Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2022 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/834) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 01 .02.2024 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Çok Değerli Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz, Varlık Fonumuzun çok değerli yöneticileri ve basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, Varlık Fonu, 65'inci Hükûmette 26 Ağustos 2016 tarihinde 6741 sayılı Kanun'la kurulmuş, daha sonra 10 Temmuz 2018 tarihinde de 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Cumhurbaşkanlığımıza bağlanmış; 30 tane şirket, 2 tane lisans, 46 tane gayrimenkulden oluşmaktadır.
Tabii, bu Varlık Fonunun kurulmasıyla ilgili hâlâ özellikle Cumhuriyet Halk Partisinde "Niye bu Varlık Fonu kuruldu?" diye tereddütler var ve neticede işte "Biz çok fazla dış ticaret fazlası veren bir ülke değiliz. Diyelim ki çok fazla petrolümüz yok, fazla gelir kaynaklarımız yok; buna gerek yok." gibi bir argüman da söylüyorlar, bunu diyorlar.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Literatür de öyle diyor Sayın Güneş yani dünyada öyle.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Fakat şuna gelmek istiyorum: Tabii, bizim burada Varlık Fonunu kurmamızdaki maksat daha çok varlıklarımızı bir araya toplayarak ekonomik olarak bir güç elde etmek, bunu...
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Hazinede bir arada değil miydi Sayın Güneş?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi şöyle bir şey: Daha önceki, 54'üncü Hükûmette, rahmetli Erbakan döneminde bu kamu kurumları bir araya getirilerek... O dönemde kamu kurumlarının kimisi zarar ediyordu, kimisi kâr ediyordu ve kâr eden kamu kuruluşları düşük faizle bankaya kredi koyuyordu, başka bir kamu kuruluşu da ondan çok çok yüksek faizle onu kredi olarak kullanıyordu. Rahmetli Erbakan bunu gördüğü için, diyelim ki işte "rantiyeciler" olarak hitap ettiği kesimin buradan para kazanmaması için buna benzer bir kurumu kurdu ve o dönemde çok etkin bir şekilde ülkeyi de yönetti. Buradaki temel amaç -tabii ki daha önce de dediğimiz gibi- sadece ekonomik güç elde etmek değil, diğer taraftan da Türkiye'nin geleceğine dair bir yön vermek.
Burada tabii ki bununla ilgili konuşmadan önce bu Fonun denetlenmesiyle ilgili bazı tereddütlerin hasıl olduğunu dile getirdiler, kendileri de ifade ettiler; birincisi, özel kurum tarafından denetleniyor; ikincisi, Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetleniyor; üçüncüsü de Türkiye Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Burada sadece oylama yapılmıyor; burada muhalefet milletvekilleri bunlarla ilgili görüşlerini bildiriyor ve bu görüşler Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve Cumhurbaşkanımıza da iletiliyor ve burada sizin görüşlerinizin hepsi de kayıtlara geçiyor ve neticede vatandaşlarımız da bundan haberdar oluyor. Diğer taraftan, bu Varlık Fonunun içindeki şirketlerin zaten büyük bir kısmı Sayıştay denetimine tabi. Şimdi, tabii, Sayıştay denetlerse denetçi oluyor, Devlet Denetleme Kurumu denetlemezse...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayıştay ne? Sayıştay kaldı mı Sayın Güneş?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Aynen devam ediyor, hiç endişe etmeyin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayıştay denetliyor mu?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Peki, o zaman Sayıştayın bulgularına dayanarak iddia ettiğiniz şeyleri neye göre yapıyorsunuz Sayın Ağbaba? Yani kurumlara hakaret etmeyin, kurumların hakkını yemeyin, orada da namuslu, dürüst insanlar çalışıyor, aynı Devlet Denetleme Kurulunda olduğu gibi.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hiç kuşkusuz.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Burada tabii, bu denetimle ilgili belki bazı değişiklikler yapılabilir, buna bir şey demiyorum ama burada özellikle benim önemsediğim, Varlık Fonundaki özellikle stratejik yatırımlar. İşte, bizim dış ticaret açığımızı kapatmak anlamında hangi yatırımları yapmamız gerekiyorsa kendi içimizdeki sermayemizi belli bir yere aktarma imkânı sağlıyor. Diğer taraftan, Türkiye'yi finansal güç merkezi yapması bakımından da önemli. Bunu Sayın Temurci de söyledi, özel şirketlerde diyelim ki yeni teknolojiye yatırım yapacak şirketlere finans oluşturuyorlar; bunu devletin oluşturması kadar güzel bir şey yok.
