| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/276) ve 2022 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/274) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı d)SBT Sağlık Bilim ve Teknolojileri Anonim Şirketi |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 09 .11.2023 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Sağlık Bakanım, 1800'lü yıllarda, biliyorsunuz, burada aşı üretiliyordu ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünün sizin döneminizde kapatılmasından sonra bu ihtimal ortadan kalktı. Cari sağlık harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2020 ve 2021 yıllarında yüzde 4,6 olmuştur. Şehir hastaneleri kamu-özel işletmeleri modeliyle yapılınca, yıllar boyunca milyarca dolar ödeme garantisi verilince servet transferi olarak kullanılmış oldu. Sağlığın ticarileştirilmesinin sonucu olarak da hastalara artık hasta değil, müşteri olarak bakılmaya başlandı.
Elbette büyük ölçüde hastanelerde en büyük şikâyetlerden bir tanesi, bazı hatip arkadaşlarımın da söz ettiği gibi, hastanelerden randevu alınamamasıdır, aynı zamanda sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin önlenememesidir. Yakın tarihte öyle ki Rize Araştırma Hastanesinin acil servisinin içinde silahlı çatışmalar yaşanacak kadar güvenlik önlemlerinin alınamadığı durumlara rastlanmaktadır ve en önemlisi yine, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen SMA hastalarının, SMA Tip 1, diyabet hastalarının sensörlerinin karşılanmamasıdır; bununla ilgili bir örneği Sayın Bakanıma vermek isterim. Asgari ücretle geçinen Fatma beni ziyaret eder, der ki: "Rize'de Tip 1 diyabet hastası için endokrinoloji doktoru yoktur, ben de Trabzon'a gitmek gelmek zorunda kalırım. Bu gidiş gelişimden dolayı günde 200 TL transfer ücreti yani minibüse para vermek zorundayım, gidip gelme yol ücretiyle maaşımın yarısı zaten gidiyor. Bir de çocuğumun vücudu delik deşik oldu. Bize bu Cumhurbaşkanının söz verdiği sensörün verilmesini lütfen tekrar gündeme getirin." Söz verdiğinizi yapın Sayın Bakan ve Tip 1 SMA hastalarının sensörlerini mutlaka sağlayın.
Eğitim araştırma hastaneleri şehir hastanelerine hastalar yönelsin diye bilerek zarar ettirildi. Sağlık Uygulama Tebliği yıllarca güncellenmediği için ödemeler eski fiyattan yapıldı, bu durumda da üniversite hastaneleri zarar etti.
Şimdi, Sayın Bakan, aslında birçoğumuzun elektronik postasına düşen ama belki gündem etmekten kaçındığımız bazı notları sizinle de paylaşmak istiyorum, benim elektronik postama düşenlerden sizin sorumluluğunuzda olanlardan. Derler ki: "Sağlık yönetimi ve kurumları işletmeciliği bölümü mezunlarıyız." Onlar soruyorlar: "Bizimle ilgili meslek tanımlarımız neden belirlenmiyor? Meslek tanımlarımız belirlenmediği için atamalarımız yapılamıyor. Kaç kontenjanımız var, niçin atamalarımız yapılmıyor?" diye soruyorlar.
Yine diyaliz teknikerleri 1995'te ilk mezunlarını vermiş olan insanlardan oluşuyor. Bu grubun da 32 bin mezunu var, bunlardan sadece 257 kişiye kadro verilmiş, kalanlar "Madem bu eğitimi bize veriyorsunuz, biz ne olacağız?" diye soruyorlar.
Yine eczane teknikerliğinden 25 bin mezun var, bunlar da atanamıyorlar. Acil yardım teknikerleri yani "paramedik" dediğimiz bölümün teknikerleri 120 binden fazla, bunlar da atama bekliyorlar. Bu alandaki açıkları da hepimiz aslında biliyoruz.
Yine diş protezi teknikerlerinden mesajlar var. 30 binden fazla mezunu olan bu bölümden on dört yılda toplamda 626 kişiye iş verebilmişsiniz, atanmıştır. "Hiç olmazsa bizim yüzde 10'umuzu işe yerleştirin." diye talepleri var. Çeşitli branşlarda eğitim almış, 39 branşta 900 bin sağlık mezunu "Başta hiç olmazsa bizim yüzde 10'umuzu Sayın Bakanımız istihdam etsin." derler. Ben size bunları -muhtemelen siz de görüyorsunuz ama- iletmekle mükellefim.
Şimdi gelelim bir de bireysel bir talep var, onu da söylemek istiyorum. Aslında bu bireysel talep toplumsal bir genele örnek olabilir. ALS, SMA, DMD ve MS hastalarıyla ilgili ve diğer nöromusküler hastalıkların etkin kontrol merkezleri oluşturulup embriyoların bilinen genetik hastalıkları taşıyıp taşımadığı, sağlıklı bir bebek olarak dünyaya gelip gelemeyeceği anlaşılabilir iken bu hizmet SGK tarafından karşılanmıyor ve sadece özel sektörce yapılabildiği için bebeklerde sakatlık riski sürmekte. Sakat doğan ve sakat doğma ihtimalleri olan bebeklerimizin tedavisinin de ne yazık ki kampanya, yardımlar ve halkın desteğiyle yapılması istenmektedir. Bununla ilgili arkadaşlarım size -şöyle bir baktım önüme- çokça soru önergesi vermişler Mecliste, bunların isimlerini sadece okuyacağım: Avukat Turan Aydoğan size bir soru önergesi vermiş, Gamze Taşcıer Vekilim size bir soru önergesi vermiş, Gülizar Biçer Karaca bir soru önergesi vermiş, Bedri Serter bir soru önergesi vermiş, Ömer Fethi Gürer bir soru önergesi vermiş. Çokça var, Sezgin Tanrıkulu, Mustafa Adıgüzel ve -uzundur hepsini belki okuyamayabilirim- Hatay Milletvekilimiz Suzan Şahin vesaire soru önergesi vermiş, uzuyor gidiyor bu liste ve bu listelerin çoğuna da cevap vermemişsiniz Sayın Bakanım ne yazık ki cevap verilmesini isterdik.
Şimdi, gelelim İstanbul'da Pendik'te yaşayan bir bebeğimiz var, 1 yaşında henüz. Şu fotoğrafını da bir size göstermek isterim. Yiğit Miran bebek, 1 yaşlarında, o da öyle, ne yazık ki SMA hastalarından biri. Bu bebeğimiz için yardım kampanyalarına olur verilmiş, valilikler vesaire, işte belediyelerde adlarına hesap açılmasına izin verilmiş, destek istiyorlar.
Şimdi, birincisi, bu bebeğin bu desteğe ihtiyacının olması muhtemelen sizin de içinizi acıtıyordur, benim içimi acıtıyor. Özetle bu tür hastaların ilaçlarının karşılanması için, devlet olarak, Bakanlık olarak bu yardım kampanyalarına gerek kalmadan sizin karşılamanızı sağlamak için ne gerekiyorsa yapın; bizim bir yerlerimizden kesin, başka yerlerden kesin, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinden eksiltin, Savunma Bakanlığının bütçesinden eksiltin, İçişleri Bakanlığının bütçesinden eksiltin, nereden eksiltilmesi gerekiyorsa eksiltin ama şu yardım kampanyasına ihtiyaç duyulan hâl Türkiye için kötü bir referanstır. O yüzden bu bebek için buna rağmen, bundan sonra bu bebek için... İki yıl evvel sosyal medyada yer alan, Sağlık Bakanlığı tarafından sadece SMA hastanelerinin kurulacağına ilişkin sizin bir taahhüdünüzün olduğunu hatırlıyorum. Böyle bir hastaneyi şimdiye kadar kurmamış olmanız bugün bu adımı atmamak için neden değildir. Bugün bu adımı atın, bu bebeklerimiz ihtiyaç olmadan yaşasınlar diyorum.
Yine de bu kampanya için, özellikle burada bulunan herkesten 20 TL karşılığı ilgili yerlerden SMS atılmak suretiyle destek verilmesini de özellikle ve önemle rica ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.