Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b) Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu c) Karayolları Genel Müdürlüğü ç) Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü d) Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ (HEAŞ) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .11.2023 |
MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum. Yaptığımız toplantının ve 2024 bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Değerli hazırun, bütçe maratonunun en önemli görüşmelerinden birini icra ediyoruz. 2024 yılı için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ayrılan bütçe, genel bütçeli kurumlar içerisinde 369 trilyon TL'yle yüzde 3,35 paya tekabül ediyor, böylece en yüksek bütçeli bakanlıklar içerisinde 5'inci sırada yer alıyor; bunun sebebi, altyapı yatırımları yapan, ulaşıma dair yeni koridor ve tesisler için projeleri yatırım programına alan bir Bakanlık olması. Dolayısıyla her bir kuruşun çok çok dikkatli hesaplanması gerekiyor.
"Bakanlığın vizyonu ulaştırma, denizcilik, haberleşme, uzay ve bilgi teknolojileri alanlarında dengeli, erişilebilir, ekonomik ve güvenli hizmet anlayışıyla toplumun kalitesinin yükseltilmesine ve ülke kalkınmasına katkı sağlamaktır." Bu vizyon cümlesi çok önemli, uygulandığı takdirde de çok güzel sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Bu vizyon maalesef "Şu kadar köprü yaptık, o dağı da deldik, şöyle temel attık." anlayışına kurban ediliyor. Biz yetkililerden "Dünya standartlarında şu kadar erişilebilir, şu kadar güvenli şöyle bir sistem yaptık, ülkenin kalkınmasına şu kadar katkı sağlıyor." cümlelerini çok daha fazla duymak istiyoruz.
Geçmiş tutanakları incelerken bir şey fark ettim, onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Hangi muhalefet milletvekili cümleye başlasa önce mecburen köprülere, yollara karşı olmadığını ifade etmek zorunda kalıyor çünkü her seferinde iktidar tarafından bir suçlamayla karşı karşıya kalıyor muhalefet milletvekilleri. Ben de geleneği bozmak istemiyorum; arkadaşlar, bizler yollara, köprülere karşı değiliz.
Tutanaklara yansıyan bu tutum hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Burada hatalı bir akıl yürütme var, mantıkta buna "sahte ikilem" adı veriliyor. Peki, nasıl yapılıyor bu? İktidar buna çok aşina, yabancı gelmeyecektir. Bir önermeyle örnekleyeyim: Eğer bu bütçeyi eleştiriyorsan yapılacak köprülere karşısın demektir; bu, sahte ikileme çok iyi bir örnek ama hatalı bir önermedir. Şimdi, burada anlaşmamız gerekiyor; bu hatalı akıl yürütmeleri, sahte ikilemleri falan bir kenara bırakalım, işimize ciddiyetle yaklaşalım. Bu sene de olacağı gibi, yirmi yıldır AK PARTİ'ye memleketin bütçesi emanet ediliyor. Milletin bu emanetini nasıl kullanacağı üzerinde bazı çekincelerimiz var. Yirmi yıldır hem maddi hem manevi yapılanları, yapılmayanları değerlendirebilecek yeterli veriye ve tarihsel uzaklığa sahibiz yani çekincelerimiz temelsiz değil.
Sayın Bakan, 2053 hedeflerinden bahsettiniz, bu vizyon önemli fakat önce 2023 hedeflerini konuşmamız gerekir. 2011 Genel Seçimleri öncesi "Türkiye Hazır, Hedef 2023" başlığıyla duyurulan 2023 hedeflerini ulaştırma ve altyapı bağlamında ele almak istiyorum. On iki yıldır Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına 2023'e kadar yapıp bitirilsin diye verilen bütçelerin nerelere gittiğine ve ne kadar gerçekleştiğine hep beraber bakabiliriz.
Kara yollarından başlamak istiyorum: Otoyol konusunda 2011'de 2.225 kilometre olan otoyol uzunluğunun 2023'e kadar 7.500 kilometreye çıkarılması hedeflenmişti. Karayolları Genel Müdürlüğünün verilerine göre bugünkü toplam otoyol uzunluğu 3.633 kilometre yani gerçekleşme oranı sadece yüzde 26,69. Bölünmüş yol konusunda 2023 hedefi 36.500 kilometre idi, 2011'de uzunluk 21 bin kilometreyken on iki yılda 8 bin kilometre daha yol yapıldı, bugün toplam 29.158 kilometre yolumuz oldu yani gerçekleşme oranı yüzde 52,63. Bitümlü sıcak karışım asfaltlı yol konusunda hedef 2023'te 70 bin kilometre idi, temmuz itibarıyla bu rakam 30.115 kilometre oldu yani gerçekleşme oranı yüzde 33,30. Kara yolu mega projelerine geldiğimizde işin rengi değişiyor. 2023'e kadar İstanbul kara yolu, tüp geçişi, Boğaz'a üçüncü köprü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Körfez geçişi, İstanbul-Çanakkale-Tekirdağ Otoyolları, 2023'e kadar ise Çanakkale Boğazı geçişi tamamlanacaktı. Bu proje ve hedeflerin tamamı kamu-özel iş birliği ve yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirildi. Fakat şu anki ekonomik sıkıntıların sebepleri hâline geldiler ve gelecek yılların bütçe planlarının kara deliği hâline dönüşecekler, hesap kitap ortada.