Diğer taraftan, tabii ki burada şöyle bir şey de söyledi arkadaşlar: "Madem bu Varlık Fonunun içinde toplandı bu BOTAŞ, EÜAŞ, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve ÇAYKUR, bunlar niye zarar ediyor?" diyorlar. Tabii, burada biz önemli bir süreçten geçiyoruz. Bu 2020 yılında yaşadığımız Covid ve arkasından özellikle doğal gaz fiyatlarındaki çok fazla artışın, bunun vatandaşlara yansımaması anlamında bugün BOTAŞ maliyetine, elde ettiği doğal gazın belki yüzde 25-30'ları miktarında bir satış yapıyor yani burada BOTAŞ mutlaka zarar edecek. Yani bunu niçin yapıyor? Kendi yönetimini bilmediğinden, beceriksiz yönetiminden değil, vatandaşlarımız bu doğal gaz fiyatlarının artmasından etkilenmesin diye yapıyor. Yine "EÜAŞ 53 milyar zarar ediyor." dediler. Burada da aynı şekilde, elektrik de yanılmıyorsam maliyetinin yaklaşık yüzde 50-60'ı civarında satılmakta. Yine, burada da vatandaş korunmakta.
Diğer taraftan, tabii ki ÇAYKUR zarar ediyor, PTT zarar ediyor. Şimdi, ben şunu sormak istiyorum Varlık Fonu Genel Müdürüne: Sizin bu Varlık Fonundaki şirketlerin ne şekilde yönetileceğini siz mi belirliyorsunuz? Diyelim ki buradaki personel alımını siz mi belirliyorsunuz? Aldığınız personele ne kadar ücret vereceğinizi siz mi belirliyorsunuz? Ve bunları siz belirlemeden diyelim ki şeker fabrikaları Türkiye'de zarar ediyor. Niye? Ben bir örnek vereyim: Uşak Şeker Fabrikasında aşağı yukarı 475 kişi çalışıyor ve yıllık ürettiği şeker miktarı 25 bin ton; Torku Şeker Fabrikasında 375 kişi çalışıyor, yıllık ürettiği şeker miktarı 75 bin ton. Şimdi, siz bu üretim ve insan çalıştırma maliyetlerini de karşılaştırırsanız özel sektör belki çok çok daha azına çalıştırıyor; hem az insan çalıştırıyor hem ucuza çalıştırıyor hem verimli çalıştırıyor, siz bunların tam tersini yapıyorsunuz. Burada bir değişiklik yapmadan bu kurumları siz nasıl kâra geçireceksiniz, ben onu merak ediyorum. Dolayısıyla da bu önemli.
Diğer taraftan, tabii ki gelirlerinizi aşağı yukarı 19,2 kat artırmışsınız; güzel bir şey yani 11,1 milyardan 225 milyara çıkarmışsınız, varlıklarınızı da yüzde 75 artırmışsınız, bunlar güzel şeyler. Benim için önemli olan, burada daha çok Türkiye'nin hangi alanlara yatırım yapması gerekiyorsa o alanlara Türkiye'yi yöneltmek ve finansman bulmak. İşte, bir tanesini dediniz, petrol ürünlerinden -zannediyorsam İskenderun'da- bir yatırım yapacaksınız; bu, SASA benzeri mi bilmiyorum artık yani özel firma adı da vermiş olayım ama onun gibi bir şey midir bilmiyorum tabii. Ne ithal ediyorsak onları yapmak gerektiğini ben düşünüyorum. Tabii ki bu Varlık Fonunun hem işleyişinde hem denetiminde hem Sayın Temurci'nin dediği gibi insan kaynakları alınmasında bazı yapılması gerekenler olabilir ama siz bu Varlık Fonunu bir devlet kurumu olarak işletmeye çalışırsanız diğer kurumlarımız nasıl olursa -Türkiye Şeker Fabrikaları gibi, ÇAYKUR gibi- burası da aynı olur. Bir ayrıcalığı olması lazım ama yine de insan kaynağı alırken kriterlerinin olması gerektiğini de ben düşünüyorum.
Şimdilik benim söyleyeceklerim bu kadar.
Teşekkür ederim, hepinize saygılar sunarım.