Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Türkiye Ulusal Ajansı) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 20 .11.2023 |
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakanlığın değerli üyeleri, Komisyon üyeleri; dış politikamızın son günlerdeki en önemli gelişmesi olarak altı çizilen konuyla başlayayım; Sayın Cumhurbaşkanının Almanya gezisi. Ben Berlin'deydim, Cumhurbaşkanı ayrıldıktan sonra da oradaydım. Türkiye'de yarattığı etkinin 180 derece tersinin Almanya'da geçerli olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir ağırlık ortaya konmadı ve somut herhangi bir şey elde edilmedi. "Somut olarak ne elde edilmek isteniyor?" diye bakarsanız Sayın Cumhurbaşkanı gitmeden önce Eurofighter savaş uçaklarının alınması söz konusuydu ama o konuda eli boş dönüldü ve nitekim Cumhurbaşkanı da bunu ifade etti basın toplantısındaki sözlerinde "Sadece Almanya savaş uçağı üretmiyor, başka yerden alırız." gibi sözler sarf etti.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Taviz mi verseydik? Ayakları yere sağlam basan bir Türkiye var.
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Bizim Avrupa'yla ciddi sıkıntılarımız var. Avrupa Konseyinden -daha önce de ifade edildi- çıkarılmak tehdidiyle karşı karşıyayız, Avrupa Birliği nezdinde büyük sıkıntılarımız var. Sayın Bakan Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerimizde oradan adım atılmasını beklediğini söyledi ama biz hukuk devleti olma yönünde büyük sıkıntılar yaşarken, Anayasa'nın 90'ıncı maddesi uygulanmaz, AİHM kararları yerine getirilmezken, Anayasa'nın 153'üncü maddesi uygulanmadığı için yargı kriziyle yüz yüze kalmışken Kopenhag Kriterlerinin çok gerisine düştüğümüz bir noktada, Avrupa Birliği noktasında da Avrupa noktasında da ilerleme sağlamamız pek zor.
Gazze konusuna gelirsek, bölge gücü olmakla övünüyoruz. Sayın Bakan büyük gayret gösteriyor, büyük mesai harcıyor ama ne etki gösterdiğimiz sorgulanabilir. Bir ay içinde, şu an itibarıyla Gazze'de 13 bin Gazzeli, Filistinli hayatını kaybetmiş vaziyette. Bunların çocuk ölümlerine orantısını oransal olarak Türkiye'yle hesaplarsanız bir ay içinde Türkiye'de 200 bin çocuğun ölümü ne anlama geliyorsa şu anda o kadar Filistinli çocuk hayatını kaybetmiş durumda. O kadar atıf yapılan Riyad'daki zirve sonuçları İsrail kurumlarının değerlendirmesine bakarsanız fazla bir etki yaratmışa benzemiyor çünkü İsrailliler Riyad Zirvesi sonuçlarından gayet memnunlar, buradan bir şey çıkmadı kanısındalar. Ne NATO ne müttefikleri nezdinde ne üyesi bulunduğumuz Avrupa kurumları nezdinde ne de bölgedeki ağırlığımızla potansiyelimize uygun bir durum ortaya koymuş değiliz.
Bir noktayı dikkatinize getirmek istiyorum, Deniz Kuvvetleri Komutanı birkaç gün önce şu sözleri sarf etti: "2022'de başlayan Ukrayna-Rusya savaşı Karadeniz'deki jeopolitik mücadelede yeni bir dönem başlattı." dedi ve devam etti: "Bildiğiniz gibi NATO, Karadeniz'de bazı tedbirler almaya çalışıyor ancak Karadeniz'de bu tedbirleri kendimiz alacağımızı ifade edip NATO'yu veya Amerika'yı Karadeniz'de istemediğimizi beyan ediyoruz." Şimdi, bu sözler bir dışişleri bakanının görev tanımına giren sözler, Dışişleri Bakanlığı yetki devrimi mi yaptı? Deniz Kuvvetleri Komutanı nasıl bu sözleri söylüyor? NATO'yla bir sorunumuz olduğu anlaşılıyor ve biz sanki NATO ülkesi değilmişiz gibi "NATO'yu Karadeniz'de istemiyoruz." diyoruz. Bizim donanmamız NATO'nun donanması değil mi, Romanya ve Bulgaristan gibi Karadeniz'de sınırı olan ülkeler NATO ülkeleri değil mi; bu nasıl sözdür? Bunu ancak Rusya'nın Deniz Kuvvetleri Komutanı söylerse bir anlam taşır. Ve dediğim gibi, bu, Dışişleri Bakanlığının alanına giren bir konudur ve burada sanki bir yetki devri varmış gibi bir durum var.
Karadeniz'de NATO'yla sürtüşme hâlindeyiz, Suriye'de karşımızda Amerika'yı görüyoruz, tam bölge politikamıza yön veren Kürt karşıtlığı, ne kadar karşı çıkılırsa çıkılsın "Hayır, terör örgütü." deseniz de Kürt karşıtlığı; öyle olmasaydı... PYD liderini biz 2013 yılında birden fazla kez Ankara'da ve İstanbul'da niye kabul ettik, Dışişlerinin en üst kademeleriyle niye görüştü? Terör örgütü temsilcisi olarak mı görüştü? Süleyman Şah Türbesi 2015 yılında YPG'nin yardımıyla, YPG'yle iş birliği yapılarak yer değiştirdi. Şimdi, bu örgütler ne zaman terör örgütü oldular? 2013 ve 2015 yılından sonra birden terör örgütü hüviyeti mi kazandılar?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Değiller mi, terör örgütü değil mi?
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Değiller tabii, tabii ki değiller, tabii ki değiller.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Yazık be!
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Türkiye'de son söylemlerden başka ve Katar'dan başka dünyada hiç kimse kabul etmiyor. Terör örgütü idiyse niye YPG'yle iş birliği yapıldı 2015 yılında?
Ben başka bir yere gelmek istiyorum, ben başka bir yere gelmek istiyorum....
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Çandar, mikrofon kapandı. Bir dakika süre veriyorum, sözlerinizi toparlayın lütfen.
Buyurun.
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - İki dakika içinde tamamlıyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bölgedeki politikamızı tepeden tırnağa değiştirirseniz müthiş bir gücü harekete geçirmiş olacaksınız. Azerbaycan için Haydar Aliyev sizin de kabul ettiğiniz ve her iki ülkede kabul gören "bir millet, iki devlet" düsturunu dile getirmişti; bunu Azerbaycan'a giden herkes gözüyle görür ve yaşar. Bu düstura bir ilave yapın, bunun Türkiye'deki mevcut güçler dengesi nedeniyle kolay olmayacağını biliyorum ama sizin ferasetinize, tecrübenize, vizyonunuza güvenerek bir yere kaydedin diye söylüyorum, bu düstura "iki millet, tek devlet" düsturunu ilave edin. Böylece, hem devletin tekliği, ülkenin toprak bütünlüğü garanti altına alınmış olur hem de devletimizin ayrılmaz bir parçası olarak görülecek Kürt vatandaşlarımızın Suriye ve Irak'taki soydaşlarıyla çok sıcak beşerî, siyasi, iktisadi, ticari ve hatta askerî ilişkileri geliştirmiş oluruz; dış politikamızla, müttefiklerimizle hasmane ilişkilerden de sakınmış oluruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Başkanım, niye müdahale etmiyorsunuz, niye böyle konuşturuyorsunuz? Şu anda bölücülük yapıyor burada, bölücülük yapıyor burada, Türkiye Cumhuriyeti devletini bölmeye yönelik...
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Biz bölücülük değil, bir arada yaşamı anlatmaya çalışıyoruz sizlere.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Şu anda bölücülük yapıyorsunuz.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Bölücülüğü siz yapıyorsunuz, bizler değil.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, müdahale etmeniz lazım.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sözlerini çarpıtıyorsunuz, duymadın mı söylediklerini? Bitti mi, rahatsız oldunuz değil mi? Sizin bölücülüğünüz teşhir oldu, teşhir.
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sözüm kesildi.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Çandar, süreniz doldu.
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Müdahale etmeniz gerek, sözümü kesiyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hayır, doldu süreniz, ben dokunmadım. Sayın Çandar, ilave sürenizi verdim, süreniz doldu.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Bölücünün şahı orada.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Şu anda teşhir oldunuz, teşhir.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... Sayın Çandar, söz verdim, ilave süre verdim.
NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Anlamıyorsunuz, anlamıyorsunuz.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Biz anlıyoruz da sen anlamıyorsun, sen anlamıyorsun.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Osmanağaoğlu... Değerli milletvekilleri...
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Ben anlatıyorum.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sen anlamıyorsun, senin anlatmak istediğin, bölücülüğü anlatıyorsun. Başka neyi anlatıyorsun? bölücülüğü anlatıyorsun.
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Ne alakası var!
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - PKK'nın uzantılarına "Terör örgütü değil." diyor ya!
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Hangi bağlamda söylediğini niye söylemiyorsunuz?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Anlamı olur mu bu işin? Anlamı yok bu işin. Net ve açık bir şekilde söylüyor, biz de kabul etmiyoruz, reddediyoruz bunu. Bölücüleri istemiyoruz içimizde. 40 bin şehidimizin katillerine terör örgütü değildir diyorsun.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - PYD dedi, PYD'nin ağırlanmasını söyledi.