KOMİSYON KONUŞMASI

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, kurumlarımızın değerli temsilcileri, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Günün sonuna geldik, Öğretmenler Günü; ben de güzel öğretmenlerimizi selamlıyorum, Öğretmenler Günü'nü kutluyorum.

Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumların, bugün bütçelerini görüştüğümüz kurumların katılımıyla ilgili de kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Özellikle, Plan ve Bütçe Komisyonuna kurum başkanı olarak katılanlara ayrıca teşekkür ediyorum. Bütçenin görüşülmesi sırasında kurumlarını Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil etme tenezzülünde bulunmayanlara da buradan aynı zamanda bir gönderme yapmak istiyorum ama esasen, göndermenin adresi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Plan ve Bütçe Komisyonunun Değerli Başkanı ve Meclis Başkanıdır.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bana da mı geldi?

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Evet.

Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşülüyor. Beş yıldır katıldığım bütçe görüşmelerinde bütçenin ortaklaştırılmadığını, ortaklaştırılması yönünde bir çaba sarf edilmediğini; tam tersine, Plan ve Bütçe Komisyonundaki tartışmaların bütçenin ortaklaştırılmasını, birlikte sahiplenmesini sağlayıcı bir tutum yerine; kısa, Türkiye'ye hiçbir faydası olmayacak, geleceğe hiçbir faydası olmayacak tartışmalara bilerek boğdurulduğunu üzülerek görüyorum; bugün de gördüğüm şey bu.

Kurumlarla ilgili söyleyeceklerim var ama kısaca, birer kısa cümleyle geçmek istiyorum.

Millî Saraylar... İstanbul Milletvekiliyim, Florya tesislerinden hiç yararlanmadım; yararlanmamı gerektirecek bir gereklilik de yok ama Florya tesislerinin restorasyonunun daha ne kadar süreceği bir soru işareti; acaba restorasyon dışında başka bir plan mı var, bunu öğrenmek isterim.

Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğimizden Millî Güvenlik Siyaset Belgesi'nin en son hangi tarihte güncellendiğini, güncellenmişse bunun dağıtımı ve gereğinin yapılıp yapılmadığını öğrenmek istiyorum.

Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımızla ilgili Cumhuriyet Halk Partisinin en çok üzerinde durduğu şey: Teşkilatın siyasallaştırılmaya çalışılması, siyasetin gölgesine sokulmaya çalışılmasıdır. Bir önceki görev döneminde, özellikle de Millî İstihbarat Teşkilatının yeni binasının açılışında orada olmaması gereken siyasilerin aynı zamanda siyasal bir gölge oluşturduğunu ifade edegeldik. En son da yaşadığımız olay şu: Son seçimlerde, Adalet ve Kalkınma Partisi adına görevi gereği yapmaması gereken, hiçbir biçimde bu alana girmemesi gereken, seçimlerde taraf olup ayrıca televizyonlarda programlara katılan kişi Teşkilatın Başkanlığına getirildi. Millî İstihbarat Teşkilatı siyasallaştırılamaz, siyasallaşmasına izin verilemez, kabul edilemez. Bu durumun aynı zamanda ülkenin risk ve tehditleriyle ilgili, daha önemli tehditlere ve sorunlara neden olabileceğini çok rahatlıkla görüyoruz.

Gelelim İletişim Başkanlığına, İletişim Başkanlığıyla ilgili inanın hiçbir şey söylemek istemiyoruz. Değerli Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı; hemen yanı başımızda Filistin halkı kan ağlıyor ve biz bunu dünyaya anlatamıyoruz. Bakın, ben size söyleyeyim nerelerde anlatılıyor -adını vermek istemiyorum- 3 televizyon kanalında 5 kişiyle. Bu mudur? Filistin'deki zulmü Cumhuriyet Halk Partili ya da herhangi bir partiye mensup olmayan ya da herhangi bir siyasetin gölgesinde olmayan insanlar anlatacak Avrupa'ya, Amerika'ya, dünyaya; bunu sağlayacak olan İletişim Başkanlığıdır. Budur işte aslında dezenformasyonla mücadele, budur aslında doğru bilginin dünyaya yayılımı. Yani dünyanın neresinde hangi bilgi olursa olsun bu, her biçimiyle bizi etkiliyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Önce bir kurum kuruyoruz, o kurum siyasetle ilgili siyasileri en az yüzde 60'ını, 70'ini içerecek şekilde hedefliyor ve zaten sahiplenmesi mümkün olmuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, bir dakika veriyorum.

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Dolayısıyla buradan yola çıktığımızda İletişim Başkanlığının Türkiye'nin başının belası olduğunu çok net bir biçimde bir yayın yöneticisi, yayın yönetiminden gelmiş bir arkadaşınız olarak söylüyorum.

Daha fazlasını da uzatmak istemiyorum, notlarıma bir bakmak istiyorum Başkanım.

Savunma Sanayii Başkanlığıyla ilgili de tespitimiz şudur: Savunma sanayisi evet, yüksek bir altyapıya, önemli bir duyarlılığa, Türkiye'nin stratejik tespitlerine uygun oldukça çalışma yaptı, önemli de başarılar elde edildi ancak şimdiki riskimiz, savunma sanayimizle ilgili alanı, tedariki çeşitlendirmek yerine, işi bir ailenin çevresinde yürütmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL MANSUR KILINÇ (İstanbul) - Bu, Türkiye'nin savunması için, savunma sanayisinin geleceği için büyük bir tehdit ve risktir.

Teşekkür ediyorum.