| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş'un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Mensuplarının Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilerin Kazanç Getirici Bir İşte Çalışmaları Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/1991) (TBMM İçtüzüğü'nün 77'nci maddesine göre) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 21 .05.2024 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Ben de ufak bir endişemi ifade etmek istiyorum.
Şimdi, madde içerisinde kavramlara yoğunlaştım "Diplomatik misyon ve konsolosluk mensuplarının bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kazanç getirici bir işte çalışmaları hakkında..." Şimdi, tabii, biraz şeytanın avukatlığını yapmakta fayda var. Bunu reel, düz, esas kabul ederek düşündüğümüzde gayet makul, mantıklı hepimiz için gördüğüm kadarıyla ama ben diyorum ki acaba burada bir kontrol mekanizması olacak mı? Burada önleyici, sınırlayıcı, hangi iş yapılacaksa ona bir sınırlama, ona bir kontrol gelişecek mi, yoksa -Allah korusun- bu, ileride misyon görevi almanın bir nedeni de olmaya dönüşürse o çok sıkıntılı bir iş olur. Ben o konuda endişelerimi ifade etmiş olayım, kayıtlara geçsin sadece.
DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI MEHMET KEMAL BOZAY - Ben Protokol Genel Müdürümüze söz vereceğim ama zaten bakmakla yükümlü olanların belli bir kontrol mekanizmasından geçerek bizim özel iznimizle... Yani herkes gidip, başvurup işe başlayamıyor. Sayın Genel Müdürümüz kuralları anlatsın uygun görürseniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Buyurun.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI PROTOKOL GENEL MÜDÜRÜ AHMET CEMİL MİROĞLU - Sayın Başkanım, sayın vekillerim; öncelikle, anlaşmayı zaten birçok ülkeyle yürütüyoruz, çoğu ülkelere teklif ediyoruz. Buradaki esas nokta, aslında, insani. Diplomasi mesleğinin gelişmesiyle birlikte...
BAŞKAN FUAT OKTAY - Yok, insani tarafta sorun yok arkadaşlar, onu anladık, buradaki soru başka bir şey. Bunun istismar edilmesi durumunu nasıl önlüyorsunuz, nasıl önleyeceksiniz?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI PROTOKOL GENEL MÜDÜRÜ AHMET CEMİL MİROĞLU - Zaten anlaşma metninde bazı noktalar var, orada da belirtildiği gibi, karşı taraf böyle bir anlaşma imzalandıktan sonra bir notayla kişiyi bildiriyor; daha sonra, çalışacağı, çalışmak istediği noktayı bildiriyor, dolayısıyla yine Dışişleri Bakanlığının bir onayından geçiyor. Eğer yabancıların çalışması yasaklıysa veya tarafımızdan uygun görülmeyen bir nokta varsa bu da karşı tarafa bildiriliyor. Bu tip denge ve kontrol noktaları bulunuyor.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Yani bu anlaşmaya göre giden, gönderilen her görevlinin veya oradan gelen her görevlinin birinci derece yakınları çalışamıyor o zaman, yine bir izin süreci mi var?
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI PROTOKOL GENEL MÜDÜRÜ AHMET CEMİL MİROĞLU -Süreç şu şekilde: Bildirimle başlıyor. O sırada zaten bu kişi bunu hak ediyor mu, bu anlaşma kapsamında mı, aynı zamanda da çalışacağı iş nedir, bizim çalışma kanunlarımıza göre sıkıntılı bir durum var mı diye bakılıyor.
Sayın Başkanım, burada bu anlaşmanın esas noktası, diplomatlar yurt dışına gittiği zaman belli bir diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklara sahip oluyorlar aileleriyle birlikte fakat çalışmak isterlerse bu durumda bu diplomatik ayrıcalık ve bağışıklıklardan feragat ettikleri kabul ediliyor, dolayısıyla ciddi bir ikilemle karşı karşıya kalıyorlar, ya çalışacaklar ya da bu bağışıklıklardan feragat edecekler. Dolayısıyla eğer bu anlaşma olursa bu durumda da sadece feragat yaptığı işle ilgili oluyor, diğer diplomatik bağışıklık ve ayrıcalıklarını koruyor, sadece yaptığı işle ilgili unsurlardan dolayı bağışık olmuyor.
BAŞKAN FUAT OKTAY - Sayın Aydın, sizin bir öneriniz var mı endişenizle ilgili?
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Tabii "sütten ağzı yanma" deyimine matuf bir şekilde ben endişe duyuyorum. Çünkü hakikaten bizim misyonumuz, konsolosluk mensuplarımız yani her ne kadar asparagas haberler de olsa bazen bu tür yetkiler, makamlar kullanılarak kısmi bir kazanç edinme şeklinde -bu, maddi olabilir, pozisyonel olabilir, önemli değil- Allah korusun, bir gelenek hâline gelirse bu, bizim 250 küsur... Dünyada en fazla temsili olan ilk 4'te bir ülkeyiz. Şimdi, burada bir cazibe merkezi oluşturmaya vesile olması beni ürkütüyor, açık konuşayım çünkü bu görevler aynı zamanda biraz da "dedication" isteyen, biraz da böyle "Bak, bunun zorlukları var..." Şimdi, Allah korusun, bu zorluklara matuf bir misyon "A, şu imkânları da varmış."a dönüşürse ülkemizin uluslararası saygınlığı noktasında beni birazcık şey yapıyor bu. Buna "evham" diyebilirsiniz yani özür dileyerek söylüyorum