Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .11.2023 |
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, Sayın Komisyon üyeleri ve basın emekçileri; şimdi, burada epey süre bütçedeki durumu tartıştık ve konuştuk. Yani şunu söylemek isteriz: Eğer gerçekten samimiyseniz AKP iktidarı olarak ya da Cumhur İttifakı olarak, cumartesi günü 25 Kasımda biz birçok yerde alanlara çıkacağız, "Kadına yönelik şiddete hayır!" diyeceğiz, bu ülkede artık kadın katliamlarının durmasını isteyeceğiz. Geçen yılki gibi, İstanbul'da, Diyarbakır'da, Antalya'da, Ankara'da ya da Urfa'da yani çıktığımız birçok kentteki gibi acaba polis şiddetine maruz kalacak mıyız? Ya da Hanifi Zengin'i dava ettiğimizde iki yıl bir ay ceza aldı kadınlar. Neymiş, polisi hedef göstermişiz. Ama bizim geçen yılki 25 Kasımlarda sadece gördüğümüz şey, bacağımızın kırılması ya da boynumuzdaki fularla boğulmaya çalışılmamız. Nasıl ki evlerde kadınlar katlediliyorsa aynı bu şekilde kadınların katliamına tanık olacaktık neredeyse.
Evet, bir şey daha söylemek istiyorum, aileyi böyle öven diziler yok. Kadınları entrikacı, yalancı gösteren, erkek avcısı gösteren, kadına yönelik şiddeti meşru gösteren dizileriniz var. Sadece reklamlarda mutlu kadınlar var; böyle çamaşır makinesinde çamaşır yıkayan, bulaşığı yıkayan, erkekleri mutlu eden ya da kadınları nesne gösteren reklamlarınız var. Yani bunlara biraz "Dur!" demeliyiz.
Ben asıl hangi konuda tartışmak istiyorum burada? Hiç nafakayı tartışmadık. Burada sürekli ailenin kutsallığından söz edildi. Hangi kadın boşanmak ister ki? Evlenmiş, belki de bir yuva kurmak istiyor ama kadınlar şiddet gördüğü için... Nasıl ki evlenme hakkı varsa boşanma hakkı da olmak zorundadır ama kadınlara nasıl boşanma hakkı tanımıyorsanız evdeki şiddeti bitirme yönünde de hiçbir politikanız yok. Kadınların hepsi gidecekleri yerleri olmadığı için, bir sığınmaevi olmadığı için, çocuklarını kreşe bırakamadığı için, kendisi çalışma koşulları oluşturamadığı için kadınlar boşanamıyor; kendilerinde bu güveni, bu güvence hakkını göremiyor. Ya da erkekler son dönemde sadece kadına yönelik şiddet uygulamıyor, dün Gazi Mahallesi'nde annesini ve kızını öldürdü ya da bazı erkekler çocuklarını öldürerek kadını ömür boyu vicdan azabı ve bu suçluluk duygusuyla yaşatmak istiyorlar. Biz de buradan kadınların kesinlikle korunması gerektiğini düşünüyoruz. Gidecek yerleri olsa kadınlar gerçekten... YouTube'da bir şey vardı: "Sinemaya kiminle gitmek istersiniz? (A) şıkkı: Eşinizle..." Kadın diyordu ki: "(B) şıkkı." Kadınlara sorsanız hiçbir erkeğin konformizmi için, onlara evde yemek yapmak ya da onlara mesai harcamak için vakit harcamak istemezler. Yani "süresiz nafaka" diyorsunuz, 300 TL veriyorsunuz kadınlara. Ya, kira olmuş 12 bin lira, 300 TL'yi hangi kadın ister ki? Hangi kadın nafaka için evlenmek ister, soruyorum. O nedenle de hiçbir erkek mağdur değildir. Bizim gördüğümüz magazinlerdeki Mehmet Ali Erbilleri sunarak, Acun Ilıcaları sunarak bu yoksul kadınların böyle mağduriyetini gösteremezsiniz, o yüzden de biz bunlara itiraz ediyoruz. Yani erkekleri görüyoruz, birçok erkek nafakayı ödememek için işsizlik sigortasını ya da işsiz gösteriyor, ev adresini değiştiriyor ve kadınları mağdur ediyor; o yüzden de tüm bunlara itiraz ettiğimizi söyleyelim. Birçok mahkeme karar alıyor ve birçok mahkeme de kusuru kadında görüyor. Nasıl görüyor kadınlarda? İşte, kahvaltıyı hazırlamadı, çok fazla duş aldı ya da boşandıysa bir iş arkadaşıyla ya da bir erkek arkadaşıyla dışarı çıktıysa nafakayı kesiyor bu mahkeme heyetleri. O nedenle de kadınlara yönelik bu mahkeme kararlarına itiraz ediyoruz. Birçok mahkeme beş yıl sürüyor ve birçok kadın bu nafakayı almamak, bu mahkemelerin uzun sürmemesi için nafakayı da erkeklere iade ediyor; bu şiddetten, bu aile düzeninden kurtulmak istiyor. O yüzden de kadınlarımıza bu Bakanlığın ilk önce kesinlikle ev bulması, kadınların yaşayabileceği koşulların oluşturulması ve kadınların bu nafaka konusunda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini önleyen çeşitli çalışmaların yapılması, kreşlerin fazlaca açılması ve bunların çalışma saatlerine uyumlu hâle getirilmesi gerekiyor. Boşanmak isteyen kadınlara barınma hizmetinin ücretsiz verilmesi, çocuklarının eğitimlerinin ücretsiz olması ve boşanmak isteyen kadınların hepsine de adil yardım haklarının verilmesini istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Otlu, bir dakika veriyorum, toparlayın lütfen.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Evet, biz bu süreç içerisinde 25 Kasıma gidiyoruz, "Kadına yönelik şiddete hayır!" diyoruz.
Bakın, burada bir tane fotoğraf var, depremde çekilmiş, Adıyaman'da çekilmiş, işte kadınların durumu bu; kadınlar beslenmesi için, çocuklarının yemesi için uğraşıyorlar. O yüzden de kadınların ev köleliği olan, kadınların şiddete uğradığı bir düzeni istemiyoruz. Gerçek eşitliğin olduğu, kadınların boşanma hakkının ve yaşam hakkının olduğu bir düzen istediğimizi belirtiyoruz. Vazgeçmiyoruz, sokaklardayız diyoruz.