| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 22 .11.2023 |
ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım, kıymetli bürokratlar, Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri ve milletvekilleri; Kahramanmaraş Milletvekili olarak konuşmama şu soruyla başlamak istiyorum: 6 Şubatta sadece binalar mı yıkıldı?
Hepinizin bildiği üzere, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde çok derin acılar yaşadık. Gün geldi bir ses için, gün geldi bir çığlık için nefeslerimizi tuttuk. Çaresizliğin en derinini içimizde hissederken mucizelere de tanık olduk. Bir taraftan acılarımızla boğuşurken bir taraftan da toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerini yaşadık. Tek isteğimiz vardı: Hayat. Çok büyük kayıplarımız oldu, felaketin ardından kayıplarımızın acısı hâlâ yüreğimizdeyken yaralarımızı sarmaya, bir kez daha hayatın yanında durmaya çalıştık, hâlâ da çabalarımız devam ediyor.
Şunu çok iyi anladık: Doğal afetlerin bireysel ve toplumsal farkındalığı artırması gerekiyor, Türkiye'de ise bu bilince daha çok ihtiyacımız var çünkü ülkemiz bir deprem bölgesi. Bu bağlamda, doğru ve zamanında etkin müdahale için çok disiplinli bir hazır bulunuşluk bilincini de geliştirmemiz şart. Depreme hazır olmak toplumsal bir duruş gerektiriyor, bu duruşun sorumluluğu ise devletimiz başta olmak üzere toplumun her kesimine düşüyor. Şimdi sorumu yineliyorum: Depremde sadece koskoca binalar mı yıkılıyor? Hayır, depremde koskoca hayatlar yıkılıyor. Bu yıkılan hayatlarda ise en fazla olumsuz etkiyi yaşlılar, çocuklar ve kadınlar yaşıyor. 6 Şubat depremlerinde de böyle oldu; yuvalar dağıldı, aileler dağıldı, çocuklar darmadağın oldu. Ailenin temel taşı kadınlarımız depremin ardından kendi travmalarını unutup çocuklarının ve ailelerinin travmalarıyla baş etmek zorunda kaldı, kayıplarının acısını yüreklerine gömüp çocukları için ayakta kalarak mücadeleyi seçtiler; bu süreç hâlen devam ediyor çünkü ne yazık ki yıkılan binaların yerine yeni ve modern binalar dikmek travmalarımızı bir günde silip atmaya yetmiyor. Zaman zaman kadın olmanın dayanılmaz ağırlığı altında ezilen kadınlarımızın bir de felaketin ardından ezilmeleri ve çaresizlik yaşamamaları için elimizden geleni yapmak zorundayız; yanlarında yer almak ve onların ayakta kalma mücadelelerine destek vermekle yükümlüyüz, onları iyileştirmekten sorumluyuz. Şunu iyi bilmek gerek: Bir kadın ne kadar güçlü ve mutlu olursa aileler ve toplumlar da o kadar güçlü ve mutlu olurlar çünkü onların sağlığı ve mutluluğu geleceğimizin sağlık ve mutluluk kodlarını oluşturuyor.
Deprem bölgelerindeki her çocuğun diğer bölgelerdeki her çocuk gibi geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı var, buna çok derinden ihtiyaçları var. Onları gülümsetmek, geleceklerini yıkılan binalar altında bırakmamak hepimizin boynunun borcu. İşte, bu süreçte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza çok büyük görevler düşüyor. Devletimizin yanımızda olduğunu ilk günden itibaren hepimiz çok yakinen hissettik ve bu anlamda teşekkürü bir borç biliyoruz.
Sayın Bakanım, personeliniz deprem bölgesinde büyük fedakârlıklarla çalıştı, hâlen de bu şekilde, zor koşullarda çalışmaya devam ediyorlar; hepsine minnettarız. Onlar bir kamu çalışanından ziyade ailemizin birer ferdi gibi oldular ve bu şekilde yanımızda yer aldılar, hepsine bir de sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. Fakat bu çabaların gün geçtikçe azalmasını değil, bilakis artmasını umuyoruz çünkü artan bir şekilde devletimizin yol göstericiliğinde çözüm üretmek ve uygulamak, yalnız olmadıklarını bilmek Kahramanmaraş özelinde tüm deprem bölgesinin öncelikle insanlarımızın ruh ve beden sağlığına çok iyi gelecektir çünkü binalarımız yeniden yükselirken içimizdeki derin ve tarifsiz boşluklar da kendini daha fazla göstermeye başladı. Her geçen zamanı iyi değerlendirmek, deprem bölgelerindeki kadın ve çocukların rehabilitasyonu için etkili ve yerinde çözümler üretmek, depremzedelerin geleceğe daha güvenli bakabilecekleri programlar geliştirmek zorundayız ve bütün bunları -altını çizerek söylüyorum- sürdürülebilir kılmak zorundayız. Bu bağlamda, deprem bölgelerinde daha fazla psikolog ve sosyolog görevlendirilmesi, yeni ve ilave kadrolarla mevcutların desteklenmesi ve tahkimi, yeterli olmasa da ilk etap için yerinde olacaktır çünkü 6 Şubat depreminin travmalarının çok uzun yıllar süreceği hesaba katılarak programlamalar yapmak zorundayız.
Sözlerimi tamamlarken şunu özellikle vurgulamak istiyorum: Binaları yeniden inşa etmek çok kolay bir çözüm ama hayatları yeniden inşa etmek zor ve sabır isteyen bir süreç. Yeter ki odak noktamızı kaybetmeyelim, yeter ki hızlı ve kalıcı çözümler için hızlı hareket edelim. Bu mücadele aslında siyasetüstü bir mücadele ve bu mücadelenin her bir aşamasında yer almak hepimizin boynunun borcu, hepimizin vazifesi. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevdiklerine sabır diliyorum. Hepinize çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.