KOMİSYON KONUŞMASI

ADNAN BEKER (Ankara) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarım, kıymetli bürokratlar ve çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ulu Önder'imiz, Başbuğ'umuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 85'inci yılında rahmet ve minnetle anıyorum.

Sayın Bakanım, 6 Şubatta maalesef çok ciddi bir felaketle karşı karşıya kaldık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum.

Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; ben de 6 Şubattan sonra Maraş'ta Ankara Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanı olarak görev aldım, orada on beş gün kaldım. Gerçekten bu yaraların sarılması tabii çok kolay değil, bütün -o günün şartlarında- vatandaşlarımız, belediyelerimiz, devletimiz, bakanlıklarımız el attılar, belli bir noktaya getirdiler.

Şimdi, tabii, bu işin içinde olanlar daha iyi bilir yani "sermaye düşmanlığı" diyenler, sermaye düşmanlığının ahlaksız sermayedarlarıdır. Şimdi örnek söyleyeyim size: Evinizi badana yaptırsanız bir ayda bitiremiyorsunuz çünkü burada 250 bin konuta, devletimiz, Bakanlığımız buraya el atmış. Gerçekten ben Sayın Bakanı ve bürokratlarını takip ediyorum, kendim oraya gidiyorum, oradaki vatandaşlarımıza elimizden geldiği kadar yardımcı oluyoruz ama kolay bir olay değil yani üç senede beş senede bitecek bir olay değil.

Bir de ne var? Fiyatlar çok artıyor. Niye artıyor? Çünkü Bakanlık bütün imkânlarıyla giriyor. Devlet girdiği zaman kalıpçı oraya giriyor, betoncu oraya gidiyor, çimentocu oraya gidiyor; malzeme eksikliği oluyor. Tabii, bu arada Sayın Bakanıma da söyleyeyim, fırsatçı tüccarlar var; betonu artırıyor, demiri artıyor, malzemelere de zam geldiği zaman maliyetler de artıyor. Arkadaşlarımız, sayın milletvekillerimiz; gerçekten şu an Bakanlık ve devletimiz veya bütün hayırsever vatandaşlarımız deprem bölgesine çok büyük destek oluyorlar. Deprem bölgesinde altyapı yok, organize sanayileri bitmiş, binlerce insanımız evsiz kalmış. Biliyorsunuz, bu evsiz insanlarımıza yer bulmak, yerleştirmek de gene Bakanlığın görevi, belediyelerin görevi olmuş. Onun için burada emeği geçen tüm Bakanlık personeli olsun, devletimizin diğer birimleri olsun, hangi belediye olursa olsun belediyelere huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Sayın Bakanım, 2014 yılında yapılan yerel yönetim kanunlarındaki değişikliklerde çok büyük eksiklikler var. Yani bu yasa değişikliği büyükşehirlerde çok sıkıntılı oluyor. Nedeni de şu: Mesela, Kalecik'in Kınık Köyü ile burada, Çankaya'da bulunduğumuz bir mahallede bütün; kayıt belgesi olsun, su olsun, altyapı olsun veya ruhsat olsun bedeller aynı ödeniyor. Yani düşünün ki Çankaya'da 15 milyon liraya daire satılan yer ile Kalecik'teki bir köyde yani eskiden köy olan bir yerin mahalleye dönmesiyle beraber oranın yükünü aynı bindirdiğiniz zaman vatandaşlarımızda çok büyük sıkıntı oluyor. Bunu bir değerlendirirseniz Sayın Bakanım.

Bir de kentsel dönüşüm gerçekten olması gereken bir dönüşümdür ama yerinde kentsel dönüşüm yanlış bir dönüşümdür. Bunun örneği İstanbul Bağdat Caddesi'dir. Çünkü oradaki dönüşüm yerinde bir dönüşümdür Sayın Bakanım. Yani bina yıkılıyor, binanın üstüne 2 kat fazlasını yapıyorlar. Bu sefer ne oluyor? Caddesi, yolu genişlemiyor, otoparkı kalmıyor, nüfus artıyor, kentsel dönüşümden bu sefer köy dönüşümüne dönüşüyor. Onun için mevcut olan binaların yıkıldığı yerde ada bazında kentsel dönüşümün daha faydalı olacağını, bu, ada bazındaki dönüşümlerde de yeşil alanın, sosyal donatıların, altyapıların, otoparkların böyle daha sıhhatli, sağlıklı olacağını ve şehirlerin şehirlere benzeyeceğini de... Bununla ilgili de bir hassasiyet gösterin Sayın Bakanım.

Şimdi, tabii, bizim Ankara'mız veya İç Anadolu'muz üvey evlat. En büyük teşvikler Doğu Anadolu, Güney Anadolu'ya yapılıyor fakat Yozgat, Çorum, Çankırı, Kırşehir, Ankara olmak üzere biz bu teşviklerden faydalanamıyoruz. Sayın Bakanım, biraz da bu İç Anadolu'ya bakın. Kayseri zengin bir memleket, sizin ora iyi ama Yozgat'tan göç buraya geliyor, Kırşehir'den buraya geliyor. Gerçekten çok sıkıntılı bir durumdayız. Bunlara lütfen bir el atın, biz de üvey evlatlıktan çıkalım. Gerçekten bu şehirlerimizin köylerinin yolu yok, okulları yok. Yani Ankara'mızda bile 300'e yakın köyümüzde su yok. Yani bunlara devletimiz olarak, Bakanlığınız olarak lütfen el atın.

Ankara'mızın bir fuar alanı var, 2015 yılında başladı. Bu fuar alanı başta Ankara Valiliği, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Ankara Sanayi Odası, Esnaf Odası ortaklığı olan bir Fuarcılık AŞ tarafından kuruldu fakat Sayın Bakanım, sekiz senedir bu fuar bitmedi. Bu fuar Ankara için çok önemli. Bakın, Ankara'daki bankaları götürdüler İstanbul'a, götürdünüz İstanbul'a yani.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADNAN BEKER (Ankara) - Sürem bitti mi Sayın Başkanım?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Süreniz doldu, lütfen toparlayalım.

ADNAN BEKER (Ankara) - Tamam, bitiriyorum.

Bizim fuarımıza bir el at Sayın Bakanım, bir toplantı yap.

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI MEHMET ÖZHASEKİ - Biz yaptık bir toplantı, ben size aktarırım.

ADNAN BEKER (Ankara) - Tamam Sayın Bakanım.

Ben teşekkür ediyorum hepinize.