Gelelim demir yoluna: 2024 bütçesinde ulaşım sektörleri içerisinde 91 trilyon TL'yle en büyük pay, diğerlerinin 45 katı olarak demir yolu proje ve yatırımlarına ayrılmış. Demir yolu sektörüne pozitif ayrımcılık yapıldığını ve bu projelerin vitrin projesi olması sebebiyle öncelendiğini biliyoruz. Demir yolunun yatırımlardaki payı 2013 yılında yüzde 33 iken 2022 yılında bu oran yüzde 52'ye çıkarıldı; hâliyle bu yatırımların sağladığı sosyal faydanın yanında ekonomiye katma değer olarak geri dönmesi de beklenir. Fakat elektrifikasyon ekipmanlarından sinyalizasyon yazılımına, hızlı tren vagon setlerinden yedek parçalarına kadar asıl maliyet tutan kısımlarında dışa bağımlıyız ve ithal olarak ikame edildiğini biliyoruz. Bu da hâliyle hem maliyetleri yükseltmekte hem de yatırımın ekonomiye geri dönüşünü geciktirmektedir.
Gecikmeyi geçtik, stratejik hatalardan dolayı sadece yolcu taşımacılığı yapılarak ekonomik geri dönüşün önü kesiliyor. Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Demir Yolu Hattı'nın da yüksek yolcu, karma taşımacılık yapılamaması sebebiyle maliyetini çıkarmaktan uzak olduğu anlaşılınca Bakanlık, yatırımlardaki, raporlardaki ve istatistiklerdeki yüksek hızlı tren ve hızlı tren ayrımını sonlandırdı. Sayın Bakana tam burada sormak istiyorum: Bu planlama hatasının millete bedeli ne oldu? Kamu yatırımlarının sadece hizmet ve konfor olarak ihtiyacı karşılaması değil aynı zamanda maliyetini geri getirip ekonomiye katma değer katması bir mecburiyettir.
Peki, vitrin demir yolu projelerinde ne durumdayız? 2011'de 11 bin kilometre olan Türkiye'deki konvansiyonel yük demir yoluna 2023'e kadar 4 bin kilometre ilave hat yapılarak 15 bin kilometre olması hedefleniyordu, bugünkü uzunluk ise 11.668 kilometre yani gerçekleşme oranı yüzde 16,70. 2011'de 444 kilometre uzunluğunda olan hızlı tren demir yolu ağı için 10 bin kilometre gibi yüksek bir hedef konmuştu ancak bugün Türkiye'de bulunan yüksek hızlı tren demir yolu uzunluğu Ankara-Sivas Hattı'nın açılmasıyla beraber 1.865 kilometre oldu yani gerçekleşme oranı yüzde 14,87.
Demir yolu elektrifikasyonu hakkında "2011'de elektrikli demir yolu yaygınlaştırılarak hat uzunluğunun yüzde 70'i elektrikli hâle getirilecek, böylece sera gazı emisyonu azaltılacak." denmişti. Bugün sadece yüzde 47,56'sı elektrikli bir şekilde işletilmekte.
Denizcilik alanında ise başka başka gerçekleşmeyen hedefler var. 2019'a kadar en az bir limanın dünyanın en büyük 10 limanı arasında yer alması için çalışacağız denilmişti. Bugün hâlâ dünyanın en büyük 50 limanı içerisinde bile herhangi bir limanımız bulunmamakta; aynı, dünya ekonomileri arasında ilk 10'da yer alamadığımız gibi. 2011'de İzmir'e yapılacağı duyurulan ve "Dünyanın en büyük 10 limanından biri olacağı." söylenen Çandarlı limanı henüz inşa edilmedi.
Havacılık alanında da maalesef benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. "2011'de yeni yapılacak havalimanlarıyla mevcut 165 milyonluk yolcu kapasitesi yılda 400 milyona ulaştırılacaktır, hava yoluyla seyahat eden yolcu sayısı ise yıllık 103 milyondan 350 milyona çıkarılacaktır." denmişti. Fazlaca rakam var, kısaca bu hedefin de gerçekleşme oranı yüzde 21,96. 2023'te Türk yapımı uçaklar semalardaki yerini alacaktı; yerli uçak henüz, maalesef üretilemedi.
