KOMİSYON KONUŞMASI

PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, ben de tüm hazırunu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Konuşmamda deprem bölgesinde hâlâ giderilemeyen sorunlara dair birkaç vurgu yapacağım değerli hazırun. Öncelikle, bir kez daha, 6 Şubat depremlerinde yaşamını yitiren tüm canlarımızı saygıyla sevgiyle anarak başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi, bugün itibarıyla depremin üzerinden koca bir dokuz ay geçmiş durumda. Aradan geçen dokuz koca aya rağmen, depremin yarattığı yıkım ne yazık ki birçok krizle beraber sürüyor, devam ediyor, derinleşerek devam ediyor. Deprem bölgelerinde yaşayan insanlarımız en temel yaşamsal ihtiyaçlarına bile bugün geldiğimiz aşamada erişmekte ne yazık ki zorlanıyorlar.

Sabahki sunumunuzda, Sayın Bakan, depremin ilk dakikasından itibaren devletin tüm imkânlarının seferber edildiğini ve bütün millet olarak ayakta olduğumuzu ifade ettiniz. Keşke böyle olsaydı Sayın Bakan, ben de depremin ilk günlerinden itibaren oradaydım. Evet, emekçi halkımız ayaktaydı, bir aradaydı, duygudaşlığıyla bir seferberlik içerisindeydi ancak ne yazık ki günlerce siz yoktunuz. Bunu bizler ne yazık ki çok acı bir şekilde deneyimledik. Bakın, dokuz ay sonra hâlâ deprem illerinde barınma, sağlık, temiz içme suyu, elektrik, ulaşım, eğitim gibi temel hizmetler karşılanamaz vaziyette. Deprem bölgesinde, özellikle de yıkımın en ağır yaşandığı Hatay'da, dokuz ay gibi çok ciddi bir zaman dilimi geçmiş olmasına rağmen, gündelik yaşamın sürdürülemediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu, gerçekten, Türkiye Cumhuriyeti açısından büyük bir skandal olarak tarif edilmelidir.

Yine, sunumunuzda defalarca "Önceliğimiz deprem bölgesi." dediniz ancak ne yazık ki pratiğe baktığımız zaman, rant dışında başka hiçbir öncelik gütmediğinizi çok net bir şekilde görüyoruz. Hâlâ deprem vergilerinin, hâlâ "Türkiye Tek Yürek" şovunun, o şovda toplanan paraların nereye aktığını, nerelere harcandığını ne yazık ki bilmiyoruz.

Yine "Önceliğimiz deprem bölgesi." diyorsunuz ama bakın, daha dün depremin 275'inci gününde...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Size kalsa vatandaşın vay hâline.

PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Hamaset yapmayın lütfen. Biz sizin yalanlarınızı çokça dinliyoruz.

(Gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen karşılıklı konuşma olmasın.

Devam edin, süreniz gidiyor.

PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Depremin 276'ncı gününde Hatay'da üst üste enkazlardan cenazeler çıkarıldı; bunu hep beraber gördük, hep beraber tanıklık ettik. Peki, siz bunun karşısında ne yaptınız? Hatay'da enkazların üzerinde, insanlarımızın acılarını dekor yaparak bir propaganda filmi çekiyorsunuz; büyük bir bütçeyle bir propaganda filmi çekiyorsunuz. İçeriği maddi meseleniz olan "Şahsi Meselemiz" isimli bir propaganda filmini iktidarın felakete çevirdiği süreci aklamak için ne yazık ki ve ne yazık ki kullanıyorsunuz, bunu özellikle ifade etmek isterim.

Öte taraftan, enkazların kaldırılması ve yıkım kararı alınan binaların yıkılması deprem bölgesinde yaşayan yüz binlerce insanı doğrudan etkiliyor, tehdit ediyor; defaatle dile getirdik, burada bir kez daha dile getirelim. Yıkımlar esnasında ne yazık ki hiçbir önlem alınmıyor, devasa toz bulutları bugün geldiğimiz aşamada -birçok hatip de ifade etti- deprem illerinde gündelik yaşamın bir parçası hâline gelmiş durumda. Molozların kaldırılma işlemleri yasalara uygun bir şekilde yürütülmüyor, bunun da çokça örneğini ne yazık ki gördük. Asbest başta olmak üzere kirletici ağır metaller, kimyasallar havaya, toprağa ve suya karışıyor ve bu konuda yıkım firmaları denetlenmiyor. Yerinde ayrıştırmanın yasak olduğu yine defalarca sizler tarafından da belirtilmişti ama bu yasağa uyan hafriyat firması bulmak da çok zor.

Yine deprem bölgesinde, özellikle Hatay'da kalıcı konut inşa politikası bir başka büyük soruna dönüşmüş durumda değerli hazırun. Hatay Dikmece'deki acele kamulaştırma projesi bunun en önemli örneklerinden bir tanesi. İdari mahkeme Dikmece halkının direnişi sonucu yürütmeyi durdurma kararı verdi; buradan, direnen Dikmece halkının onurlu direnişini bir kez daha selamlamak istiyorum ama bu karar verilene kadar istimlak ve zeytinlik katliamındaki ısrar gerçekten bizim anlayacağımız bir şey değil, bunu da ifade etmek isterim. Özellikle Dikmece'yle ilgili şunu sormak istiyorum: Neden bunca alan varken, bunca hazine arazisi varken köylülerin zeytinlikleri yok edilmek isteniyor? Yine yerel halk özellikle bunu ifade ediyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Bir dakika verebilir misiniz?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayın lütfen.

PERİHAN KOCA DOĞAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum.

Neden yerel halk bunun mezhepçi bir tutum olduğunu sürekli dile getiriyor? Bu sorunun cevaplanmasını istiyorum Sayın Bakan.

Öte yandan, deprem bölgelerinde eğitim başlı başına bir sorun. Öğretmenler barınamıyor, öğrenciler ulaşım sorunundan kaynaklı okullara gidemiyorlar ve derinleşen başkaca problemler var.

Son olarak -sürem çok azaldığı için- kentsel dönüşüm yasasına dair birkaç vurgu yapmak istiyorum. Biliyorsunuz Van depreminden hemen sonra çıkarılmıştı mevcut yasa ama kentsel dönüşümün sadece ve sadece yüzde 10'u depremle ilgili gerçekleşmiş durumda. Hâl böyleyken bu hafta apar topar Meclisten geçirilen bu yasanın afetle, depremle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını bir kez daha ifade etmek isterim. Görüyoruz ki bu bir yeni rant kapısı olarak açılmak isteniyor ve yurttaşlar açısından yasal bütün zeminler tasfiye ediliyor.