MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Şimdi, Sayın Utku Bey'in kaldığı yerden hemen ilave edeyim. Evet, kanun teklifini bence bir alt komisyona göndermekte fayda var yani hiç olmazsa üniversitelerden ve bu mesleğin paydaşları, herkes bu konuda yazılı bir vaziyette... Alt komisyona gönderilirse çok faydalı olur, bu iyi olur; bir.

İkincisi, bu "her çeşit defter" ibaresi var yani bu 9'uncu maddedeki "her çeşit defter" ibaresi çok muğlak Değerli Bakan Yardımcım, "tutmakla yükümlü olduğu defterleri" diyelim yani ben bu mesleği icra ediyorum, tutmakla yükümlü olduğum defterler neyse beni ondan yargılayın, ondan mahkûm edin, beni ondan sorumluluk altına alın; benim tutmakla yükümlü olmadığım... "Her çeşit defter" dediğiniz zaman yani çok özür dilerim, beni yanlış anlamayın, bakkal defterini de biz kabul mü edeceğiz sorumluluk açısından? "Her çeşit defter..." Bu, kanunun kullanacağı bir kavram değil yani ucu belli değil, sonucu belli değil, başı belli değil yani hukuken bu sorunludur diye düşünüyorum.

Bir de mesleğe alınmada, bence -mesela sanat tarihi hukuk fakültelerinde okutulur, seçmeli derstir- oraya tarih mezunu ve hukuk fakültesi mezunlarını da ilave etmekte fayda var. En azından, orada hukuk mezununun, hak ve yükümlülükler açısından yani zaten bu tarihî yerlerin çoğunda, işte, o dönemdeki egemenlik vesaire anlamında tartışılan, anlatılan konulara bence faydası olur diyorum.

Sayın Utku Bey anlattı ve diğer arkadaşlar da; otobüsün içerisinde rehberin bulunması... Aksaray'dan Ankara'ya geliyor, yol üzerinde Tuz Gölü var, peki, orada Tuz Gölü'nü kim anlatacak?

SURİRİ ÇORABATIR (Antalya) - Lastik patladı, kim anlatacak?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani, örneğin.

Yani, netice itibarıyla, arkadaşlar, bence eğer bir şehirle bütünleşmek istiyorsanız veya bir yerde ev dahi alacaksanız, o çevreyi iyi tanıdığınız zaman daha iyi ısınıyorsunuz. Bizim amacımız zaten gelen turiste ülkemizi sevdirmek ve gittiği yerden yeni turist göndermesi değil midir? Eğer amaç buysa o zaman sevdirmemiz lazım, anlatmamız lazım. Değerli Başkanım, insan tanımadığı, bilmediği şeyin düşmanıdır ama ne kadar tanırsanız, ne kadar onu bilebilirseniz, o kadar sevgiyle bakarsınız.

Teşekkür ederim, saygılarımı sunarım.