yerde de demokrasinin hayata geçmesi demektir. Burada farklı siyasi partilerden arkadaşlar, görüşlerimizi, düşüncelerimizi özgür bir şekilde, demokratik bir şekilde dile getiriyoruz. Aynı zamanda da ne yapıyoruz? Temsil yetkimizi kullanıyoruz. Ülkemizin her noktasından, her kültürden, her inançtan, her mozaikten arkadaşlarımız burada, ulusal birliğimizden ayrılmadan görüş ve düşüncelerimizi aktarıyoruz. Bu görevimizi biz iyi niyetle, ciddiyetle ve insani hassasiyetlerle yapmak durumundayız. Bakanlıklarımızı dinliyoruz, bilim adamlarımızı, hocalarımızı dinliyoruz, olay yerine gittik ve benzer madenleri de gezeceğiz. Burada hiçbirimiz siyasi bir hesap içinde değiliz. İnşallah, bu faciayla ilgili de net bir rapor ortaya koyarız. Ortaya çıkacak olan raporun ben tarafsız olmasını, şeffaf olmasını ve gerçekten de 9 canımızı kaybettik, bundan sonra da canların kaybolmaması için tedbir alınmasını arzu ediyorum. Ama tabii, yapanların da yanına kâr kalmaması lazım, bu noktada da adalet mekanizması zaten görevini yerine getiriyor. Bizim burada sadece suçlayan bir rapor değil, aynı zamanda da açıklamalı ve yol gösterici bir rapor üzerinde durmamız lazım. Bir daha tekrarlıyorum: Ortaya çıkacak olan rapor ülkemizde bu tür acıların yaşanmamasını sağlamalıdır. Bu raporun arşivlerde kalmaması lazım, bu raporun hayata geçmesi lazım. Bu raporun hayata geçmesi için de Genel Başkanlarımızı ziyaret ederek bu konuda kendilerine bilgi vermemiz lazım. Bu görevi iktidar, muhalefet demeden hep beraber yapmamız lazım çünkü facia geldiği zaman "Sen hangi partiye oy verdin?" diye gelmiyor, facia geldiği zaman parti ayrımı yapmıyor.

Değerli Hocam, bu baraj yıkıldı, atık barajı yıkıldı -hayal kuruyoruz, Allah korusun, böyle bir şey olmasın- ne olabilir? Bu sorumun cevabını sizden önemle rica ediyorum.

Bir şey daha ifade ettiniz Hocam, ekolojik restorasyonu biraz daha açmanızı önemle ricam ediyorum. "Liç yığını nem içeriyor." dediniz Hocam. Yağışlarda nemin yükseldiğini ifade ettiniz. Bunlar teknik birer terim. Bunları biraz daha açarsanız çok memnun olurum. Ama canım Hocam "Bu aşırı yükseklik olduğu zaman bunları gören olmadı mı?" dediniz. Daha sonrasında da bunun cevabını verdiniz. Buraya bakanlıkların da dışında bir başka gözle bakmak lazım. Bunu da çok iyi bir şekilde anladım. Sizin dedikleriniz yapılsaydı, can kayıpları gerçekten engellenirdi.

Ve Hocam, bu konuşmalarınızı yaparken yandan bir konuşma yapmadınız, isminize yakışan candan bir konuşma yaptınız, çok teşekkür ediyorum.

OTURUM BAŞKANI YÜKSEL COŞKUNYÜREK - Evet, biz de teşekkür ediyoruz Mustafa Bey güzel konuşmanız için.

Hocam buyurun.

PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU - Ben teşekkür ediyorum Sayın Vekilim.

Şimdi, bizim şöyle bir avantajımız var Sayın Vekilim: Biz taş ile toprakla uğraşıyoruz ve saha gerçekliğiyle uğraşıyoruz. Dolayısıyla burada -kuşkusuz ki benim de bir siyasi fikrim var ama- siyasi mülahazalarla benim konuşmam mümkün değil çünkü bir şey söylediğimde, bilen başka arkadaşlarımız -bakın, 2 jeoloji mühendisi var burada biri Mervan Bey, biri Müzeyyen Hanım- giderler, bakarlar oraya "Ya, Candan, sen böyle dedin ama bak bu taş o değil." derler. O yüzden bizim böyle bir lüksümüz yok veya bu da tam bir lüks değil; rahatız yani bu konuda.