Gelelim haberleşme alanına. Uydu üretimi konusunda "Uzaydaki uydu filomuz en az 2'si yerli olmak üzere toplam 7 adete yükseltilerek Amerikan'ın batı kıyısından Çin'in doğu kıyısına kadar kapsama alanına alınacak." denmişti. 2023'e kadar üretilmesi planlanan yerli uydu henüz üretilemedi.
"İnternet konusunda sabit ve mobil iletişim, mobil geniş bant erişim altyapısı nüfusun tamamını kapsayacak şekilde yaygınlaştırılacak." denmişti. Ancak internet hız testi ölçüm platformu Speedtest verilerine göre Türkiye, mobil internet hız sıralamasında 62'nci sırada, sabit internet hız sıralamasında ise 103'üncü sırada. Hazır Sayın Bakanımız burada, söyleyelim, kendisi üç gün önce bir açıklama yaptı ve dedi ki: "İnternet hızımız uçuyor." Biz mobil hızda 62'nci sıradayken uçuyorsak varın düşünün ilk 10'da yer alan ülke neler yapıyordur. 2023 başlarındaki verilere göre Türkiye'nin internet hız ortalaması 35 megabitlere ancak gelmiş bulunmakta. Burada esas mesele şu: Yapay zekâ araçlarının bu derece çeşitlendiği ve bu serverlarla iletişimde gün geçtikçe hızlanmamız gerekirken bugün hâlâ mobil internet altyapılarımızın bu seviyede olması kelimenin tam anlamıyla fecaattir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız bünyesindeki kara yolu, demir yolu, denizcilik, havacılık, haberleşme alanlarındaki bazı yatırımlara değindim; 2011'de ortaya konulan hedefler ile gerçekleşme oranlarını buradaki arkadaşlarla paylaştım ama biz yine bir müjde vermiş olalım; 2023'ün bitmesine bugün itibarıyla otuz sekiz gün var, inşallah, Bakanlık bu otuz sekiz günde 2023 hedeflerini başarmayı becerebilir.
Ben, artık gelenek olduğu için tekrar ifade edeceğim. Yapılan yatırımların, hizmetlerin, köprülerin, yolların karşısında değiliz; işi biten, millete, memlekete faydalı olan bütün yatırımlardan dolayı sizleri tebrik ederiz. Fakat biz iktidara yıllardır trilyonlarca bütçeyi emanet ediyoruz, şimdi önümüzdeki gerçekleşme oranları yüzde 26, yüzde 14, yüzde 52. Biz gerçekleşen yüzde 26'lık bölüme odaklanıp yeterli görürsek büyük bir vebal altına girmiş oluruz. Sorumuz şu: Bu büyük öngörüsüzlük için nasıl bir mazeretiniz var? Şimdi önümüzde 2023 bütçesi bulunmakta. Daha geçen ay On İkinci Kalkınma Planı Meclisimizden geçti ve hafızalarımızda tamamlanamamış 2023 hedefleri var. Önümüzdeki bu bütçe esas yerini bulabilecek mi yoksa yine çarçur mu olacak? Bir Kayserili vatandaş ve Kayseri Milletvekili olarak Bakanlığınızla ilgili bir sıkıntıyı dile getirmek istiyorum. Mesele hızlı tren meselesi. Biz hızlı tren meselesinin vitrin proje olduğunu ve her seçim meydanlarda nasıl dile getirildiğini defalarca gördük. Hızlı tren meselesinde hem stratejik planlamalarda hem de proje sürelerinde ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Öncelikle, Sivas ve Kayseri gibi illerde yüksek hızlı tren projeleri planlanırken yüksek hızlı tren gar binalarının şehir dışına yapılması gibi stratejik bir planlama hatası yapıldı. İşin uzmanları bütün dünyada tren garlarının şehir içinde olduğunu ve bunun bir kültür olduğunu söylemesine rağmen belediye yönetimleri başta olmak üzere ısrarla bu yanlış yapılmak istendi ve böylece planlandı. Kayseri yüksek hızlı tren gar alanı belirlendi, kamulaştırıldı, imara işlendi; amaç şehir merkezinde kalan alanları belediyenin tasarrufuna bırakarak yapılacak imar planlarıyla ranta kurban etmekti fakat daha sonra projelerin uzaması bir avantaja dönüştü ve aradan geçen zamanda idarecilerin değişmesiyle bu yanlıştan dönüldü ve tekrar Kayseri'de yüksek hızlı tren garının şehir merkezine alınmasına karar verildi; bunu takdirle karşılıyor ve destekliyoruz. Tren garları tüm dünyadaki örneklerde olduğu gibi şehir içinde olmalı, şehrin içinden geçmelidir. Umarız bu prensip kararından vazgeçilip projede revize yapılmaz; istirhamımız bu yöndedir, bu konunun takipçisi olacağız.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Projesi'nin ilan edilmesinin ve proje aşaması üzerinden on beş yıl, inşaatın başlamasının üzerinden on bir yıl geçtikten sonra ancak açılabildi. Bursa yüksek hızlı trende de aynı şeyleri yaşadık. "2016" denildi, olmadı; 2020 tarihi verildi, olmadı; 2023 yılını bitiriyoruz ama tren hattı bitmedi. Öngörülen tarih 2024'ün son çeyreği. Bursalılar adına soruyorum: Sayın Bakanım, ne zaman bitecek bu çile, on bir yıllık bekleyiş ne zaman son bulacak? Bursalıların bekleyişi devam ederken Sayın Cumhurbaşkanımız bu yıl Bilecik'te bir açılış töreninde "Bandırma-Bursa-Yenişehir-Osmaneli yüksek hızlı tren hattımızı 2025'te bitiriyoruz." ifadelerini kullandı. Bursa'ya on bir yılda gelmeyen tren Balıkesir'e ne zaman gider, kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum.
