Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b) Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c) Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç) İklim Değişikliği Başkanlığı d) Türkiye Çevre Ajansı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 10 .11.2023 |
SEYİT TORUN (Ordu) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, çok değerli bürokratlarımız, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, çok değerli milletvekilleri, sevgili hazırun; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, vefatının 85'inci yılında cumhuriyetimizin kurucusu, Ebedî Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha saygı, özlem ve şükranla anıyorum. Onun kurduğu cumhuriyet, Türkiye Cumhuriyeti; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olma özelliğini hiçbir zaman yitirmeyecektir.
Sayın Bakanım, yıllarca büyükşehir belediye başkanı olarak görev yaptınız, ardından AK PARTİ yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yaptınız, şu anda da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızsınız. Genel Başkan Yardımcılığınız esnasında da özellikle üzerinde durduğumuz 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası'yla ilgili konuşmuştuk; o zaman da üzerinde konuşalım, tartışalım, bir araya gelelim demiştik ama çeşitli nedenlerden dolayı bu bir türlü gerçekleşmedi. Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki hem mali hem idari kaos devam ediyor. Gerçekten sıkıntı da her geçen gün artarak devam ediyor, ciddi bir yetki karmaşası var, gelir paylaşımında ciddi sıkıntılar var. Ayrıca, bildiğiniz gibi birçok yetki gaspı da söz konusu; Bakanlık, belediyelerin birçok yetkisini aldı, her gün de maalesef sorunlarla karşı karşıyayız. Hani 82 Anayasası'na "darbe anayasası" diyoruz ya hani onu değiştirmekten falan söz ediyoruz, bu yasa da bir Gökçek yasası, bu da bir darbe yasası aslında. Bu yasayı da sizin Bakanlığınızda bir an önce, hiç değilse yerelden gelen bir insan olarak, bir yönetici olarak, konuyu bilen birisi olarak bu konuda adım atmanızı açıkçası bekliyoruz.
İLBANK, Cumhur İttifakı bankası gibi oldu; 2021 yılında toplam 279 projeye yüzde 100 kredi desteği sağladı, bu kredinin tutarı 1,2 milyar liraydı. Yüzde 100 İller Bankası kredisiyle tamamlanan projelerden 43'ü büyükşehir belediyelerinin projelerine aitti; bu belediyelerin 42'si AK PARTİ'li, 1'i ise MHP'li belediyeydi. Bir başka deyişle hiçbir CHP'li büyükşehir belediyesi projesine yüzde 100 İller Bankası kredisi verilmemişti. Benzer şekilde, İller Bankası hibesiyle tamamlanan 102 belediye projesinin 99'u AK PARTİ, MHP ve kayyum idaresi belediyelerine aitti. Lütfen, yani bu konuda sizin vicdanlı bir insan olduğunuzu biliyorum, bu krediler ve hibeler dağıtılırken hiç değilse biraz hakkaniyetli olun. Sonuçta o belediyeler de vatandaşımıza hizmet veriyor, onlar da kaynak tüketiyor, onlar da zorluklar içerisinde. Bu konuda da bir an önce adım atmanızı bekliyoruz. İLBANK'ın yıllık faaliyet raporu bu yıl daraltıldı ve 2022 Faaliyet Raporu'nda hangi belediyeye ne kadar kredi ve hibe verdiği de açıklanmadı. Bunun da açıklanmasını bekliyoruz.
Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesiyle ilgili düzenleme gerçekleşti. Bakanlık yetkinizi Meclisten geçirilen kanunla özel bütçeli bir başkanlığa devrettiniz. Umarım bu başkanlık bu yetkiyi gasbetmez; yapılan eleştirilere, değerlendirilen eleştirilere de kulak verir ve inşallah amacına uygun bir yapılanma olur.
Sayın Bakanım, 6 Şubat depremlerinde binlerce insanın hayatını kaybetmesini ve şehirlerin yerle bir olmasını bire bir yaşadık -ölenlere rahmet diliyoruz- fakat şehirlerin yerle bir olmasının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'yle nasıl bir ilişkisi olduğunu incelediniz mi? Bildiğim için size kısaca bir konuyu anlatmak isterim. "Yüzyılın felaketi" olarak değerlendirdiğiniz afetin, bilim insanlarımız tam kırk altı yıl önce bu felaketin geleceğini öngörmüşler. Türkiye'nin en önemli yer bilimcilerinden Esen Arpat'ın 1977 yılında bire bir bu felaketi tarif ettiğini makaleleriyle de öğrendik. "Bunun Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'yle ne ilgisi var?" derseniz şunu ifade etmek isterim: Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'nde belirtilen kıstaslar Türkiye Deprem Tehlike Haritası'ndaki verilere göre uygulanmaktadır, ülkemizdeki bütün yerleşimler için bu haritalarda beklenen deprem ivmeleri yazılıdır. Bütün yurttaşlarımıza açık olan bu haritadaki deprem ivmeleri ile 6 Şubat depremlerinde ortaya çıkan o ivmeler arasında devasa farklılıklar bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYİT TORUN (Ordu) - Bir dakika daha kullanayım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun lütfen.
SEYİT TORUN (Ordu) - 6 Şubat depreminde gerçekleşen ivme ile Türkiye Deprem Tehlike Haritası'nda beklenen ivme arasında yüzlerce kata ulaşan bir fark ortaya çıkmıştır. Basitleştirerek anlatmak isterim; yönetmelik diyor ki: "1 birim şiddetinde deprem bekliyoruz, buna uygun bina yapmak zorundasın." Ama deprem 5-10 birim daha fazla şiddette gerçekleşiyor. Yani bir diğer deyişle, 6 Şubattaki depremlerde Bina Yönetmeliği'ne uygun yapılan binaların çoğunun ayakta kalması mümkün değildir. Bakın, Hatay Defne'de ölçülen ivme, "PGA" dedikleri birimle ifade edilen ivme 1,347 birim ama sizin ölçtüğünüz PGA ise 0,4 yani arada neredeyse 3-4 katı fark var. Yani bu konunun bir an önce ele alınması, buna uygun binaların yapılması, tekrar deprem haritalarının güncellenmesi gerekiyor. Yapılmadığı takdirde, yapılan binalar da gerçekten...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Torun, teşekkür ediyorum.
Tamamlayın sözlerinizi.
SEYİT TORUN (Ordu) - Yani iktidar döneminizde hazırlanan Deprem Tehlike Haritası yanlışlarla dolu. Böyle hatalar varken istediğiniz yönetmeliği çıkarın, istediğiniz dönüşümü başlatın; deprem bölgelerinde yaşayan hiçbir yurttaşımızın can güvenliği yoktur. Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgiyi belirleyen deprem haritasını mutlaka değerlendirip inşaat yapımını da buna göre gerçekleştirmek durumundayız.
Teşekkür ederim.