Efendim, şimdi küçük bir düzeltme yapayım müsaade ederseniz. Ben o "tweet"i attığımda orada yenilme olmuştu. O yüzden yenilmeden önce görüp de ya, burası fazla yüklenmiş, yıkılacak demedim. O yüzden öyle bir... Yani yıkıldıktan sonra ben onun öyle olduğunu söyledim. Dolayısıyla, köprüyü geçtikten sonra gördüm ben meseleyi, öncelikle onu arz edeyim.

İkincisi, ekolojik restorasyon meselesine gelecek olursak, aslında bakın, bizim mevzuatımızda şu var: İşte, bir maden sahası kullanıldıktan sonra, işte açık işletme yapın, orayı oyun, işte bunun bir kısmını götürün pası olarak bir yerlere yığın; değiştiriyorsunuz ortalığı. Ondan sonra ne yapıyorsunuz? İşte, güzel güzel, hani Ege'de ise zeytin ağaçları dikiyorsunuz veya işte, birtakım başka süs bitkileri vesaire dikiyorsunuz. Şimdi, ağaç dikmek demek oranın aslında ekolojisinin düzeltildiği anlamına gelmiyor. Şimdi, siz oraya ellemeden önce oranın doğal bitki örtüsü var, oranın doğal, efendim, ağaç yapısı var ve oranın doğal işte flora ve fauna denilen canlıları var. İşte, tilkisi var, ne bileyim, tavşanı var, börtüsü böceği, envaiçeşit tür var orada. Dolayısıyla bu türlerin yaşayabilmesi için de işte o bitkilerin orada olması gerekiyor, işte o besin zincirinin kurulması gerekiyor. Dolayısıyla daha buna yakın bir yapıdan bahsediyorum ben. İşte burada madencilik yaptık, işimiz bitti, taş ocağını işlettik, gidiyoruz, serdik biraz nebati toprak, üstüne de ağaçları ektik, bakın, ne güzel oldu. Uzaktan bakınca da çok güzel görünüyor, onu söyleyeyim ama bunu, lütfen, ormancılara, ekologlara, botanikçilere sorarsanız onlar size çok daha güzel cevaplar verirler. Ben sadece genel kültür düzeyinde... Ben yedi yıl da Tabiat Varlıkları Merkez Kurul üyeliği yaptım; oradan, bu arkadaşlardan edindiğim bir genel kültür bu. Onun için daha daha derine gitmeyeyim ben. Yani mesele sadece ağaçlandırma değil, daha ötesi var meselenin

Son sorunuz neydi Sayın Vekilim, bir şey daha sormuştunuz?

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Hocam, şeyi sorduk: Bu yağışlarda yükselen nem, aşırı yükseklik, bir de bu yüksekliğin ne olması lazım? Hocam, özür dilerim.

PROF. DR. CANDAN GÖKÇEOĞLU - Şimdi, efendim, daha önce de benzer bir soruya cevap verdim, ben; öyle sabit bir yükseklik yoktur efendim bunlarda. Yani bunlar mühendislik tasarımıdır. Aynı yere 3 katlı bina da yaparsınız, 35 katlı bina da yaparsınız; aynı yere, aynı sahaya yapabilirsiniz. Hani birine radye temel yaparsınız da öbürüne 40 metre kazıklı temel yaparsınız ama yaparsınız yani sonuçta bu bir tasarım meselesidir. O tasarımın gerekleri vardır. O yüzden standardı bunun yoktur ama bunu en çok belirleyen, standardı en çok belirleyen aslında çalışabilirliktir yani elinizdeki iş makinelerinin kapasitesidir, iş makinelerinin kapasitesine göre siz de tasarımınızı yaparsınız. O yüzden ona ille de "Şu kadar metre, bu kadar metre... Bu çok yüksek oldu, bu çok düşük oldu..." Benim yüksek oldu deme sebebim şu: Böyle bir sahada bu kadar yükseklik çok rahatsız edici; bakın, onu söylüyorum yani sahanın morfolojisine baktığım zaman, yahu bu sahada benim bildiğim stabilite analiz metotları bu şartları yakalayamaz. O yüzden buna son derece dikkat etmek lazım gibi, biraz daha aslında fazla detay mühendisliğe giriyor bu işler.