Ayrıca, bir sanayi şehri olan Bursa'ya yapılan tren 250 kilometre hıza sahip yolcu taşımacılığı için tasarlanmış durumda yani yük taşımacılığına uygun değil, yani üretime hiçbir katkısı olmayacak. Sivas'ta yapılan hata tekrar edilecek mi?
Peki, Kayseri hızlı trenin akıbeti... Kayseri'ye hızlı trenin gelme hikâyesinin de böyle olmasını arzu etmiyoruz fakat gidişat öyle. Sayın Bakanımız Kayseri'de Bölge Müdürlüğü yaptığı için eminim ki Kayseri'deki kara yollarının yetmediğinin en iyi farkında olanlardan biridir. Kayseri Kalesi'nin keşke taşlarının dili olsa da konuşsa... Kaç kez Kayseri'ye söz verildi, kaç kez verilen sözler tehir edildi. Bizim hikâyemiz yirmi yıllık bir hikâye. Epey oyalandıktan sonra 2015 yıllarında iktidar tarafından daha fazla dillendirildi, Ocak 2018'de duyduk ki "Müjde! Ankara-Kayseri arası bir buçuk saat olacak." denildi; "Hayırlı olsun." dedik. Sonra bir daha müjde verildi, dendi ki: "İhale yapıldı, kredi bulundu, 2026'da trene bineceğiz." 23 Temmuz 2022 günü Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla temel atma töreni yapıldı. 2022'de yapılan 2023 bütçe sunumunda 2027 tarihi verildi. Seçim zamanı Sayın Cumhurbaşkanı Mayıs 2023'te Kayseri'mize geldi ve "2025'te bu iş tamam." dedi. Bakanlığınızdan gelen son bilgi ise şu: "Ankara-Kayseri arasında Yozgat Yerköy-Kayseri Yüksek Hızlı Tren Projesi'nde dış kredi onayı gerçekleşmiş olup yükleniciye yer teslimi yapılmıştır. Şantiye kurulumları tamamlanmış, farklı noktalarda fiilen iş başlamıştır. Projenin 2028 yılı içerisinde tamamlanması planlanmaktadır." Sayın Bakanın ifadesiyle, bizim hikâyenin hızlı tren vuslatı şimdilik 2028'e ertelendi. Bizim şu sorularımız var: Kayseri'ye hızlı tren 2028'de Sayın Bakanım, gerçekten gelecek mi? Bursa ve Sivas'taki hikâyeye dönecek mi? Daha önemlisi, geçmişteki bu deneyimlerden ders çıkardık mı? Bu derslerle mi Kayseri Yüksek Hızlı Tren Projesi'ne kazma vurdunuz yoksa onun da tamamlanması için on yıllarca bekleyecek miyiz?
Kıymetli Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; bütçe hakkı anayasal bir haktır, dolayısıyla üzerimizdeki yük büyüktür. Biz yol yapılmasına, köprü yapılmasına asla karşı değiliz; bunlar yapılırken stratejik hataların yapılmasına karşıyız, doğanın katledilmesine karşıyız, çok daha ucuza yapılabilecekken devasa bütçelerin ayrılmasına karşıyız. Biz hızlı trene de karşı değiliz, her sefer tehir edilen projeler nedeniyle sizin ciddiyetsizliğinize karşıyız. Biz bu bütçeye karşı değiliz fakat öngörüsüzce hazırlanmış harcama politikalarınıza karşıyız; bunlar çözüldüğünde zaten ortada bir problem kalmayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle 2024 bütçesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hazırunu saygıyla selamlıyorum.