Komisyon Adı | : | MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU |
Konu | : | Komisyonun 28'inci Yasama Döneminde izleyeceği yol haritasının değerlendirilmesine, görüşlere, önerilere ve Komisyonun bugüne kadar yaptığı çalışmalara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 07 .02.2024 |
BAŞKAN HULUSİ AKAR - Sağ olun, ben de teşekkür ediyorum.
Burada, tabii, otobüs imkânı var, Meclisin çok güzel otobüsü var. Yani yakın mesafelerde -işte, Kırıkkale'de var, Kayseri'de var, Gebze'de var- savunma sanayisiyle alakalı bir sürü özel, kamu ve vakıf şirketlerimizin çalışmaları var, gayretleri var. Bunları bir şekilde görmemiz lazım çünkü hani bir şeyleri görmeden nazari olarak bilsek dahi pek şey olmuyor. Mesela, Azerbaycan'a arkadaşlarımızdan bazıları ilk defa gitmiş, Kıbrıs'a ilk defa gidenler vardı. Şimdi, Kıbrıs meselesi bizim millî davamız, millî meselemiz, işte, Azerbaycan bizim kardeşimiz, canımız vesaire ama bir görmek gerekiyor. Bununla ilgili, arkadaşlar, yurt içi, yurt dışı geziler dâhil, ziyaretler dâhil, bilgi almak dâhil... Tabii ki Ankara'da bulunmanın verdiği büyük bir avantaj var, burada çok güçlü, çok bilgili üniversitelerimiz var. Yani üniversiteden istifade etmek suretiyle, oradaki uzmanlardan veya onlardan bir kısmını buraya davet etmek suretiyle hem askerî politik konularda hem teknik konularda, hani, şimdi, işte, SİHA'lar, şunlar bunlar, işte, kuantum... Herkes anlatıyor kuantumu. Hani ona bağlı olarak bir sürü şeyler yapılıyor bilgisayarlar esas olmak üzere filan; uçaklar, gemiler. Efendim, işte, bir "nükleer denizaltı" ne demektir? İşte, uzun menzilli uçaklar, efendime söyleyeyim, uzun menzilli füzeler, işte, 10 bin kilometre, 20 bin kilometre... Adam uzaya çıkıyor, ondan sonra kilometre yok, istediği kadar gidiyor. Efendim, bu, Cruise füzeleri, balistik füzeler gibi, bunlarla alakalı da işte, ne gündeme gelirse, ille de görüş, öneri yani bir şey söylemek değil, soru da olabilir "Ya, bu nedir?" "Bunu biz anlayalım." filan gibisinden. Çünkü işin bir sosyal boyutu var, bir mekanik boyutu var, personelle alakalı boyutu var, bir de şey boyutu var.
Efendim, tarihî konularda mesela Çanakkale var. Çanakkale'de ne olmuş, Dumlupınar'da ne olmuş, Sakarya'da ne olmuş? Yıllarca önce, burada komutanlık yaptığımız dönemde, işte, gençlere, bizim Harp Okulunda Millî Mücadele anlatılıyor: "Şu oldu, bu oldu." mesela. Dedik ki: "Tarihle bu olmaz." Sabah saat dörtte kaldırdık -Özgür Bey burada- Harbiyelileri, buradan çıktık Duatepe'ye, oradan Sakarya'ya baktık, orada savunmayı yaptık, oradan devam ettik, Dumlupınar'a gittik, gece yattılar, oradan sabah kalkıp devam ettik İzmir'e kadar, düşmanı kovalıyoruz. Dolayısıyla oradan, Kocatepe'den Dumlupınar'a kadar yürüdük, işte, 10-15 kilometrelik bir yol. Yani o şeyin ne olduğunu herhâlde o öğrenci unutamaz daha, hayatta unutamazlar; o kitaplar unutulur, defterler unutulur fakat o... Araziye tepeden bakıyoruz ya, Kocatepe'den, dümdüz, tamam mı? İçine bir giriyorsun, Allah! Böyle, kayboluyorsun, herkesin dili bir karış dışarı çıktı. Dolayısıyla bunları da görmek suretiyle ve fiilen yaşamak suretiyle hem tarihimizi hem geçmişimizi, işte, oradan da ilham almak suretiyle, efendim, neler yapmamız gerektiği konusunda olumlu katkı sağladı buradaki Meclis çalışmalarına ve bakanlıkların çalışmalarına, ülkemize, milletimize; işimiz, derdimiz bu.
İlave görüş, ilave soru, ilave katkısı olan arkadaşımız var mı?
Buyurun.