Su içeriğine gelecek olursak, dolgu, daha doğrusu şev stabilitesinde -isterseniz "dolgu" deyin, istiyorsanız yapacağınız başka şey, baraj, herhangi bir dolguda- kabul edeceğiniz birtakım parametreler var; bunlardan bir tanesi de yer altı suyu tablasının yüksekliği veya gözenek suyu basıncı. Gözenek suyu basıncını mesela siz 0,15 aldınız, dediniz ki "Burada 0,15'ten daha fazla olmayacaktır gözenek suyu basıncı." ve 1,3'e göre yaptınız tasarımı. Gerçekten de diğer parametreler mükemmel, her şey yerli yerinde fakat drenajı sağlayamadınız, 0,30'a çıktı gözenek suyu basıncı. Uzun süreli yağmurlar yağdı, yağdı; doyurdu, doyurdu ortamı; ondan sonra buna müdahale edemediniz, drenajı sağlayamadınız veya gözden kaçırdınız, "Küt!" orası iner. Onun için gördüğümüz de burada gerçekten bu tip bir akışa sebebiyet verebilmesi için olayın, malzemenin oldukça yüksek su içeriğinde olması gerekiyor ve hiçbir liç yığını böyle yüzde 40'lar, yüzde 60'larda falan tasarlanmaz, zaten durmaz akar o, daha düşüktür, onun daha makul bir su içeriği olması gerekir ki zaten siz orayı sıvıyla besliyorsunuz; içinde birtakım çözeltiyi yaratacak, işte asitti, siyanürdü vesaire gibi malzemeyle besliyorsunuz, sonra o süzülüyor, içindeki madeni alıyor, aşağıdan onu tekrar topluyorsunuz. Ancak birtakım yerlerde -çünkü çok büyük kütleden bahsediyorsunuz- segregasyon olabilir, ince tane bir yere hücum edebilir, kaba taneler bir yerde kalabilir, o ince tanenin olduğu yerde drenajı yeterince sağlayamayabilirsiniz ve orası patlar, patladığı anda dengesi bozulabilir. O yüzden bunlarda son derece dikkatli olmak lazım. Buralarda kabul edilen güvenlik katsayısının 1,3 değil, bir miktar daha yükseltilmesi mutlak mutlak tartışılmalıdır. Kuşkusuz bunun ekonomik sonuçları olacaktır yani 1,3'ü 1,5'e çekerseniz daha düşük eğimde veya daha düşük açıda bu liçleri yığmak zorunda kalabilirsiniz, bu da maliyetlere yansıyacaktır yani güvenlik katsayısının artırılması; buna birtakım itirazlar gelebilir madenci arkadaşlardan ama madem bu işi yapıyoruz, az buçuk daha... Hani kara yolu yaparken, demir yolu yaparken biz 1,5'la çalışıyoruz, burada 1,3'le çalışıyoruz. Dolayısıyla burada bunun da 1,5'a çıkarılması şartları tartışılmalıdır. Dolayısıyla o gözenek suyundaki ufak tefek oynamalar veya işte o kütledeki segregasyonlar... Çünkü segregasyonlar malzemenin içsel sürtünme açısını da etkiliyor, drenaj şartlarını da etkiliyor çünkü kaba bir iş yapıyorsunuz, elle usta işçiliği yapmıyorsunuz, koca iş makineleriyle çalışıyorsunuz. Dolayısıyla bunun 1,5'e çıkarılmasını haddim olmadan tavsiye ederim.