MAHMUT DİNDAR (Van) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün, 17 Kasım 2016 yılında Siirt'in Şirvan ilçesinde maden ocaklarında 16 kişinin hayatını kaybettiği facianın yıl dönümü. Dolayısıyla madenlerde hayatını kaybeden bütün emekçi arkadaşları rahmetle, saygıyla anıyorum.

İktidarın pahalı, piyasacı, özelleştirmeci ve doğa karşıtı enerji politikaları karşısında mücadele veren halkımızı saygıyla selamlıyorum.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının faaliyet alanına baktığımızda bölgemizin varlık içinde yokluğa maruz bırakıldığını görüyoruz. Dünyanın en zengin maden, su, enerji rezervine yakın olan bölgemiz neredeyse dünyanın en pahalı suyunu, elektriğini, mazotunu ve doğal gazını kullanıyor. Rant ve yandaş şirketlerin kârı uğruna halk cezalandırılıyor. Enerji ve akaryakıt zamları ülkedeki enflasyon artışının en önemli nedeni hâline gelmiştir. Her kur şoku ve bütçe açığı akaryakıta yansıyor, akaryakıttan da tüm tüketim, ulaşım ve üretim maliyetlerine yansıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında 55 litrelik bir araç deposunu 985 TL'ye dolduran araç sahipleri bugün 2.220 TL'ye dolduruyor. Altı aydaki artış yüzde 120'nin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu durum esnafa, çiftçiye, sanayiciye kısacası tüm yurttaşlara açık bir zulümdür. Öte yandan, altından ve üstünden petrol boru hatları geçen bölgemizde en pahalı mazot, benzin ve otogazın kullanılması hiçbir şekilde izah edilemez. Vanlılar ve Hakkârililer ülkede kişi başına düşen en düşük gelire sahipken neden en pahalı akaryakıtı kullanıyor?

Değerli milletvekilleri, halkımızın mahrum bırakıldığı hizmetlerden bir tanesi de doğal gazdır. Çetin kış koşulları altında yaşayan halkımızın hakkı olan doğal gaz hizmetleri yıllardır sunulmamaktadır, hem konutlarda hem de üretimde bölgenin doğal gaz altyapısı yetersizdir. Seçim bölgem olan Van'da taşımalı sistemle ilçe merkezlerine sınırlı sayıda aboneye doğal gaz hakkı tanınmıştır.

AKSA şirketi ile AKP'li müteahhitler halka eziyet etmektedir. Doğal gaz hizmeti sunulurken açıkça siyasi ayrımcılık yapılmaktadır. Abonelik işlemleri aylarca bekletilmekte, halkımız işlem kuyruklarında günlerini geçirmektedir. Van'da binlerce hanede doğal gaz tesisatı döşenmiş olmasına rağmen, doğal gaz abonelik işlemleri tamamlanmamıştır. Nüfusu 1 milyonun üzerinde olan Van ilimizde her 3 haneden 1'i hâlâ doğal gaz abonesi değildir. Aileler bu kış da tezek, odun ve kömürle ısınmak zorunda kalacaklar. Yüz binlerce hanemiz hâlâ ilkel koşullarda ısınmaktadır. Isınmada kullandığımız kömür ve diğer kirli fosil yakıtlar nedeniyle çevre çok hızlı bir şekilde kirlenmektedir. Gecikmeksizin tüm mahallere ve hanelere doğal gaz altyapısı götürülmelidir.

Değerli milletvekilleri, Van'da ve bölgede doğal ve görece daha temiz olan güneş enerjisi için güçlü bir potansiyel mevcuttur. Tarım arazileri dışında birçok yerde güçlü güneş enerjisi panelleriyle ilin ve bölgenin enerji ihtiyacı karşılanabilir. Bu konuda, hem çiftçilere hem de diğer üreticilere güçlü teşviklerin düzenlenmesi gerekir. Güneş enerjisi potansiyeli açığa çıkarılırsa diğer fosil yakıtların kullanımı doğal olarak azalacak ve ekokırım politikaları gerileyecektir. Güneş enerjisi başta olmak üzere, yenilenebilir enerji kaynakları üzerine ülkede çalışan bilim insanlarının ve bu alandaki uzmanların desteklenmesi gerekir.

Van'da ve ülke genelinde bir sorun da su faturalarıdır. Su kaynaklarını rant amaçlı kullanan iktidar, halkın su hakkını gasbediyor. Su faturaları da tüm faturalar gibi son yıllarda yüzde 200 üzerinde artmıştır. Su faturasını ödemeyen halka VASKİ, AKP'li avukatlar eliyle haciz işletmekte ve sular kesilmektedir. Bu haksız icra takipleri durdurulmalıdır.

Biz HEDEP olarak enerji üretimi ve dağıtımının kamulaştırılması gerektiğini ifade ediyoruz. Öncelikli olarak halkın yararı olmalıdır. Hiçbir insan yoksul olduğu için susuz, elektriksiz ve doğal gazsız bırakılmamalıdır. Enerjide dışa bağımlı olan mevcut yapı yenilenebilir enerji kaynaklarının payı artırılarak dönüştürülmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Dindar, toparlayın lütfen.

Buyurun.

MAHMUT DİNDAR (Van) - Teknolojik açıdan dışa bağımlılığı önleyecek AR-GE çalışmaları yapılmalı; enerji, makine ve donanımların yurt içinde üretimini sağlamak üzere sanayi ve üniversitelerle iş birliği sağlanmalıdır. Enerji ve enerji üretimi yatırımları çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan bir bütün olarak analiz edilmelidir. Bu bağlamda bölgesel eşitsizlik politikalarına son verilmelidir.

Saygılarımla.