| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman'ın, Komisyon olarak dijital telif konusunda yasal altyapı hazırlamaya çalıştıklarına ve Komisyonun bugünkü gündemine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .05.2024 |
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi için küçük, Türkiye'deki fikir ve sanat eserleri ve tüm bileşenler için, basın emekçileri için büyük bir adım için buluşmaktayız; tarihî bir gündeyiz.
"Dijital telif" konusu çok tartışılan konulardan bir tanesi. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonu olarak Komisyonumuz kurulduğundan beri sürekli bu konuyu gündemde tutmaya ve bu konuda bir yasal altyapı hazırlamaya çalışıyoruz. Aslında tüm söyleyeceklerimi bir cümleyle özetlemem gerekirse, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun tarihinin 1951 olduğunu düşündüğümüzde, bugünkü tarihin 2024 olduğunu düşündüğümüzde, aslında nasıl bir olguyla karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekir.
Türkiye'de "kamu yönetimi reformu" bitmeyen senfoniye dönüşmüş bir konu şeklinde ifade edilir. Evet, Türkiye'de kamu yönetiminin süreçleriyle, personel yapısıyla ve genel anlamda yönetim biçimiyle sürekli, yeniden yapılandırılması gerekiyorsa kanunların da bu bağlamda yeniden ele alınması gerekiyor. İşte, İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra ve Türkiye'de çok partili döneme geçildiğinde çıkan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'muz günümüzün ihtiyaçlarına, günümüzün şartlarına cevap veremez niteliktedir. Toplantımızın amacı, kanunun yeniden yapılandırılması ve özellikle medya sektöründen çok ciddi bir talep olarak karşımızda bulunan emek hırsızlığının önüne geçilmesidir çünkü günümüz dünyasında artık çeşitlenmenin arttığı, farklılığın arttığı, teknolojik değişimin had safhaya vardığı ve iletişim dünyasında devrimin olduğu bir dönemde bulunmaktayız. Dolayısıyla, bir taraftan iletişim teknolojisindeki gelişmeler, diğer taraftan toplumsal talep ve ihtiyaçların çeşitlenmesi, öbür taraftan teknoloji dünyasındaki farklılıklar ve nüfus artışı, genelde kamu yönetiminde, özelde de pek çok alanda bir yeniden yapılanmayı, bir reformu zorunlu kılmaktadır. Bugün de biz 28'inci Yasama Döneminin 6'ncı Toplantısında bu konuyu ele alacağız. Ben değerli vekillerime zaman ayırıp katıldıkları için çok teşekkür ediyorum.
Dijital telif meselesinde önce, Rekabet Kurumu Başkan Yardımcımızın bir sunumu var, kendilerinden dinleyeceğiz, sonra Kültür ve Turizm Bakanlığında da beraber çalıştığımız Erkin Genel Müdürümüz bu konuyu ele alacak. On beşer dakika süre veriyoruz Komisyonumuzun üyelerinin talebi doğrultusunda ve değerli arkadaşlar, sonra milletvekillerimizin sorularını, cevaplarını alacağız.
Değerli arkadaşlar, dijital telif konusunun ana fikri şu: Haberin bir fikir ve sanat eseri sayılması noktasında bir talep var. Bu talebi Komisyonumuz değerlendirecek ve bu konuda bir müzakere yapacağız. Ben de doğrusu, haberin ve içeriğin bir telif sayılması gerektiğini düşünüyorum çünkü Avrupa örneklerine bakıldığında, Kıta Avrupası örneklerine bakıldığında, Anglosakson örneklerine bakıldığında, burada haberin bir telif konusu edildiğini görüyoruz. Neden bu konu önemli? Çünkü bir taraftan içerik üreten ve bu içeriği üretmek için -somutlaştırarak ve kişiselleştirerek söylemem gerekirse, bunu çok söyledim ama bir kez daha tutanaklara girmesi bağlamında ifade ediyorum- personel istihdam eden ve o konuyla ilgili bir kurumsal yapılanmaya giden yapıların eserlerinin ya da haberlerinin hiçbir telif ödemeden, hiçbir referans verilmeden alınması, kullanılması son tahlilde bu kurumların kan kaybetmesine ve bir ekonomik zarara uğramasına yol açmaktadır. Temel mesele reklam gelirleri meselesidir ve reklam gelirlerinin azalması, bu artık kurumsallaşmış yapıların zaman içerisinde güç kaybetmelerine ve o habere ulaşmak için harcadıkları emeğin ortadan kalkmasına yol açmaktadır.
Biliyorsunuz, çağdaş dünyada haber beş şekilde tanımlanıyor; ne, nerede, niçin, nasıl, ne zaman ve kim yani 5N1K. Dolayısıyla, burada tecrübeli, kurumsallaşmış yapıların kamusal haberciliği önceleyen ve toplum yararını gözeten habercilik anlayışı yerine, temel meselesi etkileşim almak ve temel meselesi nasıl olursa olsun bir farkındalık oluşturarak reklam geliri elde etmek, bir gelir elde etmek olan isimsiz "fake" ya da isimli yapılara karşı bizim muhakkak tedbir almamız lazım.
Biraz önce ifade ettiğim gibi, yani haberciliğin evrensel kuralını; ne, nerede, niçin, nasıl, ne zaman ve kim tarafından yani 5N1K kuralını işlettiğimizde bizim gerçekten... 5N1K kuralı önemli bir kural. Biz dolayısıyla, habercilikte bu evrensel normların işletilmesini ve Avrupa'da olan örneklerinin Türkiye'de de olmasını istiyoruz. Çok söyledim, kesinlikle dijital mecralarda çifte standarda karşıyız; bu, X için de geçerli, Instagram için de geçerli, TikTok için de geçerli, dijital telif konusunda da geçerli, trolleşme meselesinde de geçerli. Bizim bu konularda muhakkak tedbirler almamız lazım.
Uzattım biraz, lütfen kusura bakmayın, dert insanı söyletiyor. Zaten uzun uzun müzakere edeceğiz. Ben tekrar katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu gelen ekipleri size çok kısa tanıtmak istiyorum. Toplantımıza Erkin Yılmaz, Telif Hakları Genel Müdürümüz katılıyor ve Fatoş Hanım Genel Müdür Yardımcımız; Rekabet Kurumundan ise Başkan Yardımcımız Ferhat Topkaya, Selvi Hanım, Selçuk Bey ve Başak Tekçam arkadaşlarımız katılımcı olarak buradalar. Ayrıca, dinleyiciler arasında Anadolu Ajansı Turkuvaz Medya, Demirören Medya ve şu anda ismini sayamadığım diğer kurumlardan temsilciler var.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Özür dileriz Başkanım, kusura bakmayın.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Estağfurullah.
Şimdi, ben tekrar konuşmamı sizin için tekrarlama...
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Tekrarlayın, mutlulukla dinleriz.
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Aynen, aynen.
Evet, çok teşekkür ediyoruz.
Şimdi, sözü Selçuk Bey'e vereceğim.
Buyurun Selçuk Bey.