KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Saygıdeğer Bakanım, Bakanlığınızın bütçesinin görüşüldüğü bugün 8 Temmuz 2018'de meydana gelen, 7'si çocuk, 25 kişinin ölümüne neden olan Çorlu tren faciasının 17'nci duruşmasının da aynı güne gelmesi, tesadüf etmesi kaderin bir oyunu olsa gerek. Bugünkü duruşmada savcı mütalaasını verdi ve 24 Ocak tarihine ertelendi duruşma. Söz konusu dava beş yıldan beri sürmekte ve 13 sanık yargılanıyor. 25 kişi ölmüş, yaklaşık 400 kişi yaralanmış ancak tutuklu olarak yargılanan bir sanık bile bulunmamakta. Ek bilirkişi raporuna baktığımız zaman asli kusurlu Devlet Demiryolları yani Bakanlığınız.

Bu kazadan hemen sonra, 13 Aralık 2018 tarihinde de Ankara'da Ankara-Konya yüksek hızlı tren ile kılavuz tren çarpışmış, 3'ü makinist, 9 kişi de bu kazada hayatını kaybetmişti. Bilirkişi raporuna bakıyorsunuz bu kazayla alakalı, kazanın üç tane önemli kök sebebi var. En önemli sebep, hattın eksikliklerine rağmen açılmış olması. Bir diğer önemli sebep, yanlış trafik yönetim sistemi kurulması. Gene, bilirkişi raporuna göre kusurlular görevden alınan Devlet Demiryolları Genel Müdürü, onun yerine atanan yeni Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı. Kusurlu olarak bu bürokratlar bilirkişi raporunda yer alıyor ve buna rağmen Ulaştırma Bakanlığı bu bürokratlara sahip çıkıyor, bunların yargılanmasının önüne geçiyor.

Tarih 14 Ekim 2023, daha bir ay olmuş, bu sefer de Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı'nda test çalışmaları esnasında yüksek hızlı tren raydan çıkıyor ve 4 kişi yaralanıyor. Bu kaza esasında hattın açılmasından sonra meydana gelen ikinci yaralanmalı kaza. Kazanın yapıldığı bölgede yüksek standartlı yapım tamamlanmamış, eksiklikler var. Bu nedenle, bu bölgede 110 kilometre hızla gidilebiliyor, zaten test yapılıyor. Bu hatta trenin raydan çıkmasına neden olacak kadar eksiklikler bulunmasına rağmen seçim öncesi alelacele hizmete açılıyor. Bir benzerlik var, farkındasınız değil mi? Ankara kazasında da bilirkişi aynı şeyleri söylüyordu. Burada da aynı şey var, alelacele, eksikliklere rağmen hizmete açılıyor. Sendika bu konuda bir açıklama yapıyor, Devlet Demiryolları bu açıklamayı yalanlıyor, haberi yapan gazetecilere de tazminat davası açıyor.

Şimdi, bu kazalara baktığımız zaman, birçok benzer nokta var. Bir kere, kusurlu olan yani fail, bu cinayetlerin faili hiç değişmiyor; fail Devlet Demiryolları, fail Bakanlığınız. Mağdurlar da hiç değişmiyor, mağdurlar da ne yazık ki bu ülkenin insanları. Başka bir benzerlik, biraz evvel bahsetmiştim, alelacele, bu hatlar seçim öncesinde seçim propagandasında kullanılıyor ne yazık ki. Bir diğer benzerlik ise bu olaylarda bu faillerin, buradaki sorumluların bir şekilde korunması, gözetilmesi ve cezasızlık, çok ciddi bir cezasızlık var burada.

Bakın, bu Soma maden kazasında Enerji Bakanlığı bürokratlarını kollamıştı, yargılanmamışlardı; hiçbirisi yargılanmadı ve cezalandırılmadılar. Bu cezasızlık Amasra maden faciasını meydana getirdi. Çorlu tren kazasındaki cezasızlık Ankara tren faciasının sebebidir, Ankara tren faciasındaki cezasızlık belki de yarın -umarım olmaz, Allah korusun- Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı'nda meydana gelebilecek bir facianın nedeni olabilir. Yani biz bunları konuşuyoruz, belki yarın gene bir daha kaza olacak; önümüzdeki bütçede gene sizler burada olacaksınız, biz gene aynı şeyleri söyleyeceğiz size, değişen bir şey olmayacak ne yazık ki.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, 22 Aralık 2022 tarihinde, daha önceden özelleştirilmesi yapılmış olan limanların sözleşme sürelerinin ihalesiz bir biçimde, rekabet oluşmadan, kırk dokuz yıla çıkarılmasının önü açılmıştı. Benzer girişim daha önce de Meclis gündemine gelmiş fakat muhalefetin yoğun muhalefetine rağmen yasalaşmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi bu kanunu Anayasa Mahkemesine götürmüş ve mahkeme oy birliğiyle iptal kararı vermişti. Anayasa'ya aykırılığı mahkeme tarafından hükme bağlanmış ihalenin yani rekabetin olmadığı bir ortamda yapılacak olan süre uzatmanın kamu zararına neden olacağını defalarca dile getirdik. Sonra, yapılan ek sözleşme bedellerine baktığımız zaman, 9 tane şirket ek sözleşmeye imza atmış. Buna baktığımız zaman, bu bedellere baktığımız zaman da o günkü itirazlarımızın yani çok ciddi bir kamu zararı olacağı konusundaki itirazlarımızın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Mesela Antalya Limanı; Antalya Limanı için 27 Nisan 2023 tarihinde ek sözleşme imzalanmış, 1 milyar 941 milyon lira bedelle on dokuz yıl sözleşme uzatılmış yani o günkü kura bakarsak 100 milyon dolar. Oysa bu Antalya Limanı'nı, bildiğiniz gibi, Katarlı şirket 2021 yılında sözleşme süresinin bitmesine yedi yıl kalmışken 140 milyon dolara yani yıllık 20 milyon dolara devralmıştı. Şimdi, Katarlı şirket Global Holding'e yedi yıl için 140 milyon dolar para veriyor, devletimiz ihalesiz bir şekilde, öylesine saçma, öylesine kamu zararına neden olabilecek bir hesaplama yoluyla on dokuz yıllığına 100 milyon dolara veriyor. Yani esasında olması gereken 19 yıl x 20 milyon dolar = 380 milyon dolar. Aradaki fark ne? 280 milyon dolar, bugünkü kurla kamunun zararı 8 milyar lira, sekiz milyar lira.

Benzer durum Galataport'ta da var. 2013 yılında bu özelleştirilmişti, Doğuş Holding almıştı, otuz yıllığına, 702 milyon dolara, yıllık 23 milyon dolar. Şimdi, on dokuz yıl uzatıldı, on dokuz yıl; yani belli, zaten 23 milyon dolara almış, hiçbir şey bilmiyorsak şunu yapmak lazım: 19 yıl x 23 milyon dolar = 437 milyon dolar. Yani bu sözleşmenin 437 milyon dolardan daha aşağı olmaması lazım kamu zararı oluşmaması için. Bakıyoruz, 4 milyar 659 milyon liraya, o günkü kurla bakarsak da 247 milyon dolara sözleşme süresi uzatılmış. Aradaki fark ne? 190 milyon dolar, bugünkü kurla 5,5 milyar lira. Yani, bakın, bizim hesabımıza göre -ki bu hesap doğru bir hesaptır- 2 limanda -9 tanesi özelleştirilmişti- kamunun zararı 13,5 milyar lira. O gün de söylemiştik bunun ne kadar hatalı olduğunu.

Bir diğer husus, sunumunuzda "Mobil kapsama alanımız Türkiye'nin her köşesini kapsamakta, insanlarımız çok daha hızlı internet hizmeti almaktadır." ifadeniz dikkatimi çekti; oysa gerçek çok farklı. Sayın Özlale açıkladı, yani yapılan araştırmalarda, İnternet Hız Ölçüm Platformu Speedtest'in raporlarına göre, Türkiye'nin, hakikatte dünyanın çok gerisinde olduğunu görmekteyiz. Bendeki rakamlar şubat rakamlarıydı; buna göre, mobil internet hız sıralamasında dünyada 65'inci sıradayız; Sayın Özlale daha güncel verileri kullanmış, 72'nci sıraya düşmüşüz, gerileme var. Sabit internet hız sıralamasında, ben şubat rakamlarını almıştım, 107'nci sıradaydık, günceli 109'uncu sırada. Yani gerçekten burada ciddi bir problem var.

Bir de kendi bölgemden kısaca bir şey bahsetmek istiyorum. Bizim orada Gördes-Akhisar yolu var yani 2015 yılında yapımına başlanmış, üç yılda bitecek denilen bir yol var; burada bütün milletvekili arkadaşlarımız bölgesinden bitmeyen yol hikâyesi anlattı, bu da 2015 yılından beri yapım aşamasında. Ben baktım, bu yol, Akhisar-Gördes-Köprübaşı yolu; 90 kilometrelik yol, bedeli 1 milyar 216 milyon lira. 2022 yılına kadar yapılan toplam harcama 6 milyon 398 bin lira, 2023 yılında yatırım 2 milyon 56 bin lira. Yani bu hızla bu yolun bitmesi imkânsız. Zaten bizim orada, bölgede Gördesliler, Akhisarlılar yeni evlenen çiftler arabalarının arkasına şunu yazmaya başladılar: "Aşkımız Gördes-Akhisar yolu gibi olsun, hiç bitmesin." Evet, gülüyoruz ama burada trajik olaylar da oluyor. Burası aynı zamanda bölgede "ölüm yolu" olarak geçiyor. Ben bu yolu çok sık kullanıyorum ve inanın evden çıkarken eşimle helalleşip çıkıyorum, o kadar tehlikeli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Bakırlıoğlu, lütfen tamamlayalım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIĞIOLU (Manisa) - Toparlıyorum.

Bölgede bir nikel zenginleştirme tesisi var, her gün bin ton sülfürik asit seyrüsefer hâlinde yani onlarca tanker, sülfürik asit dolu tanker bu yolda gitmek durumunda, son derece virajlı ve dar bir yol bu. Çeşitli kazalar oluyor ve 20 ton, 25 ton sülfürik asitin kaza sonucunda toprağa karıştığına biz şahitlik ettik yani çok ciddi bir sıkıntı var. Bu hızla bu yol bitmez yani burada çok büyük problemler var. Sizden ricamız 2015 yılında başlayan bu yolun artık bir an önce bitmesi en büyük isteğimiz.

Teşekkür ederim.