Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) hakkında sunumu |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 16 .02.2016 |
NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, çok değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bütçemizin hayırlar getirmesini, hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Ben izninizle birkaç örnek üzerinden yola çıkarak meramımı ifade etmeye çalışacağım.
Sayın Bakanım, ben Kilis'te görev yaptım. Kilis'in istisnasız bütün camilerinde bir uygulama var, hem sağında hem solunda sekü dediğimiz, boydan boya yapılmış ve özürlü olan cemaatten camiye gelenler için bir tedbir olarak düşünülmüş. Önce hayret ediyor insan yani acaba burada nasıl bir facia yaşanmış, nasıl bir felaket olmuş da Kilis'e özgü bu şekilde bir uygulama var? Sonradan öğreniyorsun ki orada mayınlı arazi var ve o mayınlı araziden de insanlar geçimlerini temin, rızklarını temin için "kaçakçılık" adı altında -ne kadarı kaçakçılık, tabii yasal olarak söylemiyorum, bu savaş olmadan önceki hâli arz etmeye çalışıyorum- Suriye'den sigara, çay ve şeker, ağırlıklı bu şekilde... O mayınlı araziden gidip gelirken eğer sağ bacağını veya sağ ayağını kaybetmişse işte o tedbire göre sağda o özürlü vatandaşlar namaz kılıyor, sol bacağını kaybetmişse o da sol tarafta namaz kılıyor ve bu çok yaygın. Onların birbirlerine de latife olsun diye takıldıkları, nazik bir ifade değil ama onların kendi aralarında kullandıkları bir ifade var "tahta bacak" diye. Orada iptidai şartlarda o bacağı, topuğu kopanlar da bu şekilde kendi yerel yöntemleriyle o tedavilerini de geliştirmişler. Daha garip olanı var, onların hikâyesini dinlediğiniz zaman diyorlar ki: "Biz mayına düştük, mayın patladı ve bizden ayrıca mayın parası da aldılar." Yani patlama oluyor, bacağını kaybediyor, sonra mahkemeye çağrılıyor, ya mayın parası verecek ya da belli bir gün hapis yatacak. Neye karşılık bu? İşte, birkaç paket sigara veya çay veya şekere karşılık. Ayrıca, o mayınlı araziyle ilgili de birtakım spekülasyonlar falan var orada çünkü altmış yıllık bir mazisi var, bakir bir toprak; uzun bir koridordur burası malumunuz Suriye sınırında. Hiç ekilmemiş, gübre nedir, ilaç nedir onu görmemiş bir mayınlı arazi. Bu arazi üzerinde de birtakım hesap kitapların yapıldığı söyleniyor. O konumuzun dışındadır ama birincisi sigara veya çay veya şeker yüzünden yüzlerce insanımızın -sadece bir ilimizle ilgili bir hikâye bu - göz göre göre sakatlandığına şahit olduk ve hâlen de ne kadarı devam ediyor, onu bilmiyorum. Birinci örnek bu Sayın Bakanım. Tabii tarımı ilgilendiren bir örnek olduğu için sizlerle paylaşmak istedim.
İkincisi: 28 Aralık 2011, Şırnak'ın Uludere ilçesi Roboski köyü. Burada da büyük çoğunluğu çocuk olan 34 köylü kaçakçılık yaptıkları için, sigara kaçakçılığı yaptıkları için bombalandılar, uçaklarla tarandılar ve hâlen o vefat edenlerin, o katledilenlerin sorumluları hakkında herhangi bir işlem yapılmadı, o problem olduğu gibi devam ediyor. Nedir onların durumu? Onların durumu da yine, sigara kaçakçılığı yaptıkları için bu şekilde cezalandırıldılar. Bu tartışıldı tabii, kamuoyunda çok da tartışıldı. Gerçekten onlar kaçakçı mıydı, değil miydi, aralarında militanlar, silahlı unsurlar var mıydı, yok muydu? Ama sonuç itibarıyla çoğunluğunun çocuk olması ve hâlen aileler tarafından bununla ilgili mahkemenin takibinin yapılması bizim bu iddiamızı doğruluyor.
Üçüncü örnek Sayın Bakanım: Malumunuz, bölgemizde tarım ve hayvancılık, hemen hemen, hem tarihten gelen hem de belki de bir kader gibi bakarsak tek geçim kaynağımızdı. Fakat binlerce köyün boşaltılması, oradaki milyonlarca köylünün, insanımızın tehciri, göçü, zorla kendi köyünden, yurdundan, kasabasından göç ettirilmesi neticesinde o tarım alanları mahrum kaldı tarımdan. Sadece köyler, mezralar, yaylalar mahrum kalmadı, ayrıca göç etmeyenlere korucu olsun diye silah verilerek âdeta yeni problemler üretildi. Oradan batı illerimize, başka illerimize göç etmiş insanlarımız bir yandan işsizlik problemiyle karşı karşıya kalırken diğer taraftan da korucuların âdeta kendilerini artık devlet yerine koyması manzarasıyla karşı karşıya kaldılar ve köyüne dönmek isteyen de artık o tehlikeden, o tehditten dolayı da köyüne dönememiş oldu. Şimdi, boşaltılmış bu köylere, yeniden, gerçekten de üzerinde çok ciddi etütler, çalışmalar yapılarak, cazip hâle getirilerek, oradan göç eden insanların kendi köylerine dönmesi konusunda Bakanlığınızın müstakil bir proje üzerinde çalışması elbette ki bizi ve bölge insanımızı rahatlatacaktır.
Son olarak Sayın Bakanım: Malumunuz, Rusya'yla ilgili şu anda ciddi problemimiz var yani artık sanki Suriye'de Rusya'yla savaş yapacağız diye şu anda psikolojik bir hâletiruhiyemiz var. Bu tarımla ilgili, bunun kaybıyla ilgili meraklarımız var. Mesela yaş sebze ve meyvede Rusya'ya yapılan ihracatla ilgili çok büyük kayıpların olduğu söyleniyor. Bu devam ederse bu kayıpların daha çok artacağı şeklinde malumatlar var. Bununla ilgili ne tür tedbirler alınır? Bu sorun ne kadar sürecek? Yani işin ticari tarafı ile siyasi tarafı acaba tefrik edilecek mi? Yoksa birbirine bağlı bir şekilde devam edecek, bu da ayrıca genel anlamda ülkemizin tarımla meşgul olan vatandaşlarının ciddi bir şekilde takip ettiği bir sorundur.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, sizi de diğer bakanlıklarda olduğu gibi burada da başarılara yeni imza atmanız dileğiyle saygıyla selamlıyorum.