KOMİSYON KONUŞMASI

GEORGE ASLAN (Mardin) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonun değerli üyeleri; Türkiye'de yaşayan farklı etnik ve inançlara yönelik uygulanan ayrımcılığın önemli alanlarından biri kültür alanıdır. Maalesef ki yüz yıldır bu alanda Türk kültürü dışındaki kültürleri reddeden tekçi bir anlayış hâkim ve bu da Kültür ve Turizm Bakanlığı ve ona bağlı kurumlar aracılığıyla yürütülmektedir. Kültür politikasındaki ayrımcılık dil, kültür, sanat, tarih gibi çok yönlü ve farklı düzeylerde kendini göstermektedir. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Asuri/ Süryaniler, Rumlar, Ezidiler ve diğer halklar ve inançlar kültür kırımına maruz bırakılmıştır. Günümüzde de bu anlayış pek değişmiş değildir. İbadethane ve mezarlıklara yönelik saldırılar, Alevilerin evlerinin işaretlenmesi ve tehdit içeren yazıların yazılması gibi pek çok saldırıyla karşı karşıya kalmaktadırlar.

Kilise ve manastırlara yönelik yok etme politikaları ise yüz yıllık geçmişi olan ve günümüzde de devam eden bir süreçtir. Türkiye'de kaderlerine terk edilmiş yüzlerce tarihî kilise ve manastır bakımsızlıktan veya definecilerin saldırıları nedeniyle yıkıldı veya yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu kiliselerden bazıları ahıra dönüştürüldü veya depo olarak kullanıldı. Camiye dönüştürülen pek çok kilise de mevcut. Özel mülkiyete geçmiş olup satılığa çıkarılan kilise haberleri sık sık basına düşmektedir. Bu kiliselerden biri Mardin'de bulunan Mor Yuhanna Süryani Ortodoks Kilisesi'dir. Artuklu ilçesinde bin yedi yüz yıllık geçmişe sahip bu kilise, tapusunun elinde bulunduğunu iddia eden bir kişi tarafından yıllardır internet sitelerinde satışa çıkarılmaktadır. Benzer şekilde geçtiğimiz yıllarda Bursa'da Ermenilere ait bir kilise yine internet üzerinden satışa çıkarılmıştı. Bir kilisenin satılığa çıkarılmasına Bakanlık olarak neden tepkisiz kaldınız? Satılığa çıkarılan bir cami olsaydı yine tepkisiz mi kalacaktınız? Özel mülk olarak alınıp satılan herhangi bir cami var mı? Yok, olmamalıdır da, kilise de olmamalıdır, diğer ibadethaneler de. Bütün bunlar Bakanlığınızın çifte standartlı yaklaşımını ortaya koymaktadır.

Urfa'nın Haliliye ilçesinde bulunan Ermenilere ait Germuş Kilisesi daha önce defineciler tarafından pek çok defa tahrip edilmiş ve bir dönem ahır olarak kullanılmıştır. Geçtiğimiz aylarda bakımsızlıktan kilisenin kubbesi çöktü. Kilisenin korunması ve restore edilmesi için önceki dönem vekillerimiz defalarca önerge verdi ve Bakanlığa çağrı da yaptı ancak herhangi bir adım atılmamıştır.

Öte yandan bazı yerlerde şöyle bir sorunla da karşılaşılmaktadır: Örneğin Mardin'de "tarihî eser" denilerek Anıtlar Kurulunca restorasyonu engellenen bazı kilise ve manastırlar var. Bakanlık olarak siz restore etmiyorsanız bırakın, insanlar kendi imkânlarıyla kiliselerini restore etsinler. Evet, Kültür Bakanlığının restore ettiği bazı kiliseler de yok değil ancak yıkılan ve tahrip edilen kiliselerin sayısına baktığımızda restore edilenlerin sayısı oldukça sembolik düzeyde kalmaktadır. Kilise ve manastırlar tıpkı camiler, sinagoglar ve cemevleri gibi satılabilecek bir özel mülkiyet olamazlar. Din ve vicdan özgürlüğü kapsamında bu yaklaşımın ele alınarak kiliselerin özel mülkiyetlerine, satışlarına son verilmek üzere adımlar atılmalıdır. Farklı din ve inançların ibadethaneleri ticari bir bakış açısıyla turistik bir yapı olarak görülmemeli. Din ve inançlara saygının gereği ve ülkenin ortak tarihî ve kültürel değerleri olarak kilise ve manastırlar korumaya alınmalıdır, yıkılma tehlikesi olanlar da restore edilmelidir.

Sayın Bakanım, burada 2 manastırla ilgili dikkatinizi çekmek istiyorum: Bunların en önemlilerinden bir tanesi Hakkâri'de bulunan ve Doğu Asur Kilisesi'nin yüzyıllarca merkezi olan Koçanis Mar Şalita Manastırı'dır. Bu manastır 1918'lerde Irak'a, oradan Kıbrıs'a, daha sonra da Amerika'nın Chicago kentine taşındı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Aslan, toparlayın lütfen.

GEORGE ASLAN (Mardin) - Bu manastır restore edildiği takdirde gerçekten Patrikhane Chicago'dan Hakkâri'ye taşınacaktır.

Bunun dışında yine Beşiri'de bulunan ve Süryani Ortodoks Kilisesi'ne ait olan Mor Kiryakus Manastırı'nın da restore edilmesini bekliyor, konuşmamı dinlediğiniz için hepinize saygılar sunuyorum.