| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı (1/541) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Daha önce Adalet Komisyonu olarak bir tanışma toplantısı yapmıştık, ilk çalışma toplantımız bu. Dolayısıyla, bu dönemin herkese hayırlı olmasını, iyi çalışmalar yapılabilmesini temenni ederek sözlerime başlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yasama faaliyetlerinin her aşamasında, gerek Adalet Komisyonunda, farklı komisyonlarda, Genel Kurulda biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak hangi siyasi partiden gelirse gelsin tüm yasa tasarıları ve teklifleri objektif bir bakış açısıyla değerlendirerek ülkemizin yararına olabilecek her türlü çalışmanın yanında olacağımızı bir kez daha ifade ederek sözlerimize başlıyoruz.
Şimdi, burada Komisyonumuza havale edilen Kişisel Verilen Korunması Kanun Tasarısı'nı da yine bu yaklaşımla inceledik. Evet, dünyada bağımsız kuruluşlar tarafından demokrasisi gelişmiş olarak addedilen ülkelere böyle bir baktığımız zaman, bunların hemen hemen Hepsinde Kişisel Verilerin Korunması Kanunu var. Dolayısıyla, şüphesiz, Türkiye de demokrasinin gelişmesine yönelik, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik yasaları ve reformları hızla yapmalıdır. Biz ilkesel olarak, böyle bir kanunun yapılmasından yanayız.
Tabii, işbu yasanın tam olarak ihtiyacı karşılayabilmesi, yani buradaki bizim temel beklentimiz, temel gayemiz bu. Dünyadaki örneklerinin etraflıca araştırılması ve ülkemizin siyasi ve sosyal yaşamı da göz önünde bulundurularak en uygun hâliyle kanunun yasalaştırılması gerekmektedir.
Geçmişte Sayın Başkan, biliyorsunuz, iyi niyetle burada hızla yasalaşan bazı kanun ve düzenlemelerin kısa süre içerisinde uygulamadan kaynaklı birtakım sorunlar nedeniyle tekrar gelip burada görüşüldüğünü biliyoruz, örnek yasalar da var bu konuda.
BAŞKAN - Çok var.
ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Yani bu konuda, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili farklı kanunlarda değişik hükümler var, evet, bunlar bir çatı altında da toplanmalı hukuk bütünlüğü açısından. Yine, Avrupa Konseyinin bu konuda tavsiye kararlarının olması tasarının genel gerekçe kısmında belirtilmiş, genel gerekçeye baktığımızda. Ancak bu tavsiye kararlarına da uyulmadan bir kanun tasarısı hazırlandığı da açıklanmış yine tasarının genel gerekçe kısmında. Orada buna yönelik ayrı bir gerekçe belirtilmiş, neden böyle yapıldığına yönelik. Açıkçası, çok tatmin edici gelmedi. Yine, genel gerekçede güvenlikle ilgili, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden bahsedilmiş. Bunun kapsamı ne? Yani biz hangi açıdan bu konuda eksiklikler yaşıyoruz? Bunları da detaylı olarak bilirsek daha sağlıklı yorumlar yapabiliriz.
Kanun tasarısının yasalaşmasıyla birlikte kişisel verileri koruma kurulu korunacak. Aslında genel gerekçede belirtilen, yine aynı şekilde, madde gerekçelerinde, 19'uncu maddede "Avrupa Birliği üyesi tüm ülkelerde veri koruma kurulları görevlerinde bağımsız otoriteler şeklinde yapılandırılmıştır." ibaresi yer almaktadır.
Şimdi, tasarıyı incelediğimizde, burada anılan bağımsızlık ilkesinin tam olarak gerçekleştiğini söylemek zor. 7 kişilik bir kurul oluşuyor. Bunun 4'ünü Bakanlar Kurulu, 3'ünü Cumhurbaşkanı atıyor, başkan ve başkan yardımcısının altı yıl, yine, seçilecek bir üyenin görev süresi altı yıl, diğer üyelerin dört yıl diye aklımda kaldığı kadarıyla not aldım, böyle bir açıklama var. Bu süre içerisinde de görevden alma yok, herhangi bir suç şüphesinde ise soruşturma izni Başbakana bağlı. Yine, istisnalar oldukça geniş tutulmuş. Yani "Kişisel verilerin tutulması izne tabi." denilmiş, ancak istisnalar sıralanmış ve bu istisna maddeleri, bizim uygulamada hep gördüğümüz şekilde, yoruma açık. Yani kim hangi açıdan nasıl yorumlarsa, herhangi bir soruşturmada, o kapsam dışında tutulup, pekâlâ bu kişisel verilere ulaşılabilir gibi bir anlam çıkıyor burada.
Şimdi, Sayın Başkan, temel hak ve özgürlükler kapsamında değerlendirdiğimizde, insan hakları kapsamında değerlendirdiğimizde, bu haklar ile kamu yararı kavramı sıklıkla karşı karşıya gelir. Yani aslında sadece bizde değil tüm dünyada da böyledir. Önemli olan, burada bu ilişki arasındaki dengeyi itinayla gözetebilmek, yani buradaki temel hedef bu olmalıdır.
Yine, kanun tasarısında, işte, "Yönetmelikle belirtilmesi gereken hususlar ayrıyeten belirtilecek." denilmiş. Tabii, yönetmelik kanuna uygun olacak, bunu burada söylemeye gerek yok, herkes hukukçu, bu, tartışmaya açık bir şey de değil. Ancak oldukça yeni kavramdan bahsettiğimiz için burada hem bu kanun hem daha sonradan yönetmelikle belirlenecek hususlarla ilgili eğer itinalı bir çalışma yapılmazsa bir Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla ileride de Anayasa Mahkemesine gidebilir bununla ve ilintili çıkartılan yönetmelik.
Yine, tasarıda yer alan cezai müeyyideyle ilgili kısımda da biz cezai müeyyidenin yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, düşünün, bir insanın tüm verilerini ifşa edeceksiniz, özel hayatını, ticari hayatını ifşa edeceksiniz. Karşılığında bir ceza maddesi var, bu ceza maddesi en azından erteleme sınırının üzerinde ve bununla birlikte de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında değerlendirilmeyecek bir hâle getirilmesinin de caydırıcılık açısından da gerekli olduğunu düşünüyorum.
Şimdi, biz tabii burada genel bir değerlendirme yaptık. Sizlerin, Sayın Bakanın da ilk baştaki sunuşlarında talep ettiği gibi, biz de bunun alt komisyona havale edilmesini talep ediyoruz. Orada da özellikle uluslararası anlaşmalardan kaynaklı yükümlülüklerimizi, Avrupa Birliği ülkelerindeki uygulamaları, bağımsızlık ilkesini, yani burasını biz çok önemsiyoruz, kurulun bağımsızlık ilkesinin oluşumunu yabancı ülkelerdeki örnekleriyle birlikte değerlendirip bizim ülkemizdeki en uygun modeli bulabiliriz.
Son olarak, şimdi, bizim aslında burada dinlerken de yaptığımız iki tespit var, bu ikisini bir soru olarak da alabiliriz: Birincisi şu, tabii, biz buraya teknik bir çalışma gerektirecek bir Komisyon olduğu için bu işin uzmanlarının, farklı akademisyenlerin katılmasından büyük memnuniyet duyarız, buna hiç şüphe yok. Mesela, bu yasayla ilgili, evet, kamuoyunda "fişleme yasası" diye haberler çıktı, siyasilerin böyle değerlendirmesi oldu; bu terimler siyasi mesajlardır, siyasiler bunları yapar, doğrudur, yanlıştır. "Fişleme yasası" der, çıkar konuşur. "Bu yasa fişleme yasası değildir." demek de bir siyasi değerlendirmedir. Yani böyle baktığımızda biz burada görev yapan misafirimiz olan tüm arkadaşların her türlü siyasi düşünceden yorumdan uzak bir şekilde değerlendirme yapmasını da temenni ederiz ki bütün herkesin objektif bir bakış açısı oluşabilsin. Bunu özellikle söylemek istedim.
Bir de, tasarının hazırlanma aşamasında görev yapan akademisyenlerle bunların alt komisyonda görev yapıp yapmamasına ilişkin konularda da aslında bir bilgilendirme, belki bir konuşmak lazım. Çünkü zaten hazırlanma aşamasında var, dolayısıyla alt komisyon aşamasında farklı bir akademisyenin göreceği bir şeyi göremeyebilir ya da bazı konularda ister istemez içinde hazırladığı bir şey olduğu için kendini taraf gibi de hissedebilir. Yine, kişisel verilerin korunması... İşte, akademisyenlerimiz burada, bu şeyi anlatırken, görüşler belirtilirken hep bu yasanın faydalı olduğu, dünyada faydalı olduğu, ticari ilişkileri vesaire anlatıldı, buna bir itiraz yok. Ancak dünyada bunun -bağımsız, yani yasayla birlikte kurulan bağımsız kurulların- nasıl oluştuğu, hangi şartlarda bağımsızlıklarının güvence altına alındığı, teminatı, bütçesi, vesairesi nasıl olduğuna yönelik yani burada hem alt komisyondan döndükten sonra burada ve Genel Kurulda da temel tartışma noktası ileride de buraya gidecek muhakkak. Dolayısıyla bu konuyu da biz önemsiyoruz.
Şimdilik, tabii, ilk aşamada -bizim parti grubumuzun sözcüsü bugün yok- biz bir genel değerlendirme olarak sözcümüz adına burada konuştuk, Komisyon dönüşünde yine fikirlerimizi detaylı olarak belirteceğiz. Eğer komisyon da kurulursa ona göre kimler olacağını belirteceğiz.
Teşekkür ediyorum.