SERKAN SARI (Balıkesir) - Sayın Bakan, konuşmanızda ihtiyaç sahiplerine sosyal hizmet ve yardımların etkin bir şekilde ulaştırıldığını anlattınız. Eğer etkin politikalar üretmiş olsaydınız, bugün, az sonra anlatacağım sorunlarla vatandaşlarımız boğuşmuyor olacaktı.

Sayın Bakan, Türkiye'nin büyüyen sorunlarının en başında yoksulluk gelmektedir. Bu sorun bugünün sorunu değil, yoksulluğu yirmi bir yıldır Türkiye'nin kaderi hâline getirdiniz. Teşbihte hata olmaz, AKP iktidarı mal bulmuş Mağribî gibi "yoksulluk" olgusuna sarıldı; yoksulluğu çözmek, bitirmek yerine yoksulluğu yöneterek ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiniz. İktidarınızın düzenlemeleri yoksulluğun yönetilmesine dönüşmüştür. Sosyal yardımları, yoksullukla mücadele etmekle değil yoksulluğu sürdürülebilir bir düzeyde tutarak iktidarınızın devamlılığı için kullanıyorsunuz. Sosyal yardımlarınızın yoksulluğu giderici etkisi yoktur. AKP, vatandaşlarımızın yoksulluğundan oy devşirip iktidarda kalma çabası içinde vatandaşlarımızı yoksulluğa mahkûm ediyor.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da AKP'nin yoksulluk üzerinden oy devşirmeye çalışan il başkanlığı gibi çalışıyor. Yoksulluk sayısını artırdığınızı açık bir dille ifade ediyorsunuz. Sunumunuzda, Türkiye Aile Destek Programı'na 4,4 milyon başvuru yapıldığını vurguladınız. Bu sayı 2022 sayısı, 2023 yılında bu sayı kaç olmuştur Sayın Bakanım? 5 milyona ulaştığından endişe ediyoruz. Ne acıdır ki bu sayı, Türkiye'deki yoksul sayısının açık bir göstergesidir. 2017 ve 2022 yılları arasında, beş yıllık dönemde TÜİK ve ilgili Bakanlığın yapılan çalışmalarına göre, 2017'de 3,2 milyon olan yardım alan hane sayısı 2022'de 1,2 milyon artarak yani yüzde 38 artışla 4,4 milyona yükselmiş durumda. 2017'de yardım alan 11 milyon vatandaşımızın sayısı ise 3 milyon artarak yani yüzde 27 artışla 14 milyona ulaştı. Son yirmi bir yıldır Türkiye'de gittikçe derinleşen yoksulluk adaletsizliğe yol açıyor yani AKP varsa yoksulluk var, AKP varsa açlık var, AKP varsa adaletsiz gelir dağılımı var.

Sayın Bakan dedi ki: "Güçlü nesillerin yetişeceği aile yapısının korunması ve güçlendirilmesi için güçlü politikalar hayata geçirdik." Sayın Bakan, madem politikalarınız güçlü, peki, o zaman neden Türkiye'de yetersiz beslenme yaygınlık oranı yüzde 2,5; neden 5 yaş altı çocuklarda bodurluk oranı yüzde 5,5; neden 5 yaşın altındaki çocuklarda zayıflama oranı yüzde 1,7; neden gelişme geriliği oranı yüzde 5,5? Bugün, bir öğrencinin sağlıklı beslenmesindeki en önemli öğünü kahvaltı ve maliyeti de en az 50 TL. Asgari ücretli ailenin 3 çocuklu olması durumunda, kahvaltı 3.500 liraya çıkıyor ve asgari ücretin üçte 1'ini aşıyor.

Çocuklarda iş gücüne katılma oranına baktığımızda ise yüzde 18,7. 2022 yılında cinsel suç mağduru çocuk sayısı 31.980. Cinsel suç mağduru çocuk sayısı dokuz yılda 3 katına çıktı. Doğum yapan 19 yaş altı genç kadın ve kız çocuğu sayısı 2022'den bu yana 2 milyonu aştı. Bu durum sizleri rahatsız etmiyor mu? Kadınlarımızın üçte 1'i işsiz, her 4 gencimizden 1'i işsiz. Bu mu sizin "güçlü politika" dediğiniz? Bu rakamlar sizi ürkütmüyor mu, bu sayılar size korkunç gelmiyor mu? Bu tablo her geçen gün kararırken siz nasıl bir güçlü politikadan söz edebilirsiniz, bu karanlık tablodan nasıl bir başarı hikâyesi yazabilirsiniz merak ediyorum

Sayın Bakan, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Programı'na 2023 yılında 3,8 milyar bütçeyi yüzde 208 artırarak 11,9 milyar lira ödenek ayırmayı da bir başarı hikâyesi gibi anlattınız. Sosyal yardımları artırmak sosyal devletin övüneceği bir durum değildir, bu tam da hesap verilebilecek bir durumdur çünkü sosyal devlet, yoksul vatandaşın sayısını artırmak için politika üreten devlettir. Yoksul vatandaşın sayısının yükselmesi ya da sosyal yardım kalemlerinin artması buna ihtiyatcı olan vatandaş sayısının artması anlamına gelir. Buradan hemen şunu çıkarmayın: "CHP sosyal yardımlara karşı." CHP, sosyal yardımlara değil yoksulluğu azaltmayan, yoksulluğu körükleyerek arttıran, yoksulluktan beslenen, oy devşirip vatandaşı yoksulluğa mahkûm eden AKP politikalarına karşı.

Ayrıca, şehit yakını ve gazilerimize ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yapılan destekleri artırmanızı bekliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet teşkilatı bünyesinde terörle mücadele etmiş ve bu mücadelede terör örgütlerinin silahlarıyla vurulmuş ancak çeşitli yasa, yönetmelikler ve nizamnameler sonucu gazi sayılmayan kahramanlarımız var. 20 bin kahramanımız, terörle değil gazi sayılmak için AKP iktidarının mevzuatlarıyla on yıldır mücadele ediyor. FETÖ terör örgütüne karşı verilen mücadelede yaralanan kişiler, yaralanma derecelerine bakılmaksızın gazi sayılırken, sığınmacı, mülteci ve kaçaklara sağlıktan eğitime kadar her türlü imkân verilirken, kahramanlarımız devletimizin gözünde resmî olarak neden gazi olarak sayılmıyor? Bunun için Bakanlığınızın çalışma yapmasını hasretle bekliyorlar.

Sözlerimi birkaç soruyla tamamlıyorum.

Genel Kurulda görüşülmekte olan Aile ve Gençlik Fonu Kanun Teklifi'nde adı bile geçmeyen 150 bin liralık kırk sekiz ay ve iki yıl geri ödemesiz desteği neden evlenecek gençlerimize Bakanlık bütçesinden karşılıksız olarak vermiyorsunuz?

Engelli vatandaşlarımız arasında işsizlik yüzde 70 seviyelerinde seyretmektedir. Yirmi bir yılda yaklaşık 70 bin engelli vatandaşımızı uygun kadrolara yerleştirmeniz yeterli değil. Engellilerimiz yasalara rağmen iş bulamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERKAN SARI (Balıkesir) - Yasal zorluklardan dolayı engelli işçi çalıştırılması kotası 8 bin daha eksiktir.