KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, kıymetli bürokratlar; öncelikle herkesi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, 24 Kasım Öğretmenler Günü. Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü ve ebediyete irtihal eden Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı tüm öğretmenleri saygıyla ve minnetle anıyor, dünyanın en kutsal ve en önemli mesleğini yapan kıymetli öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz ama AKP iktidarları boyunca öğretmenlerin sorunları hep arttı, sorunlarına çözüm üretilemedi. EĞİTİM-İŞ sendikasının 4.516 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirdiği, öğretmenlerin ekonomik, mesleki ve sosyal durumlarına ilişkin öğretmen görüşleri araştırmasında öne çıkan bazı çarpıcı sorunları bu vesileyle paylaşmak istiyorum: Öğretmenlerin yüzde 51'i görevde yükselmenin liyakat esaslı olmadığını belirtiyor, yüzde 66'sı borçları nedeniyle mesleki motivasyonunun düştüğünü ifade ediyor; yine, ankete katılan öğretmenlerin yüzde 76'sı ek iş yapmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor, yüzde 83'ü maaşının düşük olması nedeniyle toplumdaki saygınlığının azaldığını düşünüyor, yüzde 84'ü maaşlarının yetersiz olması sebebiyle çocuklarının ihtiyacını karşılayamadığını ifade ediyor, yüzde 92'si ise maaşına en az bir kere icra geldi diyor, yüzde 94,6'sı aldıkları maaşın yeterli olmadığını, yüzde 91'i aldığı maaşla geçinemediğini söylüyor. Yirmi bir yıllık AKP iktidarından sonra kutlanılan bu 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bu verilere göre 10 öğretmenden 9'unun geçinemediği bir tabloyla karşı karşıyayız.

Bunun yanında bir de atanamayan öğretmenler var. Eğitim fakültesi mezunu yüz binler iktidardan müjde bekliyor, mesela 100 bin öğretmen ataması müjdesi bekliyor.

Yirmi bir yılın sonunda, çocuklarımızı dolayısıyla geleceğimizi emanet ettiğimiz en önemli meslek grubu olan öğretmenlerin sorunlarını çözmek bir yana çoğaltan AKP iktidarının topluma hedef diye gösterdiği istikamete ulaşabilmesi boş hayal ticaretinden başka bir şey değildir. Zira 2011'de ilan ettiği 2023 hedeflerinin hiçbirinin tutmadığını hep beraber yaşayarak gördük. Bu anlamda 2053 ve 2071 hedefi diye sunulan şeylerin gerçekleşme ihtimalinin olmadığı aşikâr. Bunu siz de biliyorsunuz ama bugüne dair bir şey söyleyemediğiniz için hayal satmak siyaseten işinize geliyor.

Bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda 2024 yılı bütçesinin son görüşmesini gerçekleştiriyoruz. AKP'nin uygulayageldiği ekonomi politikalarının halkımızın sorunlarını çözmek bir yana, giderek artırdığını görmek için gözleri bağlı olmak gerekiyor. Seçim öncesi "Nas var, nas. Sana, bana ne oluyor." anlayışından seçim sonrası her Merkez Bankası toplantısında 500 baz puan faiz arttıran bir anlayışa geçildi. Daha önceleri de "Onların doları varsa bizim Allah'ımız var." denilmişti. Şimdi, yalvar yakar getirilen Hazine ve Maliye Bakanı kapı kapı dünyayı dolaşarak dolar arıyor. Hem dinî duyguları istismar eden hem de ekonomi politikaları açısından bariz tutarsızlıklar içeren bu yönetim anlayışından halkın ve ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm çıkmasını beklemenin de bir karşılığı olmadığını biliyoruz. Bu çerçevede 2024 bütçesine baktığımızda, bütçenin ana gelir kaleminin dolaylı vergiler olduğunu görüyoruz; KDV ve ÖTV hazinenin ana gelir kaynağı. Bildiğimiz gibi, bu vergileri, ne kadar geliri olursa olsun herkes eşit miktarda ödüyor. Ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların ana sebeplerinden biri de bu adaletsiz vergilendirme sistemidir. Aslında geliri çok olandan çok, az olandan az vergi alınsa halkın sorunlarının bir kısmının çözüleceğini bilmeyen yok ama bu bilinçli bir tercih. İktidar, geçim zorluğu yaşayan dar gelirli geniş halk kitlelerinden yana değil, paradan para kazanan sermayeden yana taraf olmuş, siyasal tercihini bu yönde yapmıştır. Bu yüzden emekliler 7.500 lira emekli maaşıyla açlıkla mücadele ederken sermaye sahipleri kur korumalı mevduat hesaplarıyla parasına para katıyor ama emekli de KKM'li de yaktığı elektrik, kullandığı su, aldığı akaryakıta aynı oranda KDV ve ÖTV ödüyor. Emekli ile sermaye sahiplerinden, KKM hesabı sahiplerinden aynı vergiyi almak insafsızlık değilse nedir?

Yine, yüksek enflasyondan en çok etkilenen kesimlerin başında gelen çalışanlar adaletsiz vergi düzenlemelerinden de en çok zarar gören kesim. Bir çalışan sene başında ortalama 1.300 lira gelir vergisi öderken ödediği gelir vergisi 3.500 liraya çıktı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika veriyorum, toparlayın lütfen.

İSMAİL ATAKAN ÜNVER (Karaman) - Bu rakamlar çalışanlara temmuzda yapılan zamların aslında gelir vergisine gittiğini gösteriyor. Çalışanların ücretlerinin üçte 1'i daha bordrodayken vergi ve kesintilere gidiyor, sonrasında da adaletsiz KDV ve ÖTV düzenlemeleriyle kuşa dönüyor.

Bizim halkçılığımıza laf ederken adında adalet olsa da başta hukuk ve ekonomi olmak üzere her alanda ülkeye adaletsizlikte çağ atlatan bir iktidarın yaptığı bütçede ancak bu kadar oluyor. Hayırlı olsun